“Anadolu’yu dile getiren masalları bir yere bağlıyorsak; illerle, yörelerle, dağlarla, ovalarla ilişkilendirerek anlatıyorsak, adına EFSANE diyoruz. Anlatılan her efsanede ayrı bir sihir vardır. O sihir onu akıllara yerleştirir, gönüllere arkadaş yapar.”
Binlerce yılın yankısıyla taşlara, dağlara, ırmaklara sinmiş bu hikâyeler, sadece geçmişin izleri değil; aynı zamanda bugünün hayal gücüne açılan kapılar… Her bir efsane, bu toprakların kültürel dokusuna işlenmiş bir nakış gibi. Ve bu nakış ...