Abel ve Janice Ryder, birbirine aşık iki genç insanın besleyebileceği tüm umutlarla ve hayallerle evlilik yaşamlarına başlarlar. Fakat çok geçmeden, sağırlıklarının işitenlere göre düzenlenmiş bir toplumda aralarında muazzam bir engel oluşturduğunu fark ederler. Tecrübesiz, cahil ve şaşkın bir halde, özürlüler okulunun haşin ortamından ayrılıp, işitenlerin duyarsız dünyalarına adım atarlar. Borç ödemeyle ve yanlış anlaşılmalarla, zorluklarla dolu aşağılayıcı işlerle geçen yıllar içinde işiten bir kız evladı yetiştirirken, ortak üzüntü ve mutlulukları paylaşırken, işaret dilinin hayret verici bir vasıta olarak yaşamlarını sürdürebilmelerini, doğdukları acılı, olağandışı dünyanın kıramayacağı kadar güçlü olan sevgilerini güçlendirebilmelerini sağladığını öğrenirler. Dört nesli kapsayan bu hikayede geçen yüzyılda Amerika´yı saran zenginlik, savaş ve insan mücadelelerinin içerisindeki bir ailenin kendilerine yer edinme çabasının şahidi oluyoruz.

...Öğrenmek, sonunda gerçek bir ödülü olmayan uzun bir arayıştı; öğrenmemek akıldan sağır kalmaktı. Sonra bir an işitenlerin de bu tür seçimleri olup olmadığını merak etti... ama nasıl olabilirdi? Onlar işitiyordu... insan sağır olmayı seçemezdi...

Bir insanın kendisini başkasının yerine koyabilme, duygularını ve düşüncelerini paylaşabilme yeteneğinin mucizesi.
- New York Times-

Akıllardan çıkmayan bir kitap... unutulmayacak kadar canlı.
- Library Journal-
(Arka Kapak)