Yaşam ve ölüm veya ölüm ve yaşam arasına sıkıştırılmış bir bilmecedir, hayatımız. Sızlanarak, ağlayarak, gülerek, sevişerek, çalışarak, uyuyarak çözümlemeye uğraşırız Sonuçsuz kalındığı kabul edilmez hiçbir zaman, cevabı hazırdır herkesçe; hayat bize bahşedilmiş bir hediyedir, hayat bir sınavdır, hayat doğanın bir zorunluluğudur Yıllar yılı sürmüş dönüşümlü yaşam serüveninde edinilmiş bilgisel birikim çerçevesinde, insanlığın geldiği nokta itibariyle böylesine cevaplarla geçiştirilebilecek bir sorumudur, bu hayat? Maalesef!.. İlk günlerden itibaren başlamıştır, hayat hakkındaki sorgulamalar. Ama sadece filozoflar yapmıştır bu işi; gerisi yaşamıştır, yaşayabildiği gibi Ve hava, su, toprak, ateş, zaman bu soruların da cevabını bulmaya çalışmak için teoriler geliştirilmiş; ve hatta o teorilerin ispatına ulaşmak için bilim dalları oluşturulmuştur Aslında hayata, doğaya, uzaya olan sonsuz ilgi; öğrenmek, bilmek, yapmak, yaratmak ve mutlu olmak isteyen insanın kendisini araması ile özdeştir. Bu özdeşlik, evrensel her tür madde ve ilişkisini, hatta bütünselliğini bünyesinde barındırmasından kaynaklanır.

Dolayısıyla, evrensel büyüklüğü küçücük beynimize ve bünyemize yerleştirebilme kapasitesi, algılama alanımızı sadece gördüklerimiz ve duyduklarımızla sınırlamaz, sınırlandıramaz!.. Ancak, nice yılların birikimi bilgi ve bilimselliği yaşamımıza ve gezegen yaşantısına bir türlü yerleştiremediğimiz uzay ve teknoloji çağında, kulaktan kulağa fısıldama sayılabilecek doğmasal yaşam anlayışları biz insanları hala belli bir ilkellikte a?ındırabilmekte. Sevgi, hoşgörü, anlayış, bilgi, bilmek, bilimsellik yerine kaba kuvvet, dayak, dayatma, cezalandırma ve ekonomik anlam ile şekillendirme devam ettiği sürece de günümüz yaşayışı, özünü kaybetmeden sürdürecek gibi görünmektedir. şimdiye kadar edinmiş olduğum bilgi ve beceri birikimi ile her şeyi çok net görüyor, akla gelebilecek her tür soruyu rahatlıkla çözebiliyor Ancak bizi kim ve niye yarattı, niçin yaşıyoruz sorularına cevap bulabilmem için muhakkak bir sevgiliye ihtiyacım olduğunu aşırı derecede hissediyor, o eşsel yaşamın güzel ve zevkli dakikalarını yaşamadan bir sonuca varamayacağıma inanıyorum da artık...

Yardasemal'e gidip, Bay Ortabarto ve Bayan Ballan ile olay ve sorunları detayıyla ele alıp sonuca bağladıktan sonra, inşa edilecek uzay mekiği için de gerekli her tür girişimde bulunmuş, yaz aylarının ikincisinde Jiski'ye dönüş yapmıştım. Bu süre zarfında Mika ile hiç ilişki kurmamış, sadece ona hediye ettiğim bebek biblosunu çöp kutusundan alıp kendi evine, kendi odasına devamlı görebileceği bir yere koymasıyla her gece izleme fırsatı yakalamıştım. Biblo içerisinde bulunan mikro kamera ile ta zihninin en derin noktalarına kadar erişmiş; onu öylece görerek de, bir daha ki karşılaşmamıza değin beni ayakta tutup, işlerimi de rahatlıkla görebilmemi sağlamış... Okullar tatile girmiş, Mika ve Miji aileleriyle birlikte Sanedar denizi kıyılarında Jiski'ye yüz yirmi kozo uzaklıkta şirin ve küçük bir tatil kenti, Sanebardela'ya yerleşmişler...

Devamı
Format :Kitap
Barkod :9786054454952
Yayın Tarihi :2013-12-01
Yayın Dili :Türkçe
Baskı Sayısı :1.Baskı
Sayfa Sayısı :454
Kapak :Karton
Kağıt :2.Hamur
Boyut :130 X 190
Emeği Geçenler :
Yazar   : Mecit Geçgel
Editör   : Seyfi Karahan
Yazarın Diğer Eserleri
İlgili Eserler