Kıbrıs sorunu yıllardır süregelen, kanayan bir yara olarak hem Türkiye'nin hem de Kıbrıs Türk'ünün dünya kamuoyunda her attığı adımda
karşısına gelen kronik bir sorun olmuştur. Kıbrıs anlaşmazlığının her ne kadar Rum-Yunan ikilisi tarafından 1974 Mutlu Barış Harekâtı ile
başladığı savunulsa da tarihi hakikatler bunun 18 yüzyıla kadar dayandığını ortaya koymaktadır. Mesele ada üzerinde bir egemenlik
paylaşım sorunu olmuş olsa bile, her iki halk tarafından anlaşmazlığın giderilmesi yönünde ortaya konan görüş farklılıklarının, esasen
KKTC hükümetlerinin seçim politikalarında farklı algılamalar çerçevesinde ele alındığı ve buna istinaden bakış açılarının sağ veya sol
deyimi çerçevesinde şekillendiği görülmüştür. Bunun sonucunda, KKTC'deki siyasi partilerin soruna bakış açıları müzakere süreçlerinde
farklı söylem ve adımların atılmasında katalizör rol oynadığı gözlemlenmiştir. Bu çalışmada özellikle de 2010 yılında KKTC
Cumhurbaşkanı olarak seçilen Dr. Derviş Eroğlu'nun Kıbrıs meselesine bakış açısı ile müzakere sürecindeki konumu irdelenecektir. Bu
bağlamda, Dr. Derviş Eroğlu'nun hayatı, siyasi yaşamı, Kıbrıs Türk Mücadele dönemi ve sonrası, kendi ağzından çıkan söylemleri bu
çalışmanın ana konusu olmuştur. Bu çalışmanın başlangıç aşamasında Kıbrıs Türk Mücadele tarihinde bir "Hasan Tahsin; Dr. Derviş
Eroğlu" konusu irdelenmek üzere yola çıkılmış, daha sonra müzakere süreci bağlamında Derviş Eroğlu dönemi ve selef
cumhurbaşkanlarının karşılaştırılması Türk mücadele tarihi çerçevesinde dünden bugüne olup bitenler de dünden bugüne ne olup
bittiğini hatırlamak bağlamında konuya dâhil edilmiş ve Dr. Derviş Eroğlu kimliği çerçevesinde bir Kıbrıs araştırma konusu ortaya
çıkmıştır. 18 Şubat 2016 tarihinde Dr. Derviş Eroğlu ile Lefkoşa Dereboyu'ndaki ofisinde yapılan mülakatta da bu konu üzerinde
durulmuştur.