Yenileşme Devri Türk Edebiyatından Çizgiler, Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat'ın Türk Edebiyatı üzerine yazdığı makaleleri bir araya getiriyor. Şairler İçin, Hikâye ve Roman Yolunda, Edebiyat Tarihçiliği ve Eleştiri adlı dört bölümde toplanan makaleler, edebiyat tarihimize dair önemli ayrıntıları gün yüzüne çıkarıyor. Yazar, bu makalelerinde; Ömer Seyfettin,Yahya Kemal, Hüseyin Rahmi ve Fuat Köprülü gibi, metinleriyle edebiyatımıza büyük hizmetlerde bulunmuş isimlerin yanı sıra; Feyzullah Sacit Ülkü, Yahya Saim

Divan Edebiyatı ve Türk Kimliği, İslâm'ın rengine boyanan milletimizin Divan edebiyatına yansıyan özelliklerini ele alıyor. Kimliğimizin önemli yönlerinden biri aşk anlayışı. Vuslat Yolculuğu, bir çeşit seyr ü sülûk yürüyüşü olarak kurgulanan bu aşk anlayışını anlatıyor. Peygamber sevgisi en belirgin özelliklerinden. Türk edebiyatında en çok tür onun adı etrafında oluşmuş, en çok şiir ona yazılmış. Çiçeklerin sultanı olan gül, ona alem olmuş. Gül Kokusu edebiyatımızdaki Peygamber sevgisin inceliyor. Diğ

Çocukluğun korkulu düşleriyle ilk gençlik yıllarının varla yok arası beklentileri... Başı dumanlı dağların arasında, çorak topraklarda filizlemeyi bekleyen tohum... İnsan, zaman, kültür ve sosyal değişmenin kargaşası... Bitmeyen Türkü... Günortası

Edebiyatımızın bütün klasik değerlerini, okuyucularımızla buluşturmak istiyoruz. Klasik eserler, bir milletin varlık mühürleridir. Silinmesi ya da unutulması, bir vatan toprağının kaybı kadar büyüktür. Kurgan Edebiyat, bu bilinçle hareket etmekte ve Türk edebiyatının definelerini gün yüzüne çıkarmak amacını samimiyetle taşımaktadır.

İnsanlığın sahip olduğu tüm bilgiler, binlerce yıllık bir birikimin sonucudur. Bu birikimler, kuşaktan kuşağa yazıyla yani kitaplarla aktarılır. Geçmişin kültür, uygarlık ve sanatını ancak kitaplarla, daha doğrusu okumayla öğrenebiliriz. Uygarlığın bugün ulaştığı noktada bilginin büyük rolü vardır. İnsanlık ve bilgileri, büyük deneyimler sayesinde elde etmiş ve birikimlerini kitaplara aktararak bile ulaştırmıştır.

1856'da yazılan Şair Evlenmesi, 1860'ta Tercüman-ı Ahval gazetesinde tefrika edildikten sonra aynı yılın sonunda kitap olarak yayımlanmıştır. Eserin konusu, hileli bir evlendirmenin sonradan bir dost eliyle düzeltilmesidir. Şair Evlenmesi, Türk edebiyatında Batı tarzında yazılmış ilk tiyatro eseridir.

Balkan Türkleri denilince, öncelikle Makedonya ve Kosova akla gelir. Türk tarihinin derinliklerinde önemli bir yeri olan bu coğrafyadaki Türk izleri ülkemizde yaşadığımız yakın çevremizden farklı değildir. Yahya Kemal'in Üsküp ki evlad-ı fatihan diyarıdır dediği Makedonya ve Mehmet Akif'in Hani binlerce mefahirdi senin her adımın dediği Kosova, kültür hayatı bakımından yaşadığımız şehrin oturduğumuz semti kadar bize yakındır.

Kara Bela, Türk tiyatro edebiyatının teorisyeni olarak kabul edilen Namık Kemal'in 1976 yılında Magosa Kalesi'nde yazdığı beş perdelik bir trajedidir. Eserde, harem ağalarının entrikaları üzerine kurulu yerli bir dram anlatılmaktadır.

Sinekli Bakkal ile Halide Edip, Yaban ile Yakup Kadri ve Çalıkuşu ile Reşat Nuri isimleri özdeşleştirilmiştir. Onlar, özellikle roman türündeki eserleriyle bugün de Türk edebiyatının önde gelen üç büyük yazarıdır. Bu üç romancı, dünyada büyük çalkantıların yaşandığı bir çağın havasını soludular. Eserlerine mensubu oldukları toplumdaki sosyal, siyasal ve kültürel alandaki değişmeleri yansıttılar. Bu değişme ve gelişmeler, birçok alanda nesiller arasında görüş ve düşünüş farklılığını ortaya çıkardı. Değişen

Hakim Süleyman Ata, Hoca Ahmed Yesevi'nin üçüncü halifesi olup Türkler arasında en tanınmış; Ahmed Yesevi ile başladığı kabul edilen Tasavvufi Türk Edebiyatı'nda, hikmet söyleme ve kıssa anlatma geleneğinin güçlü temsilcisidir. Ahmed Yesevi tarafından başlatılan ve onun takipçilerince devam ettirilen hikmet söyleme ve kıssa anlatma, İslamiyet'in bir inanç ve hayat tarzı olarak benimsetilmesinde birer araç olarak kullanılmışlardır. Hikmet, insanı iyi olana sevk eden, kötü ve çirkin olandan alıkoyan sözlerdir

Edebiyatımızın bütün klasik değerlerini, okuyucularımızla buluşturmak istiyoruz. Klasik eserler, bir milletin varlık mühürleridir. Silinmesi ya da unutulması, bir vatan toprağının kaybı kadar büyüktür. Kurgan Edebiyat, bu bilinçle hareket etmekte ve Türk edebiyatının definelerini gün yüzüne çıkarmak amacını samimiyetle taşımaktadır.

Eski Edebiyatın İçinde, yazarın eski edebiyatla ilgili makalelerinden oluşuyor. Yunus Emre'den Aşık Veysel'e başlığı altında yer alan eserde Tasavvuf Edebiyatı, Divan Edebiyatı ve bugün için artık eski sayılan Yenileşme Dönemi Edebiyatından şahsiyetler hakkında incelemelere yer veriliyor: Yunus Emre, Nasreddin Hoce, Akşemseddin, Ahmet İlahi, Şeyhi, Fuzuli, Hayali, Bağdatlı Ruhi, Zaifi, Seydi Ali Reis, Arayıcızade Hüseyin Ferdi, Mehmet Rıza, Giritli Sırrı Paşa, Beypazarlı Şakir, Mehmet Akif, Aşık Veysel.

Edebiyat ve Edebi Metinler Üzerine Yazılar, Şerif Aktaş'ın edebi metinler, dönemler ve bazı şairler/yazarlar üzerine kaleme aldığı yazıları bir araya getiriyor. Yazıların çoğu, edebi metinleri çözümleme, inceleme ve değerlendirme gayretinin bir ürünü. Bu bakımdan Aktaş'ın bu kitapta yer alan yazılarının merkezinde hep edebi metinlerden hareket eden ve edebiyata metinlerin dünyasından bakan bir dikkat var.

Dost Yazıları ağırlıklı olarak kitaplar hakkında yazılmış yazılardan oluşuyor. Dost görüp duruyormuş gizi yazılmış yazılar bunlar. Hakkın tahakkuku için hasbi bir bilgi paylaşımı. Kitapları eleştirirken yazarlarını incitmekten çekinen, böbürlenmeyen, kibirlenmeyen yazılar. Ben bilirim demeyen, övmeyen, yermeyen...

Mehmet Çavuşoğlu, Divan şiirinin gizemli dünyasına küçük kapılar açan yazılarıyla onu fildişi kulesinden çıkarmış, genel okuyucunun ilgisini çekmeyi başarmıştı. Divan şiirinin daha önce üzerinde durulmamış özgün konularını ele alan Divan Dünyası'ndaki yazılar, bir bakıma bunların devamı niteliğindedir.

Her türlü yasakların, baskıların ve zindanların susturamadığı türkçenin sesi, dünkü vatanında onun kaleminden tiyatro, hikaye, şiir ve deneme olarak yansımıştır. Bu kitapta; Karadeniz yaylalarından Arnavutluk dağlarına kadar uzanan bir zamandan esen Türkçenin sesini, Deneme olarak duyacaksınız.

Edebiyatımızın bütün klasik değerlerini, okuyucularımızla buluşturmak istiyoruz. Klasik eserler, bir milletin varlık mühürleridir. Silinmesi ya da unutulması, bir vatan toprağının kaybı kadar büyüktür. Kurgan Edebiyat, bu bilinçle hareket etmekte ve Türk edebiyatının definelerini gün yüzüne çıkarmak amacını samimiyetle taşımaktadır.

Edebiyatımızın bütün klasik değerlerini, okuyucularımızla buluşturmak istiyoruz. Klasik eserler, bir milletin varlık mühürleridir. Silinmesi ya da unutulması, bir vatan toprağının kaybı kadar büyüktür. Kurgan Edebiyat, bu bilinçle hareket etmekte ve Türk edebiyatının definelerini gün yüzüne çıkarmak amacını samimiyetle taşımaktadır.

Edebiyatımızın bütün klasik değerlerini, okuyucularımızla buluşturmak istiyoruz. Klasik eserler, bir milletin varlık mühürleridir. Silinmesi ya da unutulması, bir vatan toprağının kaybı kadar büyüktür. Kurgan Edebiyat, bu bilinçle hareket etmekte ve Türk edebiyatının definelerini gün yüzüne çıkmak amacını samimiyetle taşımaktadır.

Kelimelerin kirlendiği ve bozulduğu, hayallerin çalındığı bir dünyaya yazıyor, Hüseyin Özbay. Hem de yitenlerin yerine çoktan, alkışların ve boşverlerin tercih edildiğini bile bile yapıyor, bunu. Zihinleri dil/düşünce, elleri yazmak kokusuyla örselenenlerin çoğunlukta olduğu bir iklimde, o yılmadan yazının yalnızlığını paylaşıyor. Kimi zaman, bu ülkenin gören gözleri Cemil Meriç'in cümlelerinin düşünce katmanlarına, kimi zaman da Ahmet Haşim'in melali anlayan mısralarına sokuluyor yazar. Sizi kendi yolları