Sonraki günler defalarca o plaja gittim. Her gidişimde suya atlamak arzusuyla kayalıkların üzerine çıktım, korkup atlayamadan gerisin geriye indim. Sonunda bir gün “En fazla ölürüm” diyerek gözümü kararttım ve kendimi kayadan aşağıya bırakım. On üç – on beş yaşlarımda kafama kazınan bu “Başkaları yapıyorsa ben de yaparım” ve “En fazla ölürüm” düşünceleri, o günden sonra, kararsız kaldığımda önümü açan, çekindikçe sığındığım ve ölmedikçe ölüm korkumu törpüleyen en deli silahım oldu.

Kitap 55 yaşında aniden ve tamamen yalnız kalmış bir erkeğin kendisine yeni bir yaşam kurma sürecini ve bu süreçteki dönüşümünü gerçek deneyimlerden ve psikoanalitik çağrışımlardan yola çıkarak anlatıyor. Günümüzün kaypak, iki yüzlü ve çıkarcı dünyasına uyum sağlayamayan bir yalnızlaşma ve yenilenme hikayesi içeriyor. Kadın erkek sorunsalına değişik bir bakışla yaklaşan ve son tahlilde erkeğin içerisindeki kadını keşfedip özgür bırakmasına varan bir örgüsü var. Barışçı ancak ödün vermeyen bir dille, şakacı ve kendisiyle alay edebilen bir üslupla yazılmış.