Bu eserin öncelikli gayesi de bir nevi resmî hal tercümesi kisvesine bürünen klasik biyografi anlayışını aşmak isteyen araştırmacılara, zaman kaybetmemeleri için yardımcı olmaktır. Aslında her biyografi - az veya çok - bir sübjektivizm ihtiva etmesine rağmen, biz bu çalışmada mümkün mertebe yorum yapmamaya, vakayı olduğu gibi nakledip yorumu okuyucuya ve daha sonraki araştırmacılara bırakmayı tercih ettik.

Hepimiz bürokratların öğrencilik yıllarını, yetişme tarzlarını, mesleki tecrübelerini öğrenmek istediğimiz gibi tutkularını, kırgınlıklarını, kızgınlıklarını, hasretlerini, dostluklarım da bilmek isteriz; fakat bürokratlar genellikle yazmayı sevmedikleri ve meslekleri icabı ketum oldukları için çoğu zaman bu hevesimiz kursağımızda kalır. Bununla birlikte az da olsa mektup, günlük, hatıra hatta otobiyografi yazanları da yok değildir. Ticaret Bakanlığı bürokratlarından Hayreddin Faik Ozansoy, mektuplarıyla b

Bu kitap, 1908-2014 yılları arasında Faik Ali Ozansoy hakkında Türk basınında çıkmış yazılardan yapılmış bir seçkidir. Okuyucu bu seçkide daha çok sanatçıyı yakından tanıyan insanların gözlemlerini, hatıralarını, değerlendirmelerini ve intibalarını görecek; kah yapılan değerlendirmelerin indîliğine kah objektifliğine şahit olacak; fakat sonunda yine kararı kendisi verecektir. O kararı vermek için bile okumak gerekir.

Bilim, sanat, siyaset ve edebiyat alanlarında şöhret sahibi olanların mektupları her zaman bir merak ve cazibe konusu olmuştur. Çünkü doğası gereği mektup, her zaman mahremiyeti, samimiyeti ve gizemi imler. O mahremiyete girmek ise ilgili kişilerin duygu, düşünce dünyalarının ve eserlerinin daha iyi anlaışmasına ve daha doğru yorumlanmasına hizmet eder. Elinizdeki kitap, pek çok şair ve diplomat yetiştirmiş bir irfan hanedanının son temsilcilerinden Munis Faik Ozansoy'un, aile bireyleri ile sanat, edebiyat

Akıl, irade ve vicdan gibi latifeleriyle tab'an hür olan insanoğlu, kaderin garip bir tecellisi olarak bidayet-i zuhurundan itibaren her devirde ve her coğrafyada maalesef ağır istibdatlar altında yaşamıştır. Bütün isyanların, ihtilallerin, ilticaların, tehcirlerin, hapislerin, kıtallerin ve savaşların asıl sebebi hangi türden olursa olsun istibdattır.

Her milletin edebiyatı, o milletin sosyal tarihinin yazılmasına yardım ettiği ve edebi eserlerdeki tipler de bu sosyal tarihin temsili kahramanları olduğu için bir milletin tarihi macerasını ve kültür hayatını esaslı bir şekilde anlayabilmek ve bu kültür ırmağının akışını iyi takip edip tabii seyrine göre ona yön vermek için tip çalışmalarının hayati bir önemi vardır.Edebi eserlerdeki ideal tipler toplumların veya belli zümrelerin gelecekte görmek istedikleri insan modellerinin prototipleri olduğu için edeb