“Lama, bana Shambhala’yı anlat.” “Siz Batılılar Shambhala hakkında hiçbir şey bilmiyorsu¬nuz — hiçbir şey bilmek istemiyorsunuz. Muhtemelen sadece merakınızdan soruyorsunuz ve bu kutsal kelimeyi boşuna te¬laffuz ediyorsunuz.” “Lama, Shambhala’yı sırf meraktan sormuyorum. İnsanlar bu büyük sembolü her yerde farklı isimlerle biliyor. Bilim in¬sanlarımız bu dikkat çekici konuyla ilgili ufacık bilgi kırıntıları arıyorlar. Csoma de Kőrös Shambhala’yı, Budist manastırla¬rını ziyaret ettiği sırada öğrendi. Grunwed

In “Shambhala” Roerich has recorded the way of his journey through Central Asia and Tibet in the terms of spirit. It is a record of legends, of parables, of notes—the very substance of which the larger reality is composed, and all revealing different facets of the theme of Shambhala. In this book—as in his other books, “Altai-Himalaya” and “Heart of Asia,” one realizes that Roerich’s vision is manifold. Traveling on his way, he discerns all the beauty of the natural spectacle through which he passes. And in

Nicholas Roerich (1874-1947), tablolarıyla adeta hipnotize eden ünlü Rus ressam, yazar, mistik, filozof ve arkeologdur, bunun yanında okültizm ve hipnoz konularıyla ilgilenen aydınlatıcı bir üstattır. Nicholas Roerich, ömrünün önemli bir bölümünü Rusya ve Hindistan'ın ortak tarihi ve ruhsal geçmişini araştırmaya adar. 1924 yılında eşi Helena Roerich ile birlikte Altay, Moğolistan, Tibet, Sibirya, Çin ve Hindistan'ı kapsayan ve eski medeniyetlerin izlerini sürdüğü zorlu bir araştırma gezisine çıkar. 1928'de