1980’lerden 2010’lara uzanan bir dönemde Türkiye siyaseti analizlerinde, güçlü devlet-zayıf (sivil)toplum, merkez-çevre, devlet-piyasa, bürokrasi-burjuvazi, asker-sivil gibi ikiliklere dayanan yaklaşımlar “muhalif ama hegemonik” pozisyon kazandı. Türkiye siyasetine ve siyasi tarihine dair, siyasal ve bürokratik seçkinler arası ilişkilerle şekillenen, burjuvazi dahil hiçbir toplumsal aktörün siyaset ve devlet üzerinde bir etkisinin olmadığı devlet-merkezci bir analiz ve anlatı ürettiler. Kapitali ...