Yüz yılda bir yaşanan virüs belalarından birisi böyle denk geldi. Çok hazırlıksız yakalandı dünyalılar buna. Ambulansların yollarda cenazeler topladığını da gördük haberlerde. Ama bu bile yetmedi dünyalılara… Hele hele bu salgında ilk çaresizlik bir süper gücün başkanından geldi. “Dezenfektan içelim mikroplar toptan ölsün!” Sonra yerine gelen ise daha kurnazdı. Salgın azıcık hafifleyince kaşıya kaşıya uzakta bir yerde savaş çıkarttı. Nasıl olsa “Aslansın sen, yaparsın!” diye gaza gelecek pek çok ‘kahraman’ bulunabilir. *** Hadi diyelim ki, virüsü dünyalılar çıkarmadı! Kavgaları, bizden olmayan defolup gitsin demeleri, her akşam veresi içtiği meyhaneye ilk taşı atanları, savaşları, sömürüleri de mi virüsler yaptı? *** Çiçek Apartmanı, hem insanların çelişkilerini, nankörlüklerini… Hem de iyiliklerin mutlaka çiçek açmak gibi huyları olduğunu okuyacağınız bir öykü. Yaşanmış bir olaydan yola çıkarak kurgulanmış bir pandemi hikayesi. Görevini severek yapan, mutlu bir doktorun toplum için ne kadar kıymetli olduğunu görmemiz açısından da önemli örnekler yaşadık bu salgın süresinde. Daha da neler yaşayacağımız pek belli değil! Yaşadıklarımızın, yaşayacaklarımıza ışık tutup yol göstermesi dileğiyle…