“Ben bu düzenin bir prototipi değilim ama düzeni değiştirmek isterken değiştiğini iddia ettiğiniz bir liderin bizzat kendisiyim yaratmak istediğim toplum süregelmiş sorunları aşmış yeni yüzyılların geleceğini garanti altına almış bir modeldi lakin bir toplum yaratma kudretine sahip olmadığımı fark edemedim ve yanılmışım. Yüzyıllardır bağrınızda biriktirdiğiniz alışkınlarınızı ülke yönetimindeki olanaklarım sayesinde eskitebileceği düşündüm ve bu sayede size arzuladığınız yaşamdan kısa süreli bile olsa bir kesit sunabildim. Büyük bir rüya görmek istiyorken kendimi kâbustan uyanmak için mücadele ederken buldum. Ne içinizdeki pragmatist duyguları nede yıllardır yoğrulduğunuz milliyetçi hamuru ayrıştıramadım. Tüm bunları yapmak isterken içimdeki kibre ve öfkeye hâkim olamadan felakete yandaşlık ettim. Bugün size beni yargılayabilecek bir ülke bırakmadım ama vicdanımın mahkemesinde bir ülkenin yargılamayacağı kadar ağır yargılandım. İnsan vicdanının despotik lideridir. Ben vicdanıma hükmedecek kadar gaddarlaşamadım dolayısı ile iyi bir lider olamadım.” Dedi ve cebinden çıkardığı bir silah ile kafasına bir el ateş etti.