1- İbn-i Sina - 88 Sayfa 2- İbn-i Haldun - 128 Sayfa 3- Farabi - 88 Sayfa 4- Evliya Çelebi - 168 Sayfa 5- Ömer Hayyam - 136 Sayfa 6- Piri Reis - 144 Sayfa 7- Mimar Sinan - 144 Sayfa 8- Barbaros Hayreddin Paşa - 152 Sayfa 9- Ertuğrul Gazi - 128 Sayfa

İbn Rüşd’ün İslam coğrafyasında ve Müslüman arasında daha az bilinmesinin sebebi Müslümanların Gazzali çizgisinde gitmeleri sebebiyle olmuştur. İbn Rüşd İslam filozofları arasında sayılmış ve felsefenin de dini çevrelerde benimsenmemiş olması onun hak ettiği yerde olmamasına sebep olmuştur. Halbuki İbn Rüşd ilk olarak İslam Hukukçusudur. İslam hukukçusu olma özelliğinin üzerine Tıp, Astronomi, Felsefe ve Mantık özelliklerini de eklediğimizde karşımıza bir İslam Düşünürü çıkar. İbn Rüşd, Din ve felse

1 Sigmund Freud - 184 Sayfa 2 Sokrates - 152 Sayfa 3 Platon - 176 Sayfa 4 Aristo - 192 Sayfa 5 İbn-i Sina - 88 Sayfa 6 Immanuel Kant - 192 Sayfa 7 Nietzsche - 184 Sayfa 8 Descartes - 200 Sayfa 9 İbn Rüşd - 112 Sayfa

Farabi, Aristotelesçi nedensellik fikrini Yeniplatoncu sudur/emanasyon metafiziğiyle kaynaştırarak kendi felsefi sisteminin ana gövdesini oluşturur. Batlamyusçu astronomiyi de buna ekleyerek sisteminin fizik ve metafizik dinamiklerini tamamlamış olur - C.D. Raisman - Farabi, beslendiği İslam kültüründeki Tanrı inancıyla felsefeyi, akıl ile nakli, düşünceyle duyguyu, maddeyle manayı bütünleştirmeye çalışan en önemli İslam filozofudur. Farabi bugünün Türkiye insanı için önemli bir örnektir Günümüz gençliğinin

İbn Haldun, Sosyolojinin kurucusu. Yaşadığı dönemde, paylaşılamayan bir devlet adamı. Birçok devletin kuruluşuna, yıkılışına tanıklık etti. Birçok devlet adamının yakınında bulundu. Birçok ülkede bulundu. Hâkimlik, vezirlik ve profesör rütbesiyle hizmetlerde bulundu, devlet başkanlarına danışmanlık yaptı. Alkışı gördü vezir oldu, ihaneti gördü zindana düştü, sürgüne gitti. Yaşadığı dönemde bazen el üstünde tutuldu, bazen kıskançlık oklarını üzerine çekti, savruldu. Ailesini kaybetti. Sonra tüm yaşadıklarını

İbn Sina dehasıyla hem kendi döneminin hem de kendinden sonra gelen dönemlerin yıldızıydı. Zekası ve çalışkanlığı ile 16 yaşında Saray doktoru, 22 yaşında vezirlik makamına yükselmişti. Müslümanların Altın Çağı'nda doğup büyüse de, İbn Sina bu Altın Çağı zirveye taşıdı. Eserleri Avrupa'daki üniversitelerde temel ders kitabı olarak okutuldu. Avrupa kendisine 'Felsefenin Prensi' adını takmıştı. Şifa ve Kanun fit-Tıp Avrupa'nın başvurduğu tıp kitapları arasına girmişti. 'Bütün hastalıklar esasen yenilen ve içi

Onlar birer dine mensuptular. İnançlarına keskin, derin, hatta aşk derecesinde bağlı idiler. Çoğu kendi dininin önde gelen isimleriydiler. Kimisi İncil'in izinden giderek Hz. İsa' ya nefer olmuştu. Kimisi Kuran-ı Kerim'i ezberlemiş, ünlü bir hafız oluştu. Dini yaşamak ve yaşatmak adına zorluklara göğüs germiş azizlerdi onlar. Güce ve iktidara sahip olduklarında bir keskin değişim yaşadılar. Kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen, kısacası kendisinden başkasına hayat hakkı tanımayan birer despota

Müslüman Kardeşler'in öncelikli amacı Mısır'ın İngiliz işgalinden kurtarılmasıydı. İşgal altında olan bir ülkede bırakın dini değerleri yaşamayı temel insan hak ve özgürlükleri bile tehlike altındaydı. Müslüman Kardeşler'in düşmanı da İngilizlerdi. Müslüman Kardeşler'i kendilerine örnek alan İslamcılar için ise böyle bir düşman yoktu. İslamcılar düşmansızlık sorunu yaşadılar. Ülkeyi işgal eden ülkelere karşı Kurtuluş Savaşı'nda büyük mücadele veren aziz milletimiz yeni bir cumhuriyet kurmuştu. Türkiye Cumhu

İşsizlik, eğitim ve sağlık imkânlarının kötüleşmesi, ekonomik kriz, artan intiharlar, boşanmalar, kadın ve çocuk tacizleri, cinayetler, yapılan usulsüzlükler, yolsuzluklar, adaletsizlikler birden gündemden düşürülerek yerine herkesi ilgilendiren ama dar bir çevrenin detaylarını bildiği, istifade ettiği Kanal İstanbul Projesi kondu. Devamında her konuda uzman(!), her derde derman, her kilide maymuncuk babından zekâ ve donanım abidesi yorumcuların sırasıyla tüm havuz kanallarında dolaştırılması sureti ile kam

Gazeteci-Yazar Sinan Eskicioğlu, bu romanında Kurucusu Hz. Âdem olan gizli bir örgütü deşifre ediyor. Almanya ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde gerçekleşen olayları, iç içe geçmiş ilişkiler ağını, gizemli tarihi sırları okuduğunuzda bildiğiniz birçok şeyin tersyüz olduğunu göreceksiniz, okuduklarınıza inanamayacaksınız. Yazar Eskicioğlu, bu romanında, tarihin akışını değiştirmiş birçok önemli kişinin mensubu olduğu gizli bir örgütün, hedeflerini, hiyerarşik yapısını, mali kaynaklarını,