“Evet, bir insanın kumar oynamasını anlayabilirim; yeter ki bu, ölümle kendisi arasında sadece tek bir kuruşunun kaldığını fark ettiğinde olsun,” diyor Rousseau. Tılsımlı Deri’nin kahramanı Raphaël de işte tam bu noktada bulunuyor. Kasvet dolu kumarhanenin kapısından içeri adım attığı anda önünde yalnızca iki ihtimal olduğunun farkında: Ya hayatını geri kazanacak ya da onu sonsuza dek kaybedecek. Ve biliyoruz ki kaybetmek, kazanmaktan daima daha kolaydır. Ama bu kayıp, şimdilik bir sonun değil, ...