Den Islam anzunehmen ist ein großer Schritt in eine bessere Welt. Es ist ein Schritt von der Dunkelheit ins Licht. Aber mit diesem Schritt ist es noch lange nicht getan, sondern diesem einen großen Schritt müssen noch viele weitere kleine Schritte folgen. Denn der neue Muslim muss sich die Welt des Islam erst erschließen. Er muss die Berge, Täler und Wälder des Islam erst durchwandern, bevor er schlussendlich in das Reich der ewigen Glückseligkeit vordringen kann. Damit der neue Muslim auf dieser langen Wan

Dès lors que l’îmâne (la foi) est acquise et ancrée dans le cœur, celle-ci va se traduire chez le moumine par un comportement manifeste qui se résume en un mot : l’islam. En effet, Le mot « islam » est une translittération de l’arabe qui signifie « soumission ». Ici, la soumission sous-entendue n’est autre que celle à l’égard de notre Noble Créateur. D’une manière générale, les droits et les devoirs prescrits sont la volonté d’Allah. Ces règles nous permettent de vivre dignement et en harmonie en société. A

"Und wenn dich Meiner Diener nach mir fragen, siehe bin nahe. Ich will dem Ruf des Rufenden antworten sobald er Mich ruft." (Sure: EL-Baqarah, Vers 186 ) Zum Buch: Das vorliegende Büchlein enthält 41 Du'as (Bittgebete), die der Weli (Freund Allahs) Abdulmedschid hani (Quddise Sirruhu), für uns zusammengestellt hat. Diese 41 Du'as gehen allesamt auf Überlieferungen des Gesandten Allahs (Sallallahu aleyhi we sellem) zurück. So hat uns Abdulmedschid gani (Quddise Sirruhu) mit diesem Büchlein also nicht nur e

AQIDEH Die Glaubensgrundsätze der Ehlu Sunneh wel Dschema‘ah von Hüseyin Okur, aus dem Türkischen übersetzt von Salih Yılmaz Jede Religion hat ihre eigene Glaubenslehre. So auch der Islam. Dessen Glaubenslehre nennt man Aqideh. Diese ist das feste Fundament, auf dem der Islam gegründet ist. Sie besteht aus der Gesamtheit der Glaubensgrundsätze, die jeder Muslim zu beachten hat. Der Prophet Muhammed (saw) verkündete der Menschheit diese Glaubensgrundsätze im Auftrag des Einen und Einzigen Schöpfers. Seine Ge

Jeder Mensch bürdet sich Sünden auf und macht sich damit vor seinem Schöpferschuldig. Von dieser Sündenlast kann er sich nur dadurch wieder befreien, indem er den Erhabenen Allah aufrichtig um die Vergebung all seiner Sünden bittet und sich vornimmt, diese Sünden nie wieder zu begehen. Diese reuevolle Hinwendung ist der erste Schritt des Menschen auf dem göttlichen Pfad und gleichzeitig auch sein erster Schritt auf dem Weg zu seiner Befreiung von den Anhaftungen an die irdische Welt. Je mehr er sich auf die

Gavs-ı Sânî Seyyid Abdülbaki hazretleri insanlığın doğru yolu bulabilmesine, Kur'an ve Sünnet'in doğru anlaşılıp hayata geçirilmesine vesile olan büyük âlimlerden biriydi. Hem ilmiyle hem irşadda ulaştığı büyük mertebe ile hem de Allah yolunda istikametten asla ayrılmaması ile sayısız insanın kalbinde çok büyük bir yere sahip oldu. Ahir zamanda Kur'an ve Sünnet üzere yaşayabilmenin, güzel ahlâkı koruyabilmenin örneği oldu. Gavs hazretlerinin vakur ve sarsılmaz duruşu ama bir o kadar da tevazu sahibi oluşu b

11. yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî rah., kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve mutasavvıf bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; İhyâu Ulûmi’d-Dîn… Semerkand Yayınlarından bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde yeniden tercüme edilen ölümsüz eser, hem çeviri dili hem de tasarımı yönüyle dikkat çe

Hz. Âişe | Zehra Korkmaz O, Peygamberin (aleyhi’s-salatu ve’s-selam) Müberra’sıdır. Temiz ve berrak bir su gibidir. O Sadıka’dır. Sadık bir babanın Sadıka kızıdır. Doğru sözlü ve güvenilirdir. Asla yalan söylemez ve doğru bildiklerini tasdik etmekte de zerre tereddüt etmez. Kalbiyle inandığını diliyle tasdik eder. Doğruluktan ayrılmaz. Sonra, Sevgilinin Sevgilisi derlerdi ona. Herkes bilirdi ne kadar severdi O’nu Sevgili. Herkes bilirdi O, ne kadar severdi Sevgiliyi. Sevgiliyi sevenler şahitti. Sevgiliyi

11 yüzyılın büyük sûfî âlimi Şeyh Abdülkâdir Geylânî kuddise sırruhû, kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan sûfî bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında öyle bir kitap vardır ki ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; Fethu’r-Rabbânî… Semerkand Yayınlarından tercüme edilen ölümsüz eser, hem çeviri dili hem de tasarımı yönüyle dikkat çekiyor. Tasavvuf Klasikleri serisinden çıkan

Peygamberler insanlara arehber olarak gönderilmiş seçkin kişilerdir. Her insan gibi bir ailede dünyaya gelmiş, teişmiş ve büyümüşlerdir. Anneleri, babaları, kardeşleri olmuş, evlenmiş; oğulları, kızları dünyaya gelmiştir. Onların hayatında ailelerin tesisi çok büyüktür. Özellikle yetişme, büyüme ve himaye edilmelerinde annelerinin çok büyük emeği ve desteği vardır. Bir peygamberin mücadelesinden, ona verilen mucizelerden, ümmetine yapmış olduğu irşad ve hizmetlerden bahsedilirken, onu yetiştiren anne

Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm dinimizin merkezinde olduğu gibi medeniyetimizin de merkezinde olmuştur. İslâm sanatlarının büyük bölümü Kur’ân-ı Kerîm’in daha güzel yazılması ve okunması için geliştirilmiştir. Hat, tezhip, ebru sanatları yüce kitabımızın hizmetinde bulunmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’i her şeyin merkezine koymak ve Kur’ân-ı Kerîm ile ilgili şeylere büyük özen göstermek İslâm’ın güzelliklerindendir. Bu sebeple Allah kelâmını diğer bütün kitaplardan üstün tutar, daha güzel yazar, süsler, yayımlar ve o

Hz. Fâtıma [radıyallahu anhâ], Kur’an’da müminlerin vasıfları olarak anlatılan bütün güzellik ve iyilikleri, ahlak ve erdemleri kimlik ve yaşayışında temsil etme şerefine haiz olmuş örnek bir insan, örnek bir kadındır. Alemlere rahmet olarak, çok büyük bir ahlak üzere üsve-i hasene olan hatemu’l-enbiya Hz. Muhammed’in [sallallahu aleyhi vesellem] en küçük kızıdır. Annesi Hz. Hatice, Hz. Fâtıma’yı 609 yılında Mekke'de dünyaya getirmiştir. Hicretin ikinci yılında Hz. Ali [radıyallahu anh] ile evlenen Hz. Fâtı

Bu kıymetli eser, büyük âlim İmam Buhârî’ye [rahmetullahi aleyh] aittir. İslâm ahlâkı ve edebini öğretmek maksadıyla 1322 hadisi 644 bölüm halinde topladığı Edebü’l-Müfred adlı bu değerli eser, zengin muhtevası ve tertibi ile dikkat çekmektedir. İmam Buhârî, bu esere aldığı hadislerin yarıya yakın kısmını el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inin çeşitli bölümlerinde de zikretmiştir. Bu hadislerin altmış üçü dışında hepsinin Kütüb-i Sitte’de mevcut olması, müellifin el-Edebü’l-Müfred’deki hadisleri de titizlikle seçtiğini gös

Engin Keleş tarafından kaleme alınan Hz. Peygamberin Hadislerinde Çocuk Hakları adlı çalışma üç bölümden oluşmakta. Birinci bölümde Kur’an-ı Kerim ve Hadislerde Temel Çocuk Hakları başlığı altında Hz. Peygamberin [sallallahu aleyhi vesellem] çocuklara bakışı, İslam’da çocuğun değeri, hadislerde çocuklara dair temel konulardan bahsediliyor. İkinci bölümde hadislerde çocukların temel hakları, korunmaları ve ebeveyn sorumlulukları işlenirken, hadislerde çocukların yaşam hakkı, anne karnındaki çocuğun dokunulma

You are not a drop in the ocean. You are the entire ocean in a drop. Rumi Pearls from Rumi’s Ocean tries to reveal Rumi’s ocean heart through the metaphors that he uses in his poetry. It tries to reveal how Rumi sees everything around him in a unique light and from a unique perspective. It explores the secrets of the ocean of love. Let yourself become a drop in Rumi’s ocean of love.

11. yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî rah., kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve mutasavvıf bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; İhyâu Ulûmi’d-Dîn… Semerkand Yayınlarından bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde yeniden tercüme edilen ölümsüz eser, hem çeviri dili hem de tasarımı yönüyle dikkat çe

11. yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî rah., kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve mutasavvıf bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür; İhyâu Ulûmi’d-Dîn… Semerkand Yayınlarından bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde yeniden tercüme edilen ölümsüz eser, hem çeviri dili hem de tasarımı yönüyle dikkat çe