BAHRÜL-MEDID Tefsîril- Kurânil-Mecîd el-Bahrül-Medid fî Tefsiril-Kurânil-Mecîd isimli tefsir, zahirî ve bâtınî ilimlerde üstat Ahmed Ibn Acibe el-Hasenî es-Sâzelî (k.s) ye aittir (1124/1809). Bu tefsir, bastan sona yüce Kurânın zahiri tefsiri ile tasavvufî isaretlerini bir arada sunan; zahirle batını, seriatla hakikati, ilimle irfanı, nakille tecrübeyi, delille müsahedeyi, amelle edebi, dille gönlü, sözle askı kaynastıran orijinal bir tefsirdir. Ibn Acibe , elliye yakın eserin sahibi bir alim ve kâmil mürsi

BAHRÜL-MEDID-Tefsîril- Kurânil-Mecîd el-Bahrül-Medid fî Tefsiril-Kurânil-Mecîd isimli tefsir, zahirî ve bâtınî ilimlerde üstat Ahmed Ibn Acibe el-Hasenî es-Sâzelî (k.s) ye aittir (1124/1809). Bu tefsir, bastan sona yüce Kurânın zahiri tefsiri ile tasavvufî isaretlerini bir arada sunan; zahirle batını, seriatla hakikati, ilimle irfanı, nakille tecrübeyi, delille müsahedeyi, amelle edebi, dille gönlü, sözle askı kaynastıran orijinal bir tefsirdir. Ibn Acibe , elliye yakın eserin sahibi bir alim ve kâmil müssi

2. Abdülhamit Hanın amirallerinden olan Eyüp Sabri Pasa Mahmudus Siyer adlı eserde, Peygamber Efendimizin (s.a.v) hayatını tasavvufî bir dille anlatmaktadır. Bir peygamber asıgı olan Eyüp Sabri Pasanın, Peygamberimize (s.a.v) duydugu bu ask ,eserin her kösesinde kendini belli ediyor. Her Müslümanın, Kurânın bir tefsiri olan Peygamber Efendimizin (s.a.v) hayatını ezbere bilmesi gerekir. Onun hayatı bütün Müslümanlar için en önemli örneklik teskil eden hayat olmalıdır. Sadece Müslümanların degil, tüm insanlı

Semerkand Yayınları tarafından hazırlanan Fihristli Yâsîn-i Serîf ile Kurân-ı Kerîmden sûreler ve günlük duaları kolaylıkla sayfalarını bulabilir ve okuyabilirsiniz. Kurân-ı Kerîmin kalbi olan Yâsîn-i Serîfi okumak Müslümanların kalplerine ferahlık veren en önemli ibadetlerdendir. Kültürümüzde de genellikle vefat edenin arkasından okunan Yâsîn sûresi, cuma geceleri de okunmakta ve bu sekilde Allaha (c.c) yaklasılmaktadır. Bu kıymetli eserle hem Yâsîn sûresini hem kısa sûreleri hem de günlük duaları kolayca

Ali Kaya'nın titiz çalışmasıyla yayına hazırlanan bu eser Mükaşefetü?l Kulup isimli kitabın tercümesidir. İnsana cemiyet içerisinde iç dünyasını Hakk?ın muradına göre tanzim ve tezyin etmeyi öğretir.

Ehl-i beyt dediğimiz seyyidler ve şerifler tarih boyunca ehl-i sünnete bağlı olan mezheplerin ve tarikatların yayılmasına hizmet etmişlerdir. Bu zatlar içerisinde öyleleri vardır ki, tesirleri bütün ümmet üzerinde etkili olmuş, getirdikleri usuller sistemleşmiştir. Topluma manevi önderlikleri sebebiyle, Peygamberimiz'in (s.a.v) izindeki bu büyüklere imam denilmiştir.

Doğu edebiyatı; hakikat ve sırları kavrayabilecek idraklere, latif bir dille seslenmeyi esas alır. Mevlânâ Celâleddin Rûmî'nin Mesnevî-i Şerîf'i, Genceli Nizâmî'nin Mahzenü'l-Esrâr'ı ve benzeri eserler hep bu üslup ile okuyan ve dinleyenlerin kulaklarına paha biçilemez birer küpe olmuştur. Onlar gibi, beş asır öncesinden bize seslenen Mostarlı Ziyâî'nin sırlar hazinesi de bu sözlerin, bu nasihatlerin şiir diliyle kelime kelime kalıba döküldügü kıymetli bir eserdir.

Şefaat haktır. Ayet, hadis ve icma ile sabittir. Buna iman edilmesi gerekir. Şefaat hakkını da, şefaatin neticesini de Allah Teala verir. Yine şefaat edeceklere de, edileceklere de O müsaade eder. Peygamber veya velilerden şefaat dileyen, aslında Cenab-ı Mevla'dan dilemiş olur.

Abdülmecîd Hânî (kuddise sırruhu) hazretlerinin dedesi Muhammed Hânî (kuddise sırruhu) hazretleri Mevlana Halid-i Bagdadî (kuddise sırruhu) hazretlerinin halifesidir. Abdülmecîd Hânî (kuddise sırruhu) Hadaikul-Verdiyye ismini verdigi bu eserini Peygamber Efendimizden (sallallahu aleyhi vesellem) dedesine kadarki Naksibendî silsilesindeki zatların hayatlarını anlatmak için yazmıstır. Kitabında hem en meshur silsile olan Hz. Ebu Bekirden (radıyallahu anh) gelen altın silsileye hem de Hz. Aliden (radıyallahu a

Zekat, İslam'ın beş temel esasından biridir. Dünya hayatı ile ahiret arasında atılmış, madde ile manayı, zengin ile fakiri, kul ile Mevla'sını birleştiren bir köprüdür. Zekat, malı manevi kirlerden temizlediği gibi kalbi ve ruhu da cimrilik, mala-mülke, maddeye esir olma gibi manevi hastalıklardan temizler. Ayrıca insanların, toplumların dünya hayatını huzurlu, güvenilir bir şekilde, adaletlice yaşamalarına veisle olur

Avrupa'da müslüman olmak pek çok güçlüğü beraberinde getirmektedir. Hem başka bir dinin büyük ölçüde hakim olduğu topraklarda azınlık konumunda kalmak, hem her geçen gün artan islam korkusuna ve düşmanlığına muhatap olmak, müslümanları yıpratmaktadır. Avrupa'da dini bilgileri öğrenmenin zorluğuda malumdur. Bütün bu sıkıntılara küçük bir merhem olması düşüncesiyle, temel dini bilgilerle birlikte Avrupa'daki müslümanları ilgilendiren özel konulara da yer veren bu eseri hazırladık.

Evliliğe para biriktirip çeyiz yapmakla hazırlık yapılmaz. Evlenecek kimsenin yapması gereken ilk iş kalbi manevi hastalıklardan temizlemek olmalıdır. Nefsi ıslah edip kalbi temizlemedikçe, karı koca birbirine fayda etmez. Mehmet Ildırar

Yüce Allah kimin kendisine itaat edip, kimin etmediği denemek üzere insanlara; ailelerini vatanlarını ve rahat hayatlarını geride bırakarak toza toprağa bürünmüş vaziyette evim dediği Kabe'yi ziyaret etmelerini emretmiştir, İbn Arabi (kuddise sırruhü) İhram şekilden çıkıp,alışılagelmişi terkederek, dünyadan ve dünyalık her şeyden soyutlanıp, kötü huylardan arındıktan sonra kulluk ihramı giyerek Allah'a (c.c) tam manasıyla yönelmeye işarettir. Necmeddin-i Kübra ( kudduse sırruhü) Tavaf, bir nevi namazdır. Al

Yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm dinimizin merkezinde olduğu gibi medeniyetimizin de merkezinde olmustur. İslâm sanatlarının büyük bölümü Kur'ân-ı Kerîm'in daha güzel yazılması ve okunması için gelistirilmistir. Hat, tezhip, ebru sanatları yüce kitabımızın hizmetinde bulunmustur. Kur'ân-ı Kerîm'i her şeyin merkezine koymak ve Kur'ân-ı Kerîm ile ilgili şeylere büyük özen göstermek İslâm'ın güzelliklerindendir. Bu sebeple Allah kelâmını diğer bütün kitaplardan üstün tutar, daha güzel yazar, süsler, yayımlar ve

Peygamber Efendimiz'in [sallallahu aleyhi vesellem] yaşadığı döneme asr-ı saadet denir. İnsanlık tarihinin en saadetli zamanları o dönemde yaşanmıştır. Bu sebeple bütün Müslümanlar hangi zamanda yaşarlarsa yaşasınlar o kutlu asra özenir, o kutlu asrı örnek alırlar. Resûlullah ve sahabiler nasıl davranmışlarsa öyle davranmaya çalışır, onların yolundan giderler. Bütün meselelerin çözümünü saadet asrında aramak gerekir. Aradan yüzyıllar geçse de din değişmemiştir, insan değişmemiştir, dünya değişmemiştir. N

Kuran-ı Kerim gözlerimizin nuru, kalplerimizin cilasıdır. Yüce Rabbimizin indirdiği bu ayet-i kerimelerden hem okuyarak hem üzerinde tefekkür ederek hem de içindekilerle amel ederek faydalanmaya çalışırız. Bu çabayla pek çok ilim dalları kurulmuş, Kuran-ı Kerimin tefsirinden doğru telaffuz edilmesine ve güzel yazılmasına kadar kutsal kitabımızla ilgili her şeyin üzerinde incelikle durulmuştur. Aşır okuma geleneği de bu inceliklerden biridir. Kuran-ı Kerimdeki her ayet-i kerime aynı değerdedir. Bir kısmı diğ

Bu kitapta, Prof. Dr. Abdülaziz Hatip, Mevlânâ Celâleddin Rûmî Hazretlerinin [kuddise sırruhû] namazla ilgili sözlerine düzenli bir şekilde ve gerekli açıklamalarla birlikte yer veriyor. Büyük bir Allah dostunun namazın manevî yönlerini açıkladığı bu güzel eser, aynı zamanda Mevlânânın dinin zahirine de ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Bu yönüyle Âşıkların Namazı, dinin zahirîyle batınının ayrılamayacağını da gösteriyor. Ey ay yüzlü güzel! Bir gece olsun Allah [celle celâluhû] aşkıyla uyumazsan, geceyi i