Hayat damarlarından akan zamanın içinde kendimizi arayıp duruyoruz ve her kendimizi buluşumuzda başka bir bene doğru kanatlanıp uçuyoruz. Her uçuşta gri bulutlarla karşılaşıyoruz ve bu böyle sürüp gidiyor. Hayat yolculuğumuzda aklımızı kullandıkça kendimizle karşılaşıp defalarca kendimizi buluyor ve yeniden üretiyoruz.Aradıkça kuşkulanıyor, kuşkulandıkça arıyoruz; belki de aklımızı kullanmayı öğreniyoruz.Zamanın ruhunda hayatın algısını arama yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız?

Dünyanın en stratejik ve en jeopolitik coğrafyası olan Troas bölgesi, yine dünyanın en önemli olaylarının yaşandığı ve çok değerli insanların yetiştiği bir bölgedir. "ilk Antikçağ Dünya Savaşı" olarak nitelenen Troia Savaşları, bu bölgede yaşanmış, Homeros'un İlyadasındaki mitolojik tanrılar, burada kozlarını paylaşmıştır. Önceleri bir mitolojik hikâye gibi nitelenen Troia Efsanesi, Manfred Morfmarim "Düş ve Gerçek Troia'* adlı kitabı, arkeolojik kazı tarihinin zaferini ilan etmiştir. Bunun yanında diğer bi

Gürsel Koyuncu, "Yüreğime Sarıl" adlı şiir ve"Köşetaşlarım" adlı öykü kitaplarından sonra,insanların yaşadıkları acıları edebiyat tarihine kazıyarak ölümsüzleştiren yapıtlar vermeye devam ediyor.Son kitabı "Didar" adlı anı-öyküsünün ardından şimdi de gerçek yaşamdan 13 kadını sunuyor bizlere.Varlıklarından bile haberdar olmadığımız bu kadınların acılar, zaaflar, çaresizlikler ve pek ender görülen sevinçleriyle dolu yaşam öykülerini okurken, aslında onların hep yanımızda var olduklarını hissediyoruz.Bu 13 ka

Gecenin derin sessizliğinde âleme ve zata dair seyri temaşa eyledim.Göğe bakışlarım, insanların çığlıklarını, sefaletlerini, bilgeliklerini ve zalimliklerini süzgeçten geçirirken aynı zamanda umut ve neşe tanelerini de yakaladım. İşte bu eser, gözlemlerimin ve düşüncelerimin bir meyvesidir.Hayat, sır perdesi aralanmaz bir muamma iken insan, o muammanın içindeki çalkantıları yalın ayak koşarak, taşlara meydan okuyarak ve acının demine inat yaşamını sürdürmektedir. Sevgi, yediveren gülümisali tüm nefret saçan

Merhaba Arkadaşlar, Ben mavi baştankara! Kanatlarımın altında sakladığım renklerle, doğanın en güzel sürprizlerinden biriyim. Siz de benimle birlikte renkli dünyamızın keşfine çıkmaya hazır mısınız? Bu kitapta, Kayra ve babasıyla birlikte benim ve diğer kuş dostlarımın heyecan dolu maceralarına tanık olacaksınız. Lüleburgaz Gençlik Parkı'nda başlayan bu serüvende, doğanın sıcaklığını, seslerini ve renklerini birlikte hissedeceğiz. Kuşların kanatlarının altında sakladığı sırları, doğanın melodisini ve renkle

Sevgili Okurlarim,Bir romanda yaşanmış, gerçek hayattan bahsediliyorsa o zaman olan biten tüm gerçeklerden bahsetmek gerek ama maalesef bizim ülkemizin tutucu olması bazı gerçekleri saklamamıza sebep oluyor. İşte bu romanda da ülkenin insanları kendi duymak istemediklerini ahlaki değerler diyerek saklamak istediklerinden, ben de o kişilere saygı duyarak o konuları kaleme alamadım. Yaşanmış bazı gerçekler maalesef saklanmıştır, özür dilerim.Bu roman 1993-1996 yılları arasında kendi başımdan geçen ve gerçekle

Acılar, umutları; umutlar acıları doğura doğura. Sanki koca bir devin ayağı altında kalıp, küçücük ama yaşamın içinde harikalar yaratan karıncalar gibi, yok olup giden milyonlarca insan. Onlar sessizce kayıplara karışıyor; yerlerine gelen bizler de umursamazlık karanlığında hâlâ çırpınıp duruyoruz

Yazarımız Süleyman Güdül, 16.08.1945 Koman doğumlu olup evli beş çocuk babasıdır. Samsun Dumlupınar İlkokulunda ve Samsun Ticaret Lisesinde okumuş, ardından Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesinde Kamu Yönetimi bölümü okuyarak öğrenimini tamamlamıştır.1956 yılında okul muhabiri olarak başladığı gazetecilik hayatına çeşitli ulusal gazete ve ajanslarda devam etmiştir. Hâlen birçok yerel ve bölgesel gazetenin yanı sıra haber sitesinde köşe yazarlığı yapmaktadır

Dalya'nın geniş hayal dünyasında yaşadığı sorunlar, arkadaşlık ilişkileri, umudunu hiçbir zaman kaybetmemesi, iyi iletişim kurabilmeyi öğrenme çabası, yaşadığı zorluklara ve ona engel olan bazı durumlara karşı ayakta kalabilme mücadelesini konu alıyor. Dürüst olmanın önemini, yaşama sevinci mucizelerin hayatımızda her daim olduğunu, duygularımızı bir olay karşısında yönetebilmek yeteneğini keşfetmek ve en önemlisi güçlü ve mutlu kalabilmek için bu kitabı okumalısınız. "Hiçbir zaman umudunuzu kaybetmeyin

KUŞBAKIŞIŞiir yazma diyor bay şeytan'Kırmızıçizgiyi aşma'Islık çalma karanlıktaVurulursun!Ben diyorum ki ona:Sararmış yapraklaraŞaşırmazsan eğerBir kuşun bakışıylaKarışmazsan baharaNasıl yaşanırEsrik, bir şair olarak.Dolaşır şiirsel atlarlaDörtnala dört mevsimiŞair dediğinHiç büyümez, haylazGökyüzlü bir çocuktur"Seher yelli kızlar" odasına gelirKonuşur uykusundaKuşdiliyle...Çiçeklenir koynundaGül yüzlü annelerDiriltir küçük ölümleri.Şiir yazma diyor bay şeytanIslık çalma karanlıktaKaybolursun!

Ayaz Ata ile tanışan Asena ve Göktürk,Ayaz Ata’yla beraber insanlara yardım edebilecekler mi?Bu heyecana sen de ortak olmak istiyorsan,bu masalı hemen okumalısın.

Kadınların toplumsal kimliğini hürriyet ve eşit haklar üzerine inşa eden cumhuriyet ile birlikte kadınlarımız; toplumumuzu inşa etmek, genç kızlarımıza cesaret aşılayabilmek, kaliteli bireyler olabilmek için mücadele ettiler. Kimi şiir yazarak yaptı bunu kimi siyasetle kimi ticaretle kimi kendini eğitime adayarak kimi sanatla ile başardı. Bu süreçte bir güneş gibi parlayan Çanakkale’mizde de harika işler yapıp eserler bırakan, tarihimize mal olmuş büyük ve ulvi kadınlarımız vardı. Onlar öyle harika i

Kalbimizin her atışında sen varsın. Artarak devam eder sevgimiz. Zor olur, katlanamam ayrılığa, sensizliğe... Dağlarından akar Binbir Pınarın, bilinirsin İda diye. Ağaçlarınla, bitkilerinle verirsin en temiz havayı. Göğe yükselir dağlarındaki ormanların, ağaçların. Lapa lapa kar yağışın, esen rüzgarın. Ağlarım yanarsan, yok olursan. Rıza göstermem, engellerim sana zarar vereni. Işık, güneş, toprak ve su ile hayat verirsin. Mutluyuz seninle, yaşayamam sensiz Kazdağlarım

Bu kitabı yazmaktaki en büyük hedefim, bireysel seans almak isteyip alamayanlar ya da seans alıp kafa karışıklığı yaşayan ışık parçalarımın baş ucunda olup en kısa yoldan en hızlı şekilde hayatlarını değiştirebilmek için bir adım atmalarına yardımcı olabilmek ve günlük hayatımızda yaşadığımız sorunların temelini fark ettirip çözüme giden yolu açmak. Bu yüzden kitabı yazmakla kalmayıp sizin için meditasyon videoları hazırladım. Kitabın içerisine yerleştirilen kodları telefonunuza okutarak meditasyon videolar

“Hocam anlamıyorum” dedim. “İlk önce mantığını kavrayacaksın.” dedi. “Bir tarafa geliri yaz, öbür tarafa giderleri, ayrı ayrı topla, aralarındaki farkı bul, kar veya zarardır çıkan.” Eğer Mali Müşavir olmak istiyorsan, parke taşı gibi tek tek döşeyeceksin bu yolu bıkmadan. 4+4+4+4+3 olmak üzere 19 yıllık bir eğitimin sonucunda bu ünvana sahip oluyorsun. Üzerinden 27 yıl geçti, hala devam ediyorum kasa, banka, borç, alacak, mizan, vergi, vergi dairesi, SGK, mükellef, kanun, tebliğ, mükteza, 189 … “e-Devlet

Büyük özveri ile oluşturularak alanında ender ve özgün bir niteliğe sahip olan bu eser, organizasyonlarda; inovasyonun önemi ve çalışanların bu inovatif hareketler karşısında algılarını; motivasyon ve örgütsel bağlılık açısından analiz edip açıklamaktadır. Özelikle İnovasyon,yönetim, örgütsel bağlılık ve motivasyon alanında çalışacak kimselere rehber ve yol gösterici olarak ışık tutacaktır.

Bazen bir dağ yamacı, bazen bir deniz kıyısı, bazen bir ada, bazen bir isyan, bazen bir manzara, bazen bir anın farkına varmak... Bazen güneşin doğuşu ve batışını tarif ederken duygulanmak... Bazen eleştirmenin, yüzleşmenin ve sorgulamanın içine dalıp gitmek… Okuyarak ve yazarak hayatı anlayıp anlamlandırmaya çalışmak üzerinden yazıların toplandığı suyun şırıltısında Anadolu’yu anlatmak…

Takvimler 1978’in hizmetkârıydı ve hayalime kavuşmama yani öğretmen olmama bir yıl kalmıştı. Güneşin iliklerimi ısıttığı bulutsuz bir gündeydim ve parkta kendimi kaybetmişçesine sınavlarıma hazırlanıyordum. Derken ruhumu derinden kavrayan muhteşem bir şarkı parkın hoparlörlerinden bütün evrene yayılmaya başladı. “Başın öne eğilmesin. Aldırma gönül aldırma. Ağladığın duyulmasın. Aldırma gönül aldırma. Dışarda deli dalgalar. Gelir duvarları yalar. Seni bu sesler oyalar. Aldırma gönül aldırma.” Hipnotizeydim.