Çıplak ve Özgür, mülkiyet ve egemenlik ilişkileri parantezinde sevgi, aşk ve
cinsellik üzerine, okurları kendi sınırlarını keşfetmeye zorlayan bir meydan
okuma.
Oruçoğlu yine kendine has üslubuyla kurmacasını zıtlıklarla besliyor.
Avustralya'da, ait olunmayan bir kültürün içinde, birbirine tezat göçmen
karakterlerin dünyasında, güzel ile çirkin, doğru ile yanlış, ciddi ile gülünç olan
iç içe geçiyor. Net yargılar silikleşirken çelişkiler açığa çıkıyor.
Oruçoğlu ...