Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 408 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Aklımı kaybetmiş gibiydim. Birkaç saniye bir şeyler düşünüyor, sonra ne düşündüğümü unutuyordum. Bunu hücredeyken de yaşadığımı hatırlıyorum ama bu seferki başkaydı. Bu, açlığın ve susuzluğun verdiği bir şey gibi değildi. Bu, belirsizliğin ve en kötü ihtimalin gerçekleşmiş olabileceği şüphesinin yarattığı etkiydi. Korkularım zihnimi tamamen ele geçirmiş, nefes alışverişlerim hızlanmıştı. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki yerimde durursam kalbim de benimle duracak diye endişe ediyordum.
65 TL.
Tükendi
Acaba benim umutlarım da uzaklarda bir yerde mi? Sen hiç daldın mı oralara, Herhangi bir umudun herhangi bir kıyısında karşılaştık mı, Ya da bir umut kahvesinde bir bardak umut yudumladın mı, Sen hiç gelecekte bir yerde, mazide dolaştın mı? Elini göğsüne koydun mu hiç, yalnızlığın frekansında Göğsünde bir yerlerde ağrı hissettin mi ya da acıyan yara, Hakkıyla özleyebildin mi özlenecek kişiyi, Ya da bir damla gözyaşı arifesinde daldın mı uzaklara?
90 TL.
Tükendi
Küresel teslimiyet için coğrafyalardan önce beyinlerin işgali şarttı, çünkü bir atasözü “Göz olanı, beyin olacağı görür” diyordu. İnsanlığı, sanal, dijital ve algoritmik egemenlik ile sınırlandırılmış bir dünyada, büyük biraderin hapishanesinde mahkûm ederek halifelikten âdeta bir süs bitkisine ya da yılkı atına indirgeyeceklerdi. Yaratılış için kurdukları tuzaklar ile dünyada hiçbir ihlaslı kulunu bırakmadıklarında yüce Mevla’yı akılları sıra yenilgiye uğratarak kendilerini yeni dünya’nın Tanrı insanı yani
230 TL.
Tükendi
Aynaların ötesindeki sırlarla örtülü bu uykuların sonsuz mavi ufuklarından uçup gelen saka kuşlarının kanatlarında yeryüzüne rengârenk rüyalar taşınıyor, bu rüyalara inanan kimi delilerse bütün korkularını yenip aynalardan geçmeye uğraşıyorlardı. Kimi zaman beklenen rüyayı getirecek saka kuşlarının gelmesi yüzyılı buluyorsa da eninde sonunda beklenen rüya muhakkak geliyordu. Aynalardan geçemeyenler de vardı. Onlar aynaların gri sırçalarında yarı gölge, yarı can taşıyan suretleriyle yitip gidenlerdi. Kendile
39 TL.
Tükendi
“Aşkbahar mevsimini bilir misin?” diye sordu karşıdaki adama Yağız. Çantasına eğildi. Yan fermuarını açtığı çantasından iki nehir taşı çıkardı. Elinde tuttuğu taşlara bakarak gülümsedi. Altında hüzün dolu bir gülümsemeydi bu. “Aşkbahar” dedi Yağız. “Kışın üşümediğin, yaz sıcağında bunalmadığın, hava şartlarının sadece iki kişiye bağlı olduğu; yağdırdığın yağmurda ıslanıp yine yağdırdığın kara sırtını vererek kendini ona bıraktığın mevsimdir. Sadece aynı duyguyu taşıyan iki kişiye aittir bu mevsim. Dört mevs
65 TL.
Tükendi
30 Ekim 1918 Mondros Antlaşması sonrasında Osmanlı’da iktidar İttihatçılardan işgalcilerin güdümündeki İtilafçılara geçmiş, Abdülkadir Bey de son görevi olan Bolu mutasarrıflığından alınmış, hakkında tutuklama ve yakalama kararı çıkarılmıştır. Peşine düşen İtilafçılardan kaçıp izini kaybettirdiği 1918 Aralığı ile Heyet-i Temsiliye’nin Elazığ Vali vekili olarak ortaya çıktığı 1919 Eylül’ü arasındaki yaklaşık on aylık zaman diliminde nerede olduğu, ne yaptığı bilinmemektedir. Bu roman işte o bilinmeyen dönemd
140 TL.
Tükendi
İnsan... İnsan ve onun bitmek bilmez sanrıları. Burak Ülker usta kalemi, bir zırh gibi kuşandığı alegori ve süslü cümleleriyle sersemletiyor sizi. Bergama’ya has bir kutsiyetle taçlandırılmış bu eser hem bir başkaldırı hem boyundan büyük bir eleştiri hem de insana has ne varsa onu ortaya koyuyor. Bizlere de kalemin kâğıtla olan dansına hayret etmek düşüyor: “O an dünyanın bütün evcil kazları uçamadıklarına böğürebilir ya da -ne bileyim- kişi bir daha artık geri getirilemez bir türün gözü önünde yok edilmesi
140 TL.
Tükendi
Bireyin gerçek insanlığı bulabilmesindeki en önemli ayrımın toplumdan tamamen kopmak olduğunu belirten Muhittin Beyaz, eserinde toplum ile bireyin aslında büyük bir kaosa sebep olan birlikteliğini ve bu birliktelikten doğan acı meyveleri anlatıyor. İnsanın bu denli güçsüzken tabiata hükmetmesinin altındaki sebepleri irdelerken, korku ve cesaretin bundaki payına şu sözlerle dikkat çekiyor: “Artık anlaşılıyor ki korku insanlık için bir gelişim enerjisidir. Veyahut insanlığı sürüden ayıran, sürü içinde farkınd
150 TL.
Tükendi
Kazakistan konusunu sordu. Ökçe dayı, elindeki ayakkabıyı örse takılı olarak bıraktı. Bir iki dakika düşündü. “Git oğlum.” dedi. Hiç üzerinde yorum yapmadan, biraz da hüzün yüklü olarak tek kelimeyle; “git” dedi. “Evlat, gitmesine git de ama kendini sürekli kontrol altında tut. Sen kendini kontrol altında tutmayı terk edersen senin için ömrünün kaybı olur. Kaybetmek diye bir lüksün yok. Tutunacak dalın sadece kendinsin. Kayarsan, elinden tutacak kimsenin olmadığını aklından çıkarma. Çok kitap oku. Başkasını
65 TL.
Tükendi
Yavaşça tepeden inmeye başladı. Adımlarını dikkatli atıyor ve çevreyi gözetliyordu. Hans’ı yemeğe çağırırken karşılaştıkları yere kadar gelmişti. Çevrede kimse yoktu. Her zamanki aydınlık da görünmüyordu. Işığı neden söndürmüşlerdi acaba? Ancak, bu onun lehine bir durumdu. Görünmeden onlara yaklaşabilirdi bu sayede. Bilim ekibinin gündüzleri oturdukları yere ulaşmıştı. Çevrede kimseler yoktu. Bakışları ile etrafı taradı. Birden heyecanlandı. Biraz ötedeki yüksek bir kayanın arkasından zayıf bir ışık sızıyor
25 TL.
Tükendi
“Farklı siyasi görüşlerden kitaplar okuman çok ilginç.” “Neden?” diye sordu. “Çünkü ya sağcısındır ya da solcu, bunun başka izahı olamaz.” dedi. “Ya siyahsın ya da beyaz, diyorsun yani. Hâlbuki mavi var, kırmızı var, sarı var, kahve var. Hele bunları birbirine bir karıştırsan kardeşim; yeşil var, turuncu var, mor var. Kısacası, insan var ve insan en güzel renktir. Toplum ise gökkuşağıdır. Gökkuşağının tek bir renkten oluştuğunu düşün. Öyle mi daha iyidir, yoksa rengârenk hâliyle mi daha muhteşemdir?” dedi.
90 TL.
Tükendi
Masalsı bir aşk ile evlendikten sonra hayatının daha güzel olacağını düşünen Meltem, hayallerinin aksine, çok kötü bir yaşama sahip olur. Kendisine şiddet gösteren kocasına istemeden zarar verir ve içinde bulunduğu kaos dolu dünyasından kaçmaya çalışır. Fakat, mutsuz insanlar onun peşini bırakmaz. Hayatına yön bulma yolculuğunda mutlulukla tanışır, hayatı ve kendini ilk defa tanımaya başlar. Tüm dertlerini, mücadelelerini geride bırakıp, tüm hırslarından, gündelik hayatın maddi ve manevi tüm hedeflerinden a
90 TL.
Tükendi
Bu hikâyenin gerisinde aslında Cumhuriyet'in de öyküsü var. Onun sağladığı imkânlarla nerelere gelinebileceğini gösteren bir yaşam öyküsü. Aynı zamanda başkentin bir bozkır köyünde doğan bir çocuğun, yaşama tutunma ve okuma mücadelesi anlatılmaktadır. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okulu, Topçu ve Füze Okulu’nda eğitim aldıktan sonra, yurdun değişik birliklerinde hizmet etti. Ardından, Kara Harp Akademisi’ni bitirerek kurmay subay olarak önemli görevlerde bulundu. Bosna’da yaptığı görevde, iç savaşın dramı
200 TL.
Tükendi
Felsefenin iyileştirici gücü... Varlığın ve varoluşun, yaşanan acıların bir genç kızın vicdanında anlamla buluşması... İçten bir dille sana eşlik eden bir iç ses, duygu ve anlamda buluşuyor seninle, seninle hemhâl olmanın derdinde... Duyarlı bir gencin yaşadığı depresif duygular ve kimlik sorunları, toplumsal kimlik krizi ile iç içe geçmiş. Ona çevresi yardım eli uzatsa da, o asıl iyileşmeyi eleştirel düşüncesinde arıyor. Her paragrafta adım adım felsefesinin raylarını döşüyor. Felsefeye mesafeli duran biri
60 TL.
Tükendi
Yazar, hikâyesinin esin kaynağını, uzun yıllar görev yaptığı Balkanlar’dan almıştır. Balkanlar’da, geçmişten günümüze kadar süregelen gelişmeler, kimi zaman kanlı savaşlar, kimi zaman da bölge insanının dramı ve gözyaşı hikâye edilmiştir. Bu hikâyede, yüzyılın en büyük trajedisinin yaşandığı Bosna iç savaşı, sonrasında yazarın da içinde bulunduğu ve katkı sunduğu bölgesel barış süreci ve iyi niyet çabaları kaleme alınmıştır. Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları SEDM Süreci kapsamında oluşturulan uluslararası
140 TL.
Tükendi
Mirza Çavuş, konuşulanları gizlice dinleyen kişiydi. Önce silahı bulmak gerekiyordu. Çünkü bu silah, devletin, Bekçi Memik’e verdiği silahtı. Cinayeti de çözebilecek en önemli kanıttı. Doğruca gösterilen yere gitmek için Döne kadına, eski evin kiler olarak kullanılan odasını sordular. Döne çok şaşırmıştı. O karanlık odada konuşulanları yoksa bunlar duymuşlar mıydı? “Aman Allah’ım! Eğer öyle ise yandık!” deyip dizini dövecek oldu. Ama hemen kendini toparladı. Söylenen odayı Mirza Çavuş’a gösterirken, komutan
100 TL.
Tükendi
“Kadın, iki saatlik sessiz bekleyişin ardından yanıma doğru yürümeye başladı. Büfenin penceresinden başını uzatıp ‘Teklifin hâlâ geçerliyse bir bardak çayını içerim oğlum!’ dedi. ‘Tabii ki teyze, ne demek, hemen hazırlarım.’ diyerek tabureyi uzattım. Oturdu, sessizliğini koruyarak uzaklara dalıp gitti. Çayını uzattım. Aldı. Sımsıkı kavradığı bardakla ellerini ısıttı bir süre. Çayı yudumlarken, hikâyesini de anlatmaya başladı. Sanki bir şey söylesem ya da çıt çıkarsam susacak, belki de hiç konuşmayacak
100 TL.
Tükendi
Hak yolunda, yürü batıla kanma Şeytana uyup da ateşte yanma Bu dünyada kazanırsın cennet yolunu Gitmeden iyi bak kardeşim, sakın aldanma.
80 TL.
Tükendi
Büyük bir uçurumdan Sırtüstü düşüyorum, Gözlerime bakan gözlerin Hızla küçülüyor. Düşen ben miyim gözlerinden? Yoksa Küçülen sen misin gözümde? Bilemedim.
30 TL.
Tükendi
Bir yaprak gibi savruluyoruz, Kaderin ellerinde… Ve küreklere asıldıkİçi hava dolu bir denizde: Ağır metal bir gemiyi, Kaldırıp yüzdürebilme beklentisiyle… Sandık ki yönünü biz verdik! Koştuk koştuk, yetişemedik, Her an değişen kendimize. İçlerine hava dolan, Hava boşaltan ciğerlerimize, Güç yetiremezken; Adanabileceğimizi zannettik: Değiştirmeye!
75 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 408 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9