Masal masal içinde, dünya yerli yerinde, herkes kendi hâlinde imiş.

Kimine göre işler tıkırında, kimine göre değilmiş.

Günlerden bir gün herkes gibi biri, içinin sıkıntısını bir türlü giderememiş, ne yapsam nereye gitsem diye düşünüp durmuş. Almış heybesini çıkmış yola. Sonunda aklına ta uzak diyarlarda yaşayan, herkesin derdini dinleyen, derdi olmayana da yoldaş olan “Masal Bilgesi” gelmiş. Varmış masal bilgesinin yanına. Anlatmış derdini. Masal bilgesi, “Senin gibi derdini başkalarına anlatamayan, anlatsa da derman bulamayan, kendi içindeki sıkıntıyı çözemeyip girdaba düşen, birçok kişi karşıma çıktı. Hepsi benimle çıktığı yolculuk sonrasında kendi içinde buldu dermanını, içlerindeki yükten kurtulup ait oldukları yere döndüler.” demiş. Sevinmiş bizim yolcu, derman bulmak için anlatmış da anlatmış içindeki ağırlığı…

Bu kitap, bir psikolojik danışmanın gerçek hayattaki gözlemlerinin kalbinde demlenmesiyle filizlenmiş, okuyucunun ya da danışanların kalbinin sesini duyması için bir araç olarak tasarlanmıştır. Nasıl ki çocuklukta okuduğumuz masallar bizi farklı diyarlara götürdüyse, bu kitaptaki masallar da yetişkin tarafımıza seslenip, içimizdeki çocuğu anlamamıza yardımcı olabilir.

Masallar ile Simurg’un sırtında Kaf Dağı’na çıkabilir, uçan halıyla diyar diyar gezebilir, kısacası uçsuz bucaksız bir hayal âleminde dolanabilirsiniz. Alaaddin’in sihirli lambayı bulduğunda hayatının değiştiği gibi sizin de bu kitabı okuyunca bakış açınız değişebilir, olaylara ve yaşananlara farklı bir gözle bakabilirsiniz.

Masallardaki yolculuğunuz sırasında keşfettikleriniz, size sorulan sorulara verdiğiniz cevaplar, bunların hepsi kendinizi bulma yolundaki sancılı sürecin başlangıcı olabilir.

Hayattan farksız olan bu masalları okurken kendi içinizde kadim bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?