Ben Biz Siz Hepimiz: Toplumsal Kimlik ve Gruplararası İlişkiler, sosyal kimlik kavramına sosyal psikoloji bağlamında yaklaşıyor. Belli etnik, dini, cinsel vb. kimlikler üzerine odaklanmak yerine kimlik kavramına ilişkin genel bir bakış geliştirme çabasının ürünü olan bu kitapta yer alan tartışmalar ışığında yazar, Türkiye gündemindeki çeşitli kimlik sorunlarıyla ilgili yorumlar yapabilmek için gerekli kuramsal çerçeveyi oluşturuyor. Kimlik-benlik, kimlik-değer, kimlik-kişisel gereksinim, kimlik-güç, kimlik-

Psikolojinin en yetkin isimlerinden Nuran Hortaçsu’nun bu ki-tabı, yalnızca konuyla ilgilenenlere değil, bütün okuyuculara hem çok önemli bilgiler, hem çok keyifli bir okuma fırsatı veriyor. Sosyal psikoloji, sıradan insanların sıradan veya sıradışı durumlarda davranış ve etkileşimlerini inceleyen, insan-toplum ilişkisini göz önünde tutan, yalnızca bireylerin davranışlarına değil; grupların, hatta kitlelerin davranışlarına da ışık tutabilen bir alan. Bu nedenle, aslında kuram ağırlıklı bir alan olan sos-yal

Bu kitapta, sosyal psikolojinin ve onun içinde grup konusunun tarihsel gelişimi, sosyal psikolojide egemen olan bireyci yaklaşımı eleştiren bir görüşle anlatıldıktan sonra, gruba ilişkin bazı kuramlar karşılaştırılarak incelenmektedir. Bundan sonra geleneksel grup konuları olan normlar, uyma, grup içi konum farklılaşması, liderlik, iletişim gibi konular ele alınarak, grup verimliliğini etkileyen çeşitli etmenler tartışılmaktadır. Son olarak, gruba daha geniş bir açıdan bakarak mensup olunan toplumsal grupla

ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptıktan sonra emekli olan Prof. Dr. Nuran Hortaçsu’nun insan ilişkileri konusundaki yirmi beş yıllık birikiminin ürünüdür bu yapıt. Kitapta, insan ilişkileri ile ilgili sosyal psikoloji ve gelişim psikolojisi kuramları karşılaştırmalı bir biçimde sunulmuş, bu alandaki gelişme ve akımlar belirtilmiş, bebeklik, çocukluk, ergenlik çağlarındaki ana-baba-çocuk ve arkadaşlık ilişkileri gelişimsel bir bakış açısıyla incelenmiştir. Kitabın son böl

“Pek çok psikolojik sorun türünü tanımlayan bu kitap, hem yöneticilerin hem de psikologların faydalanabileceği bilgiler vermektedir. Kolay anlaşılmasının yanı sıra minimum profesyonel jargonla klinik psikoloji çalışmaları alanına mükemmel bir giriş kitabıdır.” Dr. Rodney L. Lowman “Thomas ve Hersen, bilim insanları ve pratisyenler için kayda değer bir çalışmayı bir araya getirmişlerdir.” Dr. Jerald Greenberg “İşyerinde Psikopatoloji az bulunur bir başarıdır. Klinik ve rehberlik psikolojisiyle kurumsal psiko

"Ustaca bir kitap... Kendinizi bu derinlikli ve zarif senteze bırakın." -DR. DANIEL SIEGEL, Önsözden "Nihayet, sağlıklı çift ilişkileri hakkında bilimsel olarak bildiklerimizle beynin işleyişine dair öğrendiklerimizi birleştiren, muhteşem ve kolay okunabilir bir kitap! Bu kitabın her uygulayıcının kitaplığında yeri olmalıdır." -DR. JOHN M. GOTTMAN, Aşk Nasıl Sürdürülür kitabının yazarı "Bu kitap, okuyucusunu yumuşak adımlarla bir çiftin gündelik sıkıntıları ve zaferlerinin ardındaki bilimsel bilgide

Bu kitap, bir dönüşüm süreci olarak kabul edilen ergenlik ve genç yetişkinlik döneminin özgün özelliklerini aktarmaktadır. Ergenin fizyolojik, zihinsel, psikososyal değişimleri; İçinde yaşadığı kültürle nasıl etkileştiği bilimsel verilerle açıklanmaya çalışılmıştır. İç ve dış çatışmaların kaynakları, aile yaşantısına etkileri, arkadaş ilişkilerinde farklılaşmalar dile getirilmiş, çatışmalarla baş etmede yetersiz olanların yaşadığı zorluklara değinilmiştir. Anne-baba, öğretmenlerin ve diğer yetişkinlerin kuc

Çocukluğu ve çocukları araştırmaya ve anlamaya birçok bilim dalının katkısı olmuştur. Tarih, antropoloji, psikoloji, sosyoloji yanında coğrafya da çocuklarla ilgilenmiştir. Coğrafyacılar çocukluğun mekânsal bir olgu olduğunu vurgularlar. Coğrafyanın çocukluk çalışmaları ev, okul, oyun alanı, mahalle, kent, ülke ölçeğinde başlayıp iklim değişikliği, savaş, göç, ırk, toplumsal cinsiyet, yoksulluk gibi küresel olgulara kadar uzanır. Hangi sosyal bilim dalında olursa olsun çocukluk artık başka konuları açıklama

Çağımızda, katılımcı demokrasi yaklaşımının öne çıkması sonucunda dünyayı etkisi altına alan siyasal düşünce, katılıma dayanan bir siyasal kültür haline dönüşmektedir. Katılımcı demokrasi yaklaşımıyla birlikte önem kazanan ve çok aktörlü yönetim biçimi olarak özetlenebilecek olan "yönetişim" anlayışı da, temsili demokrasinin yetersizliklerini ve bazı olumsuzluklarını aşmak amacını taşımaktadır. Katılımcı yönetim anlayışının bir diğer işlevi de, halkın kendilerini yönetenlerden kopmasının önüne geçilme

"Çok yönlü tavsiyelerin olduğu net, iyi düşünülmüş bir kitap... Okunacak değerli bir eser." John Cotter, The Washington Post "Ergen Çocuğunuz ve Siz, ergenlerin anababalarına yönelik somut önerilerle dolu, klasik haline gelmiş kitaplardandır." Publishers Weekly "Uygulamalı bilgiler ve önerilerle birlikte geniş bir rehber."

Toplumların ve kültürlerin hızla değiştiğini hep duyarız ama bu bağlamda bilimlerin de değiştiğini pek duymayız. Modern dünyada yaşanan çocukluğun artık eski çocukluk olmadığını hepimiz biliyoruz. Belki bilmediğimiz şey bu yeni çocukluğun yeni bilimleri gerektirdiği. Bu sadece bizim değil bütün dünyanın sorunu. Birçok yeni çalışma ve yayın değişen çocuklara ve çocukluklara yönelmek durumunda. Bekir Onur'un bu kitabı çağdaş çocukluk anlayışlarını, yeni çocukluk çalışmalarını ele alıyor. Psikoloji, sosyolo

Gecenin ilerlemiş bir saatinde, yatağınızda karanlığa gömülmüş, uykusuz gözlerle tavanı seyrediyor, uyumak istiyor fakat bir türlü başaramıyorsunuz. Peki neden? Ünlü biyolog Robert Sapolsky, klasik-ler arasında yer alan bu kitabında stresin bilimine ışık tutuyor. Robert Sapolsky, elinizdeki ünlü Zebralar Neden Ülser Olmaz? adlı bu kitabında, uzun süreli stre-sin, depresyon ve ülserler, kolit, kalp-damar hastalıkları ve daha pek çok farklı hastalığın da dahil olduğu bir dizi fiziksel ve zihinsel rahatsızlığ

Özne kavramı bir tiyatro sahnesine karşılık gelse idi, bilinç sahne ışığının aydınlattığı kısma, bilinçdışı ise sahne ışığının aydınlatmadığı karanlık kısma karşılık gelirdi. Bilinçli kendiliğimiz, yani ego, sahnelenen oyunun yönetmeninin ışıklandırılmasını istediği sahne parçası gibi, yaşamda içinde bulunduğumuz gerçekliği yöneten ötekinin icra etmemize izin verdiği kadarıyla bir kendilik parçasıdır. Ama nasıl ki sahne ışığı sahnede gezinerek oyuna katılacak sahne parçalarının sürekli değişmesine neden olu

"Psikanaliz yeni pozitif politik programlar ortaya koymaz; bunun yerine, her istikrarlı kolektif bağ için tehdit oluşturan yıkıcı bir gücün, bir ‘olumsuzluğun' -ölüm dürtüsünün- dış hatlarını tespit etmekle yetinir. Bu anlayış çerçevesinde, farklı psikanalistler devrimci, liberal veya muhafazakâr görüşleri savundular. Söylenebilecek her şey söylendi mi peki? McGowan'ın kitabı baştan sona yeni bir hat çizerek bu dağınıklığa çekidüzen veriyor: Psikanalizin verdiği en önemli ders, özgürleşimci politikanın herh

''... Sözlerin, konuşulanların nasıl bir mucize yaratacağını, dudağın boşluğa doğru yaptığı büyülü titreşimin sayısız dünyalar kurup sayısız dünyaları yıktığını kim bilir?'' Modern bilimsel tıp, hastalığı insanın bütününe değil, organlarından birine ilişkin bir şeymiş gibi algılar. Oysa 'hekimlik sanatı'nın mucizeleri, beden ile ruh arasındaki yüksek ilişkilere dayanır. Ruh Yoluyla Tedavi'nin sırrı, insanın varlığının bütününü hastalığın bütününe karşı harekete geçirmesi çağrısında gizlidir. Zweig,

"Daha ilkokul yıllarında sormaya başladığımız ve sonra tüm yaşamımız boyunca kendimize hep sorduğumuz bir sorudur bu. Çocukluk ve ergenlikle ilgili sorularınıza daha rahat cevap bulmamız mümkündür. Ancak çocukluk ve ergenlikle ilgili sorunlarımızla yüzleşmeye zaman bulmak zordur. Bugünü anlamak ancak geçmişle mümkündür. Ama yaşam mücadelesi geçmişi bugüne bağlamamızı ya da kendimizi analiz etmeyi unutturur bize. Bu kitap işte bu yaş döneminde yaşadıklarımızı, evlilik ve boşanmaları, bunun getirdiği geriliml

Psikanalizin Yedi Temel Kavramı, bugüne kadar kitapları pek çok dilde yayımlanan psikanalist J.- D. Nasio'nun en çarpıcı eserlerinden biridir. Freud ve Lacan'ın çalışmalarından yola çıkarak okuru psikanalizin kastrasyon, hesaptan düşme, narsisizm, fallus, üstben, özdeşim, yüceltme kavramları ile tanıştıran Nasio, bu eserinde uzmanlara olduğu kadar psikanalize meraklı okura da hitap etmektedir. Öğrencilerin, psikologların, yargıçların, eğitimcilerin, bakıcıların, yaşamının bir noktasında insan ruhunun der

En açık ifadeyle, ergenlikle ilgili okuduğum en iyi kitap ve bunu hem yedi çocuklu bir baba, hem de bu alanda çalı-şan bir bilim insanı olarak söylüyorum. Steinberg, ergenlik süresine ilişkin tamamen yeni bulgular yoluyla bize rehberlik ediyor. Anababalar ve öğretmenler olarak yönümüzü nasıl değiştirmemiz gerektiğini bizlere anlatıyor. Martin E. P. Seligman, Learned Optimism ve The Optimistic Child kitaplarının yazarı İki erkek çocuğu olan bir anne ve bir eğitimci olarak bu harika kitabı yazdığı için La

Elinizde tuttuğunuz bu kitap alttaki gibi birçok soruya sosyal psikolojik açıdan cevaplar bulmanıza yardımcı olacaktır: Tutum denilen şey nedir? Tutumun işlevleri nelerdir? Tutum ile davranış arasındaki ilişki nasıldır? Her tutum davranışla sonuçlanır mı? Tutum nasıl ölçülür? Tutum değişimini ne gibi unsurlar etkiler? Bir propaganda hazırlanacak olsa hangi değişkenler ele alınmalıdır? İnsanlar kendilerine sunulan mesajları kabul ederken veya reddederken hangi psikolojik ve bilişsel süreçler gerçekleşi

Dünyaca tanınan araştırmacı ve yazar Laurence Steinberg bu kitabında, ergenlerin içinde yaşadıkları ortamın onların davranışlarını ve toplumsal ilişkilerini nasıl etkilediğini konu edinmektedir. Kitap, ergenlik konusundaki bilimsel çalışmaları açık ve anlaşılır bir üslupla anlatmakta, bilimsel dergilerde yayınlanmış çok sayıda araştırmaya atıfta bulunmaktadır. Ayrıca, yargılanma sürecindeki ergenlere ilişkin tartışmalar üzerinde durulmakta ve yasalar karşısında ergenlerin yetişkin olarak ele alınması kon