Ülkücü gençler; Türkiye'nin gündemine ve memleket meselelerine karşı duyarlılıkları yanında, Türk tarihini ve Türk milliyetçiliği ülküsünün fikrî kaynaklarını öğrenmeye iştiyaklarıyla bilinirler. Ülkücüler, Ömer Hayyam'ın Tarih kâinatın vicdanıdır. sözünü kendilerine düstur edinmişler, buradan hareket ederek öncelikle Türk tarihini öğrenip özümsemişlerdir. Şanlı sayfalarla dolu tarihimizden aldıkları ilhamla maşerî vicdanın teşekküllü neferleri olmuşlar; mesut, müstakil ve müreffeh bir gelecek temini için m

Hayat çalkantılarla sürer. Sürûr da elem de tabiî seyrin serencamıdır. Bu meyanda şiir gönül dilidir. İnsan zaman olur sürurunu, zaman olur elemini mısralara döker. Aynı zamanda şiir ortak dildir kültürümüzde. Gelenek ve göreneklerimiz şiirle şekillenir. Bizde şiir cemiyet yaşantımızın zenginliğidir. Bir aşığın feryadıdır, bir ızdırabın çığlığıdır, bir sevincin naralarıdır, toplumun ortak ruh halinin ortaya dökülmesidir. Bazen bir cenk hikayesidir, bazen bir felaket ağıtıdır. Büyüklerimizin masalı, anneleri

Okuma, öğrenmenin en etkili yollarından biri olduğu için eğitim sistemlerinde her zaman var oldu. Günümüzde bile kitapsız bir öğrenci ve okul hayal etmek mümkün görünmüyor. Dijital çağ, kitapları biçim olarak değiştirse de okumanın öğrenme için önemli bir araç ve ihtiyaç olduğu mantığı değişmiyor. Ülkemizde, eğitimle ilgili konu açıldığında söz dönüp dolaşıp okumuyoruza geliyor. Yapılan ulusal ölçekli akademik araştırma ve çalışmalar okuduğumuzu anlamadığımızı gösteriyor. Gerçekten öğrenmeden, pek çok şeyi

The blessed flag, which basbuğ left, has been taken over by Devlet bahçeli, who, since the early years of his being a man with a cause, who had a sincere devotedness. He hasn't eaten to allow the others to eat, hasn't drunk to enable the others to do it, hasn't got dressed but has had the others do it, like Bilge Kagan. He's had vigilant nights and days, struggling to spare his comrades and his nation out of danger. He's gathered the community he is leading in every chaos and quake, with God's permission, i

XVIII. yüzyılda Fransa'da yapılan politik (rejim) değişikliklerden dolayı ciddi ekonomik sıkıntılar yaşayan Fransa, bu burhandan çıkmak için Akdeniz ve Afrika üzerinde oluşturduğu etkiler ve Osmanlı topraklarına karşı hem silahlı hem ideolojik bir mücadeleye girişen Batılı emperyalist devletlere karşı Osmanlı Devleti'nin aldığı önlemler ve mücadelesidir. Akdeniz ve Afrika, coğrafi mevkileri, tarihî ve sosyoekonomik zenginlikleri ve kültürel çeşitlilikleri açısından geçmişte olduğu kadar XXI. yüzyılda da old

Çalışma, öncelikle Türkiye toprakları üzerinde inşası tamamlanmış olan, devam eden ve planlanmış petrol ve doğal gaz boru hatlarının durumunu ve ülke jeopolitiğine etkilerini analiz etmeyi ve böylece başlangıçta sorulan: Jeopolitik teoriler ışığında, Türkiye'nin toprakları ve limanları aracılığı ile uluslararası bağlantıları sağlanan enerji boru hattı projelerinin Türkiye'nin jeopolitik gücüne etkileri nelerdir? vb. sorulara cevap üretmeyi hedeflemektedir. Özellikle son dönemde Doğu Akdeniz havzasında yoğun

Devlet Bahçeli'nin dayanışma bilgeliği kapsamında dikkat çeken özelliği, kriz yönetimindeki toparlayıcı liderliğidir. Toparlayıcı liderlik, Covid-19 gibi etki alanı geniş ve yıkıcı olan salgın türü krizlerde, sorunların kronikleşmiş bir tabloya dönüşmemesi için, kriz yönetiminde aksayan ve düzeltilmesi gereken tarafları onaran liderliktir. Toparlayıcı liderliği ile Devlet Bahçeli'nin en büyük avantajlarından birisi, onarıcı liderliğidir. Onarıcı liderlikte, değinilmesi gereken bir diğer nokta, aile büyüğü a

Arkeoloji, sanat, sanat tarihi, müze ve müzeciliğin birlikte anılması oldukça doğaldır. Dahası; yararlı, gerekli ve hatta zorunludur. Zannedildiği ya da zannedilebileceği gibi, herhangi bir olgunun ilişkili olduğu başka olgulardan yalıtılarak ele alınması, o olgunun gerçekliğini daha iyi yansıtmaz. Araştırılacak herhangi bir konunun ilişkili alanlarla birlikte ele alınması, bütüncül anlayışa bağlı yöntem ve teknikleri de gündeme getirecektir. Eğer bu olgular kendi tekil bağlamlarında doğrudan bilimsel bir d

Dol heybem dol, Aç iki gözünü hikâyeler koy. Bak sağına soluna Hayallere varsın yol. Sen anlat ben dinleyeyim, Diz söz tespihini, Cümle cümle hayal çekeyim. Hikâye ol, masal ol, Dol heybem dol.

Üç Mayıs ve sonrasında gelişen olaylar Nihal Atsız'n yazdığı Bizim Günümüz adlı yazıda da belirttiği gibi milli kültürün ve Türklüğün geleceği adına Türkçülerin tarihte ilk defa görülen davranışları idi. MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli de bu noktada 1944'ü Türklüğün var oluşu ile birlikte nice kahramanın yaktığı istiklal meşalesi 3 Mayıs 1944'ün sisli ortamında daha da güçlenmiş, çok şükür Milliyetçi Hareket Partisi'nin doğum ve doğruluş müjdecisi olmuştur ifadeleriyle bugüne taşımıştır. Milliyetçi Har

 

 

Osmanlı-Safevi mücadelesi tarihte iki Türk devleti arasındaki ilk mücadele olmamakla birlikte Türk-İslam tarihini en fazla etkileyen mücadeledir denilebilir.Bu mücadele Safevilerin sünnȋ Türk devletlerinin ortasında gayri sünnȋ unsurlara dayanarak, tamamen Türk devlet geleneği üzerine kurulmuş olmalarına rağmen, mezhep taassubuyla hareket ederek etrafındaki Türk devletlerine meydan okumasıyla başlamıştır. Safevilerin Çaldıran'da aldıkları ağır darbenin ardından hayatta kalabilmek için mümkün olduğu kadar Os

Fuat BOSTANCI; 1965 yılında Elbistan-Taşburun (Ketizmen) mahallesinde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Elbistan'da tamamladı. 1987 yılında Elbistan Şeker Fabrikasında, 1989 yılında Elbistan PTT Müdürlüğü'nde teknik personel olarak göreve başladı. 25 yıl devlet kurumlarında çalıştıktan sonra emekliye ayrıldı. Ozanlık gelecegine lise yıllarında ba§ladi. Saz çalıp türküler söyledi. Türkü ve şiir iklimine bu tarihler milat oldu. Çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri yayınlandı. Ozanlık geleneğini yerel radyo

Emperyalistler, yeni dünya düzeni dedikleri modern köle düzenini kurduklarından beri, dünyanın neresinde jeopolitik ve ekonomik değeri olan yer, ülke varsa gözlerini oraya dikip, insani değerleri hiçe sayarak, emellerini gerçekleştirmek için durmadan, dinlenmeden ve de hiç acımadan yıkım çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Her gittikleri yerde zülüm, kan, vahşet, gözyaşı ve sefalet bırakmışlardır. Bu, dün böyleydi, bugün de böyle ama yarını Allah bilir.

Yazdıklarım umumiyetle hatırladıklarımdan meydana gelmektedir. Elbet hatırlayamadıklarım da vardır. Kitapta kendi yaşadıklarımı kaleme aldım. Yaşadığım ve içinde olduğum olayları genel olarak olduğu gibi verdim. Fakat bazı şeyler var ki sadece söylenti olarak yazmayı tercih ettim. Duyum olarak bildiklerimi ise belirttim. Yazdıklarımı duygularımdan arındırdım diyemem. Eğer ben bir robot olsaydım duygularımı işe karıştırmadan bir kitap ortaya koyabilirdim fakat o zaman bu kitap ne kadar kayda değer olurdu? Ne

Eğrigöz, Kütahya'nın Emet, Hisarcık ve Tavşanlı ilçelerini kapsayan bir sahada var olmuş eski bir kazâdır. Çalışmamızda, tarihimizdeki ilk nüfus sayımı olan 1831 nüfus sayımı kayıtlarında Eğrigöz kazâsının durumu ortaya konacaktır. Emet, Hisarcık ve kısmen Tavşanlı'yı içeren bu çalışma ile bölgenin iki asır önceki beşeri özelliklerini ortaya çıkarmayı ve bölge halkının kendi soyağacını oluşturmasına vesile olmayı amaçladık.

Türk Oğuz beyleri, işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, İlini töreni kim bozabilecekti? Bilge Kağan 732 Bozkır coğrafyasında çetin hayat şartları ve hayatta kalma mücadelesi içerisindeki Türk milleti tören ve geleneklerine sıkı bir şekilde bağlanmıştır. Bu tören ve gelenekler Türklerin milli ve manevi bağları olmuştur. Türklerin silah gücü ile büyük devletler kurdukları ifade edilmesine rağmen yerleşik bir medeniyete sahip olmadıkları öne sürülmüştür. Ancak tören ve geleneklerin olu

Folklor; bir milletin maddi ve manevi değerlerini içinde barındıran önemli kavramlardan biri olmanın yanı sıra toplumların inançlarını, gelenek ve göreneklerini, yaşam tarzlarını yansıtan önemli bir kavramdır. Folklor, kişilerin yaşam tarzlarına ve bakış açılarına etki edebilen, toplumun maddi ve manevi değerlerinin bir bütünüdür. Teknolojinin gelişmesi ve yayılmasıyla birlikte, toplumun önemli değerlerinden olan folklorik unsurlar, her geçen gün teknolojiye biraz daha boyun eğmiş ve unutulmaya yüz tutmuştu

Yumuşak güç ve Kamu Diplomasisi kavramları özellikle Soğuk Savaş sonrasında yoğun kullanılmaya başlamış ve Uluslararası İlişkiler yazınında farklı bir perspektif açmıştır. Joseph S. Nye, Jr.'ın gündeme getirdiği Yumuşak Güç kavramı zaman zaman eleştirilere muhatap olsa da genel bir kabul gördü. Kavramı abartıp sert güçün önemini tamamen yitirdiğini söyleyenler ile kavramı hiç anlamayıp gücün sert olanı dışında bir versiyonunu mümkün görmeyenler bir tarafa bırakılırsa yumuşak güç ve bununla doğrudan ilişkili