Fuente Ovejuna, Altınçağ İspanyol tiyatrosunun baştemsilcisi Lope de Vega’nın devrim niteliğindeki özellikleri nedeniyle en çok bilinen, sahnelenen ve tartışılan, gerçek bir olaydan yola çıkarak yazdığı anıtsal bir oyunudur. Oyun, toplumsal eleştirel bir halk oyunu içeriğiyle, bir köy halkının zalim bir feodal beye karşı direncini sergiler. Oyun, çalışkan basit köylü halkın, çiğnenen onurlarını korumak için gerçekleştirdikleri eylemlerin ve bu uğurda gösterdikleri adalet mücadelesinin yanında yer almaktadır

“Tıpkı denizin yüzeyinde dalgalar sürekli kabarırken alt katmanlara derin bir dinginliğin hâkim olması gib Dalgalar çarpışırlar, birbirlerine girerler, denge ararla Beyaz, yumuşak, oynak bir köpük, dalgaların değişen hatlarını takip eder. Bazen kıyıdan çekilen bir dalga bu köpüklerin izini bırakır kumsalda. Yakınlarda oynayan çocuk köpükten bir avuç almaya geldiğinde şaşırır: Sıktığı avucunda birkaç damla su kalmıştır sadece. Dalganın getirdiğinden çok daha tuzlu, çok daha acı bir su. Gülme de aynı bu köpük

Yirminci yüzyılın önce coşkun sesi, sonra üzeri dantelle örtülü dekoru haline gelen Radyo, eskide kaldığı düşünülen fakat yeni çağın içinde kendisine daima bir yer bulmayı bilen, değişen, dönüşen, çocuk yaşta oluşuyla tekinsiz ve susturulamaz olan teknolojinin adıdır. Radyo tiyatrosu, duyulanın estetiğinde toplumlara yön veren, gidilmez denilen yerlere giden ve dinleyici sayısıyla dünyanın en çok seyircisi olan tiyatrodur. Analog yayınlardan dijital platformlara genişleyen hayali uzamıyla sesini duyuranı da

Günümüzde, İngiliz tiyatrosu büyük bir canlılık yaşamaktadır. Londra’nın batı yakasındaki şehrin ana tiyatro merkezi, ekonomik bir güç haline gelmiştir. Ancak her şey nasıl başladı ve buralara kadar nasıl gelindi? Bunu öğrenmek için bu kitapta, ülkede tek bir tiyatronun bile olmadığı dört yüz yıl öncesine bir ‘zaman yolculuğu’ yapılmakta. İngiliz Tiyatrosunun hikâyesi, kentsel bir ortamda, kamusal alanlarda ve geniş seyirciler önünde oynanan yeni seküler oyunların ortaya çıkışıyla başlar. İki İngiliz yazar,

Cumhuriyetimizin 100. yılında tiyatromuz üstüne düşüncelerin yer aldığı bu kitap, tiyatromuzun akademik bilimsel temele dayalı üretimlerine yön vermiş değerli yazar, eleştirmen, tiyatro araştırmacısı hocalarımızın yazılarıyla oluştu. Bu kitapta bizzat öğrencisi olduğumuz bizleri yetiştiren akademisyen hocalarımızla, yol arkadaşlığı yaptığımız tiyatro insanları dostlarımızla ve bizzat hocası olduğumuz genç akademisyenlerle kaç nesil bir aradayız ve yazılarımızı okuyucularla, araştırmacılarla paylaşıyoruz. Cu

“ ...Bir sanat formunun tekniklerini anlayabilmek, anlatım araçlarını aktarabilmek için onu üreten sanatçıyı, çağın bilimini, felsefesini, toplumunu, ekonomik ilişkilerini merak etmezsek, kavrayışımız eksik kalır. Çalışmamdaki ana hedeflerimden biri, bu alanlara okurun merakını uyandırabilmekti.Tiyatronun anlatım araçlarını ve tekniklerini uygulama alanları olan oyun örnekleriyle iletmeyi hedefledim.” Ceren Olpak

“ ...Bir sanat formunun tekniklerini anlayabilmek, anlatım araçlarını aktarabilmek için onu üreten sanatçıyı, çağın bilimini, felsefesini, toplumunu, ekonomik ilişkilerini merak etmezsek, kavrayışımız eksik kalır. Çalışmamdaki ana hedeflerimden biri, bu alanlara okurun merakını uyandırabilmekti.Tiyatronun anlatım araçlarını ve tekniklerini uygulama alanları olan oyun örnekleriyle iletmeyi hedefledim.” Ceren Olpak

Herakles'in Çocukları, Euripides’in yazdığı en kısa tragedyadır. Oyun, Argos Kralı Eurüstheus’un, Zeus’un oğlu Herakles’e olan korkusu nedeniyle ortaya çıkmış gerilimli ilişkilerinin öyküsüdür. Euripides, savaş karşıtı olan görüşlerini, insanların zayıf ve anlamsız tutkularının sonucu olarak ortaya çıktığını vurgularken, yetim kalmış küçük çocuklara uygulanan insanlık dışı baskılara karşı, yardımsever Atina kentinin direnişini yüceltmektedir.

“...Türkiye’de oyun yazarlığı alanında bir el kitabı, bir başlangıç olma niteliğine sahip kitaplara çok ihtiyaç var. Yazarın kendisinin de belirttiği gibi, aslında oyun yazmanın belki de en öğretici yolu iyi oyunları okumaktan, yapılarını anlamaktan geçiyor. Bu anlamda yazdığı bu kitabın oyun metnine nasıl bakmamız gerektiğiyle ilgili bir ışık olması açısından alana ve okuyan herkese yararı olmasını dilerim. Yaratıcılık elbette ki bir kişinin elinizi tutmasıyla öğrenilmesi mümkün olan bir şey değil. Ama yol

Motifler uzunca bir süre pek çok eleştirmen, yazar ya da tiyatro kuramcısı tarafından eserin tema, konu, ana fikir, çıkış noktası gibi yönlerini tanımlamak için kullanıldıktan sonra nihayet bağımsız bir içerik kazanmıştır. Bu yüzden tema ve yan tema gibi çağdaş tiyatronun belirgin biçimde tanımladığı kavramları, dramatik motif ile ilişkileri bağlamında ele almak ve ayrımlara dikkat etmek önemlidir. Romeo ve Juliet oyununda Aşk’ın bir tema, Âşıkların Ölümü‘nün ise dramatik bir motif olarak tanımlanması böyle

İfigenia Aulis'te tragedyasının konusu, Yunan mitolojisindeki en keskin çelişkilerden birine sahiptir.Hellen halkının ilk en büyük savaşı olacak Troya operasyonunun başkomutanı Agamemnon, savaş öncesinde iki seçenekle karşı karşıya kalmıştır. Ya bu girişimi başarısız olacak ya da öz kızını kurban edecektir.•Bu konuda, daha sonra Romalılar ve Rönesans’tan bu yana Racine, Schiller, Gerhard Hauptman olmak üzere en az 17 dramatik eser bulunmaktadır. Batı ülkelerinin ünlü resim galerilerinde, “İfigenia’nın Kurba

İlk oyunu 1997 yılında yayınlanan Funda Özşener'in oyun metinleri, çoğu zor oluşlarıyla nitelendi; insanoğlunun dile getirilmeyen, gizli ve tuhaf yönleriyle kuşanmış oyun karakterleriyle anıldı.Bu kahramanların bazıları tutkularının, bazıları boş hayallerinin, bazıları başka hayatların ya da imkânsız olanın peşindeydiler. Ama hep bildik bir yerde, bizim gerçek dünyamızda yaşadılar.Hepsinin ortak yanı, soru sormaları konuşmak istemeleri.İşte, ne olursa olsun konuşmak, böylece varlık bulmak, yola çıkmak, durm

Heykel, şiir ve oyun yazarlığıyla başlayan kariyerin ardından, tek kişilik gösterileriyle dramatik anlatım biçimlerini bir araya getirerek çalışmalarını sürdüren Kıvanç Nalça dan dört yeni oyun. Kaos'uruk Şehrinin Duvara Kralı ya da Etika, Gılgamış’tan beri insanlık tarihimizin felsefesini, etik ve estetik değerlerini alegorik bir anlatımla ve yazarımızın oyunlarında karşılaştığımız simgesel biçimde ele alıyor. Yunus Bir Söz Söylemiş Hiçbir Söze Benzemez, Meddah Kıvanç Nalçanın Türkiye’de ve Avrupa’da tek k

“Bir orkestra için şef ne denli önemli ve anlamlı ise bir tiyatro olgusu için de rejisör aynı anlamı ve önemi taşır. Hatta daha da fazla...”

“İyi oyunlar ortaya yeni bir şey koymaz. Ortada duranı bir çerçeveyle buluşturup konuşulabilir hale getirir. Rüya ile gerçeğin birbiri içinde eridiği ve tekinsizlik hissinin giderek yükseldiği Fil Rüyası’nda bu incelik mevcut.” Emre Uçaray “Fil Rüyası rüyaların gerçeklerle iç içe geçtiği kurgusu ve özgür diliyle cesur bir dünya kurmuş. Karakterleri çok gerçek ama bir o kadar da fantastik ve kurgusal. İkisinin arasında gidip geliyorsunuz. Onunla nefes alıp veriyor ve anında empati kuruyorsunuz. Çünkü metin

Ibsen, oyunlarında insan psikolojisini ve aile içinde kadın sorunlarını merkeze alan modern dramanın kurucusu olarak ünlenmiş bir yazar. Yazdığı son oyun olan Biz Ölüler Uyanınca’da, heykeltraş olan bir sanatçı, oyunun ana karakteri yapılarak, yaşam ile sanat arasındaki ilişki sorgulanır. Sanatçı, yıllar önce modeli olan genç bir kız ile yoğun ilişkisini, yaptığı heykel, başyapıt düzeyine erişince, şöhret kazanmak uğruna aşktan ve insani ilişkilerden vazgeçmeyi seçer. Ancak, yaşlanıp sanatsal gücünü kaybede