Tamircilik yaptığım çocukluk dönemime gittim geldim bir an. Pazar günü de bizi çalıştıran babama kızıyordum ama korkumdan sesimi çıkaramıyordum.
Tıpkı evde ya da tatilde olması gerekirken gecenin bu saatinde çalışan tatlıcı çocuk gibi...
Çocuklar çocukça kalacak, lakin Eylül bütün haşmetiyle yeşil renkli ağaç yapraklarını sarartmaya devam edecekti. Sararan yaprakları da atacaktı sırtından. Tıpkı dünya gibi.
Değişen insanlar gibi.
Kaybettiğimiz çocukluğumuz gibi....
"ÇOCUKÇA KAL ÇOCUK!"
"ÇOCUKÇA KAL!"
Ne
Bu gün yine kendisine ait olmayan koca bir gün geçirecekti. Hep başkalarının istekleri olacaktı. Başkalarının kurguladığı oyunda başrol oynayacaktı ama kendisinin figüranı bile olamayacaktı her zamanki gibi. Başkalarının amaçları kendi üzerinde değer bulacak, kendine ait değerler başkalarının üzerinde bir sinek ağırlığı kadar etki yapmayacaktı.
Belki de bilim adamlarının çoğu iktidarsızdı ve bundan dolayı yıldızlar onlar için daha fazla anlam taşıyor olmalıydı. Koca evrende milyonlarca yıldızı merak ediyorlardı belki ama KELEBEĞİN 'yarın diye bir' KAYGISI'nın olmadığını anlamakta güçlük çekiyorlardı. Onlar ne'de az düşünüyorlardı.
Ama çok az düşünebildiklerinin farkında bile değillerdi. KİMBİLİR?