Yüzden göremediğini, Arkadan mı göreceğini sanırsın? Kendini aldatmak kadar kolay olan, Başkasına gelince zor mu sanırsın?

Bilinmeyene merak, Görünmeyene özlem, Bulunmayana arzu duyarız... ... Yitirmeden, Tüketmeden. Elinde kalan `Son İnci`nin değerini bil...

Herkes endişeliydi. Çünkü Bay Fikri önemli demişti. O zaman gerçekten önemliydi. Bay Fikri devam etti: `Ormanımızda, doktorumuz Tilki Torni Bey bir hastalık tespit etti. Henüz hastalığın adı belli değil. Kendisi bu hastalığı ve tedavisini bulana kadar herkes evlerinde kalmalı. Aksi takdirde durum tehlikeli. Bizler de ona tardımcı olmalıyız.` Ormanı sardı bir telaş! Haydi Bay Fikri bilgini bizimle paylaş.

`Bir şekilde yolunu bulmuş görünen hayatımdaki akışın ve kurulu düzenimin bana yaşattığı tatmin duygusunun kısa süre sonra silikleşeceğini biliyordum. Anlamsızlık duygusu bir gece yine penceremden içeri girecek, beni uykumdayken savunmasız bir şekilde yakalayacak ve yastığıma hançerini bırakacaktı. Atalarımızdan itibaren bir şekilde genlerimize işlemiş olan hayatta bir anlam yaratma ve kendini bu anlama adama hâli, aynı zamanda bunları sorgulayan uyumsuzları ortaya çıkarmıştı. Gün geçtikçe bu uyumsuzlar art

Yaşamımız boyunca ``Abrakadabra`` deyip bir anda her şey o an istediğimiz şekline keşke bürünebilse ama maalesef seçimlerimizin sonucunu yaşamak zorundayız. Roman, insan yaşamını ilginç bir düzlemde ele alıyor. Birbirinden farklı ve bir o kadar da ilginç karakterler ayrı ayrı yaşam örgüleri içinde yaptıkları seçimlerin iyi ya da kötü sonuçları doğrultusunda birbirleriyle kesişiyorlar. Yazar, kaçışı olmayan `Ölüm` kavramını da başkarakterin bir anlamda bilinçaltı olarak hikayeye yerleştirerek ikinci bir başk

Nihayet bir haftanın sonunda tırtıllar kozaya dönüştü. KK Monark, şaşkınlıktan donakalmış bir insan gibi hareketsiz bir şekilde olanları izliyordu. Tam tırtılların yokluğuna alışmıştı ki bir sabah kozaların kımıldadığını fark etti. Hemen bir tane kozanın yanına gitti ve kameralarını oraya çevirdi. KK Monark kozadan tırtılın çıkmasını beklerken; aman Allah`ım o da ne! Çıkan bir kelebekti, hem de yolculuğa çıkan kelebeklerle aynıydı. *** Çocuk hikayeleri, gerçek hayattan kopuk bir anlayış ile ele alınmamalıdı

Sena Nur Kına`nın kaleme aldığı Öldürülmek İstemeden Önce her sahnesinde okurunu hikâyenin içine dahil ediyor. Bu sürükleyici romanda birbirinden ilginç karakterler, ustaca betimlemelerle anlatılıyor ve sayfalar âdeta bir film şeridi gibi akıyor... Belirsizlik insanı öldürür ya hayattan alarak ya da hayatta bırakarak ama asla yaşatmaz...

Nedim Işık`ın tekrar gözden geçirerek yayına aldığı Siyasetin Narkozu ve Beden Dili Yaklaşımlar... Siyasette Algı Yönetimi ve Narkoz Etkisi Nedir Eleştirel Siyaset İnsanı Olmak ne Anlama Geliyor Siyasette Kadının Hareket Tarzı Nasıl Olmalı Siyaset Yaklaşımı Demokratik Meşruluk Modern Devletin Olmazsa Olmaz Niteliği midir Siyasette İnsanlık ve Dava Adamı Olmak Kültür Siyaseti Belirler mi Algı Yönetimi ve Manipülasyon Siyasal Sistemi Nedir Machiavelli`den Althusser`e, Gramsci`den Foucault`a Marks`tan Weber`e,

Anneciğim çok yorgunum ve kırgınım. Kırgınlığım sana değil kaderimedir. Yorulmuş içimdeki her zerrem. Kevgire dönmüş yüreğim. Boğulmak var içimde, uçuruma meydan okuyor aklım. Bedenim düşmeyi beceremiyor Anneciğim. Cehennem her sabah uğurlar beni. Annemi bir daha göreyim diye.

Şiire dair birbirinden güzel çeşitli tanımlamalar yapılmıştır. Şairin nazarından bakınca ise şiir, duyguların yazıya dökülmüş kelimelerle ifadesidir; sözcük sözcük, mısra mısra, kıta kıta çağlayan duygu şelalesidir. Elinizde tuttuğunuz bu kitapta yer alan şiirler daha çok mutluluk, üzüntü, şaşkınlık ve ilgi temelli konular üzerinedir... Hece ölçüsüyle kaleme alınan bu şiirlerde yedi, sekiz, on bir ve on dörtlük ölçüler tercih edilmiştir... Sanki bir fırtınaydı gönlümde esen Kapılıp da hayallere daldığım

Şair Zehra Beldek`in şiirleri, Bir Avuç Avuntu kitabıyla gün yüzüne çıkıyor. Düş kırıklıkları, sevinç, hüzün, sevmek, sevilmek gibi yoğun duygulara dair sıcak bir üslupla kaleme alınan şiirler, okuyucusuna büyük bir haz yaşatacak... Ey sevgili, beni kendinden kurtar, Artık geceyi de sevmiyorum Seni daha çok düşünüyorum diye. Herkes konuşsun istiyorum Seni düşünecek vaktim kalmasın diye. Bu sefer de beynimin içinde Duyuyorum seslerini.

BUĞDAY TANESİ Bir çayın demlenmesi gibi, Bırakmaz insan kendi kendini, O kıvama gelmedikçe çiğ kalır, pişmez gereği gibi, Bir buğday tanesidir insan. Toprağa düşer, rahmeti bekler, Rüzgârla salınır, biraz boy atılır, Hep birlikte salınır, Derken güneşle açılır, Rüzgârla savrulur, Gençlikte geçti deyip güneşle kavrulur, Hasat edilirken, Öldüm bittim derken, Yolun başındadır henüz, her şeye erken... Başak gibi olgunlaşınca, Başını eğer, Yol yeni başladı, son dediğin dünya ilmince, Şimdi hasat

Enlil bir akdeniz kasabasında tek başına yaşamaya başlar. Varoluşunun ve yokluğunun tek kesişim noktasının benliğinde olduğunu düşünen, içselleştirdiği herşeyin tamamen bir yanılgıdan ve bir algıdan ibaret olduğuna inanan Enlil. Öğrenilmiş çaresizliklerinin zincirlerinden kurtularak. Zihinsel özgürleşmesinin ve aydınlanmanın sancıları ile beraber yaşamını sorgulamaya başlar.

Bir dev yürüyor zarif adımlarıyla Dağ taş ufalanıyor Bir dev bakıyor gözlerimin içine Kitaplardan inşa ettiği küçük kulübesinden Saçları kar beyazı Saçları yürek ayazı Bir dev susuyor karşımda Şair demeye korktuğum Ki sana Yusuf`un gömleğini giydirdi gökler Sana elleri pamuktan melekler indi Ne verdiyse sana o güzel geldi Tılsımlı gök yedi kat binlerce mısra Doksan dokuz ezber ve yakıcı göz yaşı Ah o çığlıkları dağa çalsam dağ yarılır Ah yine kapına varsam Aralasam perdeni usulca Karşında ot

Dilim söyler, aynıdır kalbimden geçende, Doğrudur bunlar sevsen de sevmesen de, Tehdit etme beni, kurşuna dizsen de, Korkmam; Hak söyledi söylerim Emrederse! Susarım ben...

SÖZLERİM SEVENLERE Çocukluk denen o çağı Ne de çabuk yaşadık! Masal gibi geçti o yıllar Ne de masum yaşadık! Kırkımıza merdiven dayadık. Saçlarımızı da kırlaştırdık. Okuduk, yazdık, araştırdık. Neler gördük, neler yaşadık! Zaman öyle çabuk geçiyor ki İnsan vallahi şaşıp da kalıyor. Şöyle bir dönünce de ardına Ne günlerdi ah o günler diyor! İnsan sevinçlerle, kederlerle Olgunlaşmaya yüz tutuyor. Yaşamış olduğu bazı şeyler Kendisine ders, ibret oluyor. Unutmayalım ki bizler kardeşiz. Hak`tan

Ortaokul dönemlerinde ilgi duyduğumu keşfettiğim şiir dünyasına, cebimde biriktirdiğim şiirlerimle dâhil olmak istedim. Kitabı okuyan siz şiir severlerim, ben de bu duyguları yaşadım, bu tam da beni anlatıyor diyeceğiniz şiirleri hafızalarınıza kazıyacağını düşünüyorum. Uykumdan oldum, rüyamda sen, gece bir yarı Küllenen ateşim kora dönüştü, etraf zemheri İçimde bir hüzün, dilde tek sözüm, artık dön geri. Yıllar sonra dilime dolaştı, senli şarkılar. Gidişin bir oldu, yokluğunun üstünden geçti seneler.

SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ (SAV) ŞÖYLE BİLDİRİYOR. Her kim ki; DİNİMİZDE olmayan bir şeyi dinimize yamamaya çalışırsa, bize düşen görev onu RED ETMEKTİR. Günümüze kadar bize Din adına öğretilmiş yanlışlara ve hala devamında ısrar edenlere bir çığlığın haykırışıdır. Eleştirmek kolay ve zahmetsizdir. Eleştirdiğinizin doğrularını belgeleriyle sunmak zor iştir. Bu kitap tüm tenkitlerinin doğru cevaplarını KURAN IŞIĞINDA sizlere Ayetler ile belgeler. Oldukça çok konu ele alınmış işlenmiş ve bir boşluğu dolduracağını

SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ (SAV) ŞÖYLE BİLDİRİYOR. Her kim ki; DİNİMİZDE olmayan bir şeyi dinimize yamamaya çalışırsa, bize düşen görev onu RED ETMEKTİR. Günümüze kadar bize Din adına öğretilmiş yanlışlara ve hala devamında ısrar edenlere bir çığlığın haykırışıdır. Eleştirmek kolay ve zahmetsizdir. Eleştirdiğinizin doğrularını belgeleriyle sunmak zor iştir. Bu kitap tüm tenkitlerinin doğru cevaplarını KURAN IŞIĞINDA sizlere Ayetler ile belgeler. Oldukça çok konu ele alınmış işlenmiş ve bir boşluğu dolduracağını

Görünmez şeffaf perdelerle birbirinden ayrılıkları içinde, insan keyfiyetinin birleştiriciliğinde bir, bir dünyada ayrı dünyaları yaşayanların hepsini birden kuşatıcı dünyaların eğilimlerini keşfeden yönlendirici bir sanat kumaşı. Büyük Doğu nesli. Gibilik keleşi değil, süzülmüş hakiki öz. Hemen anlaşılıyor: İçli ve dışlı, ruhtan mideye kadar bütün tonlarıyla açlık, çaresi bende ve beni işaret ediyor. M.M. Salih Mirzabeyoğlu