Dillere destan bir aşkın ve mabedi Tac Mahal’in büyüleyici hikâyesi…

Yirminci Eş’te başlayan, Hint-Moğol İmparatoru Cihangir ile Mihrünisa aşkı, bu kitapta da büyüsünden ve heyecanından hiçbir şey kaybetmeksizin sürüyor; ancak yeni aşkların ve iktidar savaşlarının gölgesinde...

Cihangir’in yirminci eşi olarak hareme giren Mihrünisa günbegün güçlenip iktidarı ele geçirir; o artık perdenin gerisindeki asıl güçtür ve bu gücü bizzat Cihangir sağlamıştır ona. İmparator, eşi için yaptıklarıyla, aşkın nelere kadir olduğunu kanıtlar gibidir. Bu arada, güzelliği ve kudretiyle saray kadınlarını kıskançlıktan çıldırtan Mihrünisa pek çok iftira, hile ve komplonun kurbanı olmaya adaydır.

Mihrünisa erişilmezdir ama ismi tarihe kazınacak asıl kişi yeğeni Ercümend Banu olacaktır; o, anısına dünyanın en güzel eserlerinden biri olan Tac Mahal’in yapıldığı kadındır. Öte yandan, Ercümend Banu aşkı yaşar, aşkla yaşatılır ama hiçbir zaman sarayda halası kadar güçlü olmayı başaramaz.

Güller Şöleni, Hindistan ve Moğol halklarının tarihinin kesiştiği bir dönemde, aşkla iktidar olan Mihrünisa ile aşkın mabedi olan Ercümend Banu’nun, daha doğrusu Tac Mahal’in büyüleyici bir hikâyesi...