Kadının toplumsal tarihteki rolü ve önemi üzerinde hassasiyetle dururken “kadının insan türünün çoğalmasında değil, emeğiyle, üretimiyle toplumsallığı üreten esas güç” olduğuna vurgu yapıyor.
Çünkü, “Doğa insana toplumsallığın araçlarını sunarken, insanda nefesiyle, varlığıyla doğa dengesine katkı sunuyordu. Neolitik şafağına vardığında insan, kadın yaratıcılığıyla kutsallaşıyordu,” diyerek konuya açıklık getiriyor.Oysa dönemin yıkılıp sınıflı devletli hiyerarşik topluma geçişle birlikte “doğal toplumun tüm olgu, olay ve doğallıkları ters yüz edildiğini, suni bir sistemle toplum dışılıklar toplummuş, toplumsallığın yararınaymış gibi gösterildi” gibi bir çerçevede eleştirel bakışını geniş boyutta sergiliyor.
Yazar Cahit İlboğa, “Demokratik Konfederalizm Anaçlığın Toplumsallıktaki Rolü ve Önemi” adlı kitabında Demokratik Konfederalizm paradigmasını doğal toplum ve ardından anasoylu dönemin önemine dikkat çekiyor