1977 yılında Malatya`da doğan şair. Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik ve Bilgisayar Eğitimi (İngilizce) mezunudur. Bu kitap şairin; üniversite yıllarından beri yazdığı ve çeşitli dergiler de yayımlanmış olanlar ile birlikte tüm şiirlerini içermektedir. Şair `in ayrıca yayımlanmış; Web Tasarımı ve Programlama, Programlama Temelleri - C#, Nesne Tabanlı Programlama, Mesleki Gelişim, Ofis Uygulamaları, Bilişim Teknik Resmi (10. Sınıflar için), Bilgisayar Destekli Uygulamalar (9. Sınıflar

Eskici Baki`nin bulduğu kitap ve şahit olduğu soygun arasındaki bağlantı hayatını nasıl etkileyecek. Kendisinde var olduğundan bile haberdar olmadığı güçler, sırlarla dolu bir kardeşlik. Sakin bir şehirde, annesi ve eskici dükkanı arasında geçen mutlu, huzurlu yeknesak hayatı nerelere evrilecek. Şaşırtıcı bir ne oldum hikayesi.

Finali yaşamak için çıktığınız yolda ilk adımı aklınızla , ruhunuzla , kalbinizle kısaca tüm varlığınızla dik durabilen sağlam temeller atarak başlayabilirsiniz. Aksi takdirde finali göremez görseniz bile sadece görmekle kalırsınız. Hayatınızın hangi döneminde olursanız olun başladığınız yolda zirveyi görmek için sürekliliği sağladığınızda mümkün olur.

Bu konuda ilk olarak zikredebileceğim husus Oruç Bey`in genel seviyeye hitap eden konuşmalar yapmasıdır. Sohbet ortamında mevcut dinleyicilerin ortak bilinç seviyesine hitap etmeye özen gösterirdi. Diğer ve belki de daha önemli bir husus da zuhurat olgusu idi. Oruç Bey kendi deyişi ile `Hazır`a huzur, zuhurata tabi` olunmasına dikkat ederdi. Genellikle her sohbet için genel bir başlık vardı; ancak zuhur eden konular çerçevesi içinde bu genel başlığa girilir, yaklaşılır veya uzaklaşılırdı.

Bir saklambaç oyununda öğrendim kendimi saklamayı ve öğrenmiştim son ana kadar beklemeyi değerli bulmayı. Saklanmak, saklamak beklemekti. Beklemiştim. Yarım kalan hikayemin tamamlanacağı inancıyla tek bir ana tutunmuştum. Hayır, kendisi hiç gelmemişti; fakat gölgesinin gücü, beni o büyülü anı bir kez daha yaşayacağımıza inandırmıştı.

YENİ VE İSTEDİĞİNİZ BİR YAŞAM TASARLAMAK, HAYATA OYUNUNA YENİDEN VE KENDİ KURALLARINIZLA GİRMEK İSTERSENİZ BU KİTABI ALIN GERÇEK YOLU GÖSTERİP SİZE KILAVUZLK EDECEĞİM. HAYATINIZDA YALNIZCA 1 KEZ KENDİNİZ İÇİN BİRŞEY YAPIN, VE HEMEN YAPIN Bu kitabı; Hayatında boyunca anlaşılmadığını düşünen ve anlaşılmak isteyen, Diğer insanlarla iletişim kuramayan ve doğru iletişim kurmayı isteyen, Mutsuz olan ve mutlu olmak isteyen, Kendini başarısız hisseden ve başarılı olmak isteyen, İnsanları tanımadığını düşünen ve

Bilirim ilk kitap alındığında hemen arkasına bakıp yazar hakkında ve kitap hakkında bilgi almak istemenizin duygusunu. Acaba bir şair olarak ne diyorum, değil mi? Ben de sizin gibiyim. Şair sıfatına uygunluğum elbet tartışılır. Sizin gibiyim çünkü bilirim: Siz de duyguları isterseniz benim gibi derin yaşayabilirsiniz. Bilirim sevginin, hüznün, acının, terk edilmişliğin ne demek olduğunu; sevilemeyecek olmanın korkusunu ya da daha derin korkuları yaşamayı. Ben de sizin gibiyim: Sıradan ama bir o kadar duygu

En derin mevzuum kadınlar... Doğduğum gün tanıştım kadınlarla. Beni insan görünümünde şekillendiren anneme o zaman taşındım. Öldürdüğüm spermler, ilk cinayetlerimdi. Bazıları kurtuldu, et ve kemiğe büründüm. Bu gezegene ait olmadığı, o anda anladım. Çıkmak istemedim evimden, zorla çekip aldılar. İlk düşmanımı, o zaman edindim; ebem. Büyüdüm. Büyüdükçe, kadınlar girdi hayatıma. Hayat veren, ızdırap çektiren, nefes kesen, sevdikçe büyüyen, nefret ettikçe küçülen kadınlar... Hayatımın her anında eksik olmayan

Kitap Tanıtım Yazısı : Her gün daha çok büyüyen kentin, büyüyen kaosunda, büyümeye uğraşanların bir özeti Atilla. Aile ve mahalle baskısı 'klişeleri' de tüm hayalleri sakatlar. Gelecek korkusunun sınır ötesinde giderilebileceği fikri de yerinde tüketilince tutunacak ne kalır? Zaten oluşturmakta hayli zorlanılan ülke, okul, maneviyat, aile... Aidiyetlerin son kırıntılarının da buharlaşıvermesi yabancılaşmayı kaçınılmaz kılar. Kendinden bile. Anlam yok oluverir. Kendininki de. Kendini kendinden çıkarırsan kal

Kitap Tanıtım Yazısı : Sevgi, eski bir şarkının içinde saklı kalmış olabilir mi? Ondan mıdır o şarkılarda gözlerin o dalmaları...Sahiden kabul etmeli ki bu zamanlar yavan, çok daha zahmetsiz seviyoruz sevdaları.İlmek ilmek işlenen acıları, bir saati dahi uykusuz geçmeyen geceler aldı. Fakat yine de sevgiden hala bahsedebiliyor olmak güzel. Ortada seven bir kalp varsa eğer, sen de varsın. Herkesin gökyüzünün rengi farklı! Ne tuhaf... Ondan olsa gerek, denizin şeffaf rengi kimisine mor gelir...

Hayatı bir noktadan bir başka noktaya kadar süren yolculuk olarak düşün. Bu yolculuğun bir yerinde yaşarsın aşkı. Birlikte yol alır, yaşamın tüm engebeli, inişli, çıkışlı yolunda yürürsün. Öyle ki ne aştığın dağlar, nede engeller senin gücünü asla tüketemeyeceğini düşünür öyle kendinden emin umutlu yol alırsın. Ta ki bir gün gelip iki taraftan biri yorulana kadar. İşte o yorgunluk, birlikte yürünen yol üstünde, karşılaşılan engel ve zorluklara karşı, hata yapma paylarını arttırır. İlk zamanlar görmemezlikte

Kitap Tanıtım Yazısı : Küçük yaşta başlamıştı Beyzan`ın yolculuğu. Kaleme alınamayacak kadar zor ve karışık. Gerçekligi beyaz, kelimelerle aksedemeyecek kadar siyaha ve yalana dolanmis zehirli bir sarmaşık gibi Takii beyaza giden yolda maviyi, Mavi`sini görene kadar. Matruşka bebekleri açarak, elekten geçirmeye çalıştığı hayatında; Çıkarttı heybesinden dinamiti patlattı ve tozu dumana kattı ne varsa/ne yoksa. Geri çekildi ve Çınar Ağacına yaslandı, elinden tuttu sanki o ağaç ve kaldırdı ayağa. Mavi`si sevdi

Ruhunuz doysun. Varlık, kendinden başladığında kazanabilir, kaybedebilir; sevinebilir, üzülebilir; kendi nefes alışını kendiyle duyar, yine verdiği nefesi sadece kendisi hisseder. Yapılacaklar listenize kendinizi ekleyin, önce kendinizden başlayın, ruhunuza bir kum saati çevirin, kumun bitmesi yolun sonuna ulaşamadığınız anlamına gelmesin, düşüncelerde devam ettiğiniz yol o kumu hâlâ akıtıyordur bunu öyle bilin. Bir kalıba bağlı kalmayın, bir saate, bir maddeye, bir insana. Ruhunuzu doyurmaya çalışın, benim

Siz başaracağınıza inandığınız sürece başarır , yapacağınız düşündüğünüz şeyleri yapabilirsiniz. En büyük engeliniz ön yargılarınızdır. İngilizceyi bir de birlikte denemeyi tavsiye ediyorum.

` Bir köprüde karşılaşmış iki inatçı keçi ` şarkısını bilmeyen anne var mı aramızda ? İşte bizim aramızda bu derin yemek yeme mevzusu nasıl başladı diye sorarsanız herhalde sadece bu şarkıyı söylerim. Ben değişik şekillerde pişirip önüne sundukça o yememek için inatlaşırdı, ben yedirmek için . Çünkü annelik yüreğim , çocuğumun aç kalmasına müsade edemezdi. Ne yapıp ne edip o yumurta ve peynir yenecekti ! Tabiki aramızda ki soğuk savaşı hep kızım kazandı , ta ki ben bu tabakları hazırlayıp , ona tabak masall