“Bunu durdurmak zorundayım. Uzaklardayım. Beni rahat bırakırsanız minnettar kalacağım, lütfen yapar mısınız bunu?
Teşekkürler. Çok teşekkürler. Bir dakika. Bütün pislik su yüzüne çıktı mı? Su yüzüne çıkacak bunca kötülük varken
gitmemeliyiz. Yanında uyandığım mezar kaçkını eski yüz. Alevler. Benzin kokusu. Et yanığı. Başka bir şey var mı?
Listeye bir daha bakabilir miyim? Tamamdır.”
Londra’da yaşadığı kötü tecrübeleri ve kentin kasvetini ardında bırakmaya çalışan İrlandalı Ollie Ewing, doğduğu
kasabaya döndüğünde geçmişin acılarını ve pişmanlıklarını da çatı katındaki odasına taşır. Taze bir başlangıç için
süpermarkette işe girer, yeni ev arkadaşları edinir. Ancak zihninin yanılsamalarından, cinayetlerin gölgesinden ve kim
olduğu gerçeğinden kaçamaz. Mazi, Ollie’nin ayağına takılmıştır.
İrlanda’nın güçlü isimlerinden Dermot Healy, zaman ve mekânda ileri geri hareket ederek marangoz Ollie’nin dramatik
hikâyesini adalet, ırkçılık, ruhsal bozukluk ve sınıfsal ayrım temaları üzerinden kaleme alıyor.