Babalar ve Oğullar, 19. yüzyıl Rusya'sının toplumsal ve siyasi gerilimlerini kuşaklar arasındaki düşünce farklılıkları üzerinden ustaca ele alan, etkileyici ve derinlikli bir romandır. Turgenyev, nihilizm ve liberal düşünce akımları üzerinden, aile ve toplum değerlerinin karşı karşıya geldiği, insanın iç dünyasına dair karmaşık ve incelikli bir portre sunar. Babalar ve Oğullar, kuşak çatışmasının evrenselliğini ortaya koyan, düşünce tarihi ve insan doğasına dair etkileyici bir anlatıdır.

Olasılıkların En Güzeli’nde, Dünyaca Ünlü Bilim İnsanı Rıchard Dawkıns'in Kitaplarından Derlenmiş Olan, Her Biri Ders Niteliğindeki Sözlerini Okuyacaksınız. Bilimsel Ve Rasyonel Düşüncenin Yılmaz Savunucusu Olan Dawkıns, Yıllardır Dogmatik Düşünceyle Savaşmakta Ve Kitlelere Bilimi Sevdirmeye Çalışmaktadır. Ster Evrim, İster Evren, İster Bilimsel Okuryazarlığın Önemine Dair Düşünceleri Olsun, Olasılıkların En Güzeli’ndeki Her Bir Alıntı Dawkıns'in Bilime Olan Boyun Eğmez Bağlılığını Yansıtmaktadır. Olasılıkl

Türkçeye İlk Defa Çevrilen Mahrem Konuşmalar, Adolf Hıtler’in 1941-1944 Yılları Arasındaki, Kamuoyundan Gizlenen, Masabaşı Konuşmalarından Oluşmaktadır. Hıtler’in Kişisel Sekreteri Martın Bormann’ın Emriyle Yazıya Dökülen Bu Konuşmalarda, Hıtler’in Sanattan Mimariye, Savaştan Dine, Siyasetten Kadınlara Kadar Birçok Konudaki Düşüncelerini Uzun Uzadıya Okuma Olanağı Bulacaksınız. Mahrem Konuşmalar, Almanya İkinci Dünya Savaşı’nı Kazansaydı, Yalnızca Batı’nın Değil Bütün Dünyanın Bu Acımasız Adamın Fikirleriy

YALNIZCA ACI VEREN ŞEYLERİ HATIRLARIZ, Cioran’ın sözlerinden özenle derlenmiş bir seçkidir. “Bilinç dikenden çok daha fazlasıdır, ete saplanan hançerdir.” “Kişi umut etmekten kurtulmadığı sürece köledir ve köle olarak kalır.”

Modern Avrupa uygarlığının en önemli metinlerinden Melankolinin Anatomisi, yayımlandığı 1621 yılından bu yana birçok yazara ilham kaynağı oldu. Bir rahip ve bilim insanı olan Robert Burton'ın tıbba, tarihe, edebiyata, bilime olan derin ilgisi onu tüm insanlığın duygu ve düşüncelerini kavramaya yönelttiğinde, aynı zamanda insanlık durumunun alegorisini ortaya koyacağı bu metni yazmaya karar verdi. Bir anlatı ustası olan Burton, Melankolinin Anatomisi'nde, ruhbilimsel sorunları modern denebilecek bir yaklaşım

DÜŞÜNMEK ZOR SORULAR SORMAKLA BAŞLAR, Slavoj Žižek’in sözlerinden özenle derlenmiş bir seçkidir. “Ya bir problemi algılama şeklimiz zaten problemin bir parçasıysa?” “Kendimizi özgür hissediyoruz, çünkü özgür olmadığımızı ifade edecek dilden yoksunuz.”

HER İNSAN YALNIZDIR, Simone De Beauvoir’nın Sözlerinden Özenle Derlenmiş Bir Seçkidir. “Edebiyat, Gerçeklikten Intikamını Onu Kurgunun Kölesi Yaparak Alır.” “Ayrı Olduğumuz Için Her Sey Bizi Ayırıyor; Birbirimize Bağlanma Çabamız Bile.”

Dostoyevski’nin ilk romanı olma özelliği taşıyan İnsancıklar’da, büyük bir yazarın yaklaşan ayak seslerini duyarız. Makar Devuşkin ile Varvara Alekseyevna’nın mektuplaşmalarından oluşan roman, hem karakterlerin ruh hallerine hem de o karakterler aracılığıyla “yoksulluğa” ışık tutar. Makar’la Varvara’nın arasında anlayış ve şefkat dolu bir ilişki mevcuttur; birbirlerine gönderdikleri mektuplar aracılığıyla, 19. yüzyılın yarısında Rusya’daki işçi sınıfının hayatını gözler önüne sererler. Dostoyevski, İnsancı

Honoré de Balzac’ın bütün eserleri içinde kendine has bir yere sahip Séraphita’yı okurken, dünyevi ve semavi dünyalar arasında nefes kesici bir yolculuğa çıktığınızı hissedeceksiniz. Meşhur filozof Emanuel Swedenborg’un kitaplarından esinlenerek yazılmış olan Séraphita’da, Balzac başrole bir meleği yerleştirerek, manevi aydınlanmaya giden yolu mercek altına almaktadır. Hem kadınsı hem de erkeksi nitelikler taşıyan androjen bir varlık olan Séraphita’nın çıktığı yolculuk sırasında, maneviyatın gizemleri bir b

TARİHİ KAZANANLAR YAZAR, Napolyon’un sözlerinden özenle derlenmiş bir seçkidir. “Bana Türk ordusunu verin, dünyayı fethedeyim!” “Ölümsüzlük, insanın bıraktığı en güzel hatıradır.”

Carl Sagan'ın unutulmaz sözlerinden oluşan İNANMAK DEĞİL, BİLMEK İSTİYORUM’da, hem Sagan’ın dehasını takdir edecek hem de kozmosun sırlarını keşfe çıkacaksınız. Bu kitap, Sagan'ın bilim insanı kimliğine saygı duruşunda bulunurken, bizleri de varoluşun gizemlerini ve evrenle olan bağlantımızı yeniden düşünmeye çağırıyor. Her gün yepyeni bir safsataya, yalan yanlış bir bilgiye maruz kaldığımız günümüz sosyal medya dünyasında, Carl Sagan bizleri bilimin mum ışığını takip etmeye davet ediyor.

DÜŞÜNÜYORUM, ÖYLEYSE VARIM, Descartes’ın sözlerinden özenle derlenmiş bir seçkidir. “Dünyayı boş verin, kendinizi fethedin.” “Hayal gücü olmadan, akıl hiçbir şeydir.”

Émile Zola’nın yıllar geçse de eskimeyen başyapıtı Germinal’de, kitabın başkarakteri Étienne Lantier’le birlikte 19. yüzyıl Fransa’sının kömür madenlerine iniyor; genç madenciyle birlikte bizler de toplumsal eşitsizliğe, sömürüye ve direnişe tanıklık ediyoruz. Étienne madenci arkadaşlarının zorlu hayatlarına dâhil olmaya başladıkça, onların ne denli zorlu koşullar altında çalıştıklarını görür ve madenin sahibi olan Şirket’e karşı geri dönüşü olmayan bir direniş başlatır. Germinal, sömürüye dayanan bir siste

YARALARI SEVGİ İYİLEŞTİRİR, Seneca’nın sözlerinden özenle derlenmiş bir seçkidir. “Yokluk aklımızı başıma getirir; bolluk bizi körleştirir.” “Onca şeyin arasında bizim olan tek şey zamandır.”

Tövbe Edin! Kısa Özet Tolstoy, farklı yazarlardan, düşünürlerden verdiği referanslarla, gündelik yaşantımızda sorgulamadan kabullendiğimiz noktalara değiniyor. İnanç, öğrenilmiş şeylerden mi ibarettir? Ne kadar hissederek yaşıyoruz? Bir asker, neden savaşa dâhil olmaya heveslidir? Korku ve yaşama aşkı, savaşmanın neresindedir?

Nelson Mandela... Kabilesinin ona verdiği isimle, Madiba... 1962’de tutuklandı ve 28 yıl hapis yattıktan sonra 1990’da, 72 yaşında özgürlüğüne kavuştu. Hayatı boyunca ırkçılığın karşısında duran ve siyahilerin de insanca bir yaşam sürebilmeleri için her şeyini fena etmişti Mandela... Güney Afrika’nın ırk ayrımı temelli yasalarıyla sonuna kadar savaşmış ve 1994’te ülkesinin ilk siyahi cumhurbaşkanı olmuştu. 5 Aralık 2013’te aramızdan ayrılan Mandela, arkasında nispeten huzurlu bir toplum bırakmıştır ve milyo

Arjantin’den motosikletiyle Amerika’yı keşfetmek için çıktığında 22, Bolivya dağlarında öldürüldüğündeyse 39 yaşındaydı Che. Bu kısacık zaman dilimiyse onun pek çok role bürünebilmesi için yeterli bir süreydi: Doktor, gerilla, yazar, şair, kumandan, büyükelçi, Küba Merkez Bankası Başkanı, Ekonomi Bakanı… Yeri geldiğinde inandığı değerler ve insanca bir yaşam için elinde silahıyla savaşırken; yeri geldiğinde köylüleri, hatta kendisine silah doğrultan bir askeri bile tedavi eden bir doktor olmuştu. Ekonomi ha

Huzursuzluğun Kitabı, Portekizli modernist edebiyatçı Fernando Pessoa’nın en büyük eseridir. Melankolik gözlemlerden, rasgele düşüncelerden ve aforizmalardan oluşan bu yarı otobiyografik, yarı günlük kitap hayata dair birçok ebedi sorunun cevabını arar. Huzursuzluğun Kitabı’nda, hayatın kaçınılmaz ızdırabına yanıt olarak hayaller kurmayı ve rüyalara dalmayı seçen bir yazarın düşünsel serüvenine tanık oluruz. Bu içe dönük metinde, Pessoa insanı insan yapan her şeyden bahseder: Aşktan ve aşksızlıktan, yalnızl

Kale’de, bir Berberi ağası, babasının ona güçlü bir kral olması için verdiği dersleri anımsar. Exupery, 1936’dan itibaren, *şiir* dediği bir metni işte bu konu üzerine geliştirir ve ortaya Kale çıkar. Küçük Prens artık büyümüş ve masumiyetini yitirmiştir; artık bir prens değil kraldır. Çöllerin ve koskoca bir ülkenin kralıdır. Ülkesine adalet dağıtır, düşmanlarını bozguna uğratırken, sürekli babasının öğütlerini anımsar, anılara dalar. Kale, Exupery’nin diğer kitaplarının aksine, bir roman değildir ama b

Walter Benjamin bu uzun ve derinlikli makalesinde, faşizm ve kapitalizm gölgesinde sanat/kültürün büründüğü yeni çehreleri; bu çehrelerin geleneksel sanat algısı ve tanımında yarattığı değişimleri eleştirel bir gözle irdeliyor. Bu bağlamda fotoğraf ve özellikle sinemayı ele alan ve metnin belkemiğini sanatın yenidenüretilebilirliğiyle oluşturan Benjamin, sanatın zorba ideolojinin hizmetinde araçsallaştırılması ve bir uyuşturucu olarak kitlelere sunulması sorununu etkileyici bir dille önümüze sürüyor. “Fa