“Dünyamız henüz çok gençken, Güneş tüm güzelliğiyle Ay’ın önünden geçip
Dünya’yı ışıksız bırakırken Ay ile göz göze gelmişler. Ve olan olmuş. Ay, Güneş’e
delicesine âşık olmuş. Güneş de zaten en başından beri Ay’a âşıkmış ama Dünya
aradan çekilmediği için söyleyemiyormuş. Günün birinde tutulma olmuş ve
Güneş ile Ay ilk kez çok yaklaşmışlar. Olanları kıskançlıkla izleyen bir yıldız, öyle
çok öfkelenmiş ki Ay’ın kalbine hançerini saplamış. Önce Ay’ın tüm ışığı,
göğsünde açılan yarıktan sızmış ve Ay tüm ışığını kaybetmiş. Olanları gözyaşları
içinde izleyen Güneş, sonsuz aşkı Ay’a, ışığından vermiş ve onun yeniden
parlamasını sağlamış. Onu sevgisiyle iyileştirmiş. Ama göğsündeki iz için
yapabileceği bir şey yokmuş.”
Sahira, yeni koruyucusu olduğu Flora’nın akıbetini, aşkı uğruna riske attığı
zaman kendisi de çok büyük bir yıkım yaşar ve tek başına kalır. Dünya’ya dair
hiçbir şey bilmeyen Sahira, Alex ile tanışacaktır. Sahira’nın evine dönme
macerasında Alex ve Sahira, birbirlerinden ayrılmak istemeyeceklerdir.