Türkiye'de gerçek Demokrasi'nin yerleşme sürecinin en önemli unsuru Kırkaltı Ruhu 'dur.

Bu Ruh, temeli Osmanlı'nın son dönemlerine kadar uzanan çok köklü bir ağacın gövdesi gibi kendini 1945 yılında dört cesur demokratın altını imzaladığı Dörtlü Takrir ile göstermiştir.
Bu kitapta; Atatürk'ün vefatından sonra ülkede kurulmak istenen Dikta rejiminin de ötesinde yönetime Dur diyen Kırkaltı Ruhu, nun serüvenini, o yılları yaşayan, hafızalarında Tek Parti zulmünün tüm ayrıntılarını taşıyanların anlattıklarını ibretle okuyacaksınız.

Günümüzün en büyük Demokratı rahmetli Celâl Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy'un anıları, rahmetli Aydın Menderes'in söyledikleri o yılları yaşayan ve halen hayatta olan Kırkaltı Ruhu kişilerin aktardıkları ile, o yılların doğrularını öğreneceksiniz. Rahmetli Tevfik İleri'nin oğlu Cahit İleri'nin 60 İhtilâlinin baş mimarı İnönü'dür derken dayanaklarını okuyacaksınız. Sayın Rasim Cinisli'nin, 1950-1960 arasındaki ekonomik gelişmesinin halen yakalanamadığı iddiasının kanıtlarını bulacaksınız. Hüseyin Sungur'un Demokrat Parti devr-i sabık yaratmamakla kinci İnönü'ye fırsat bıraktı cümlesinin anlamını göreceksiniz. Ve diğer demokratlar...

Bir çok belge ve zamanın gazete manşetlerinden taranmış Cumhuriyet Dönemi siyasi olaylarının gerçek açıklamaları ile yüz yüze geleceksiniz? Atatürk'ün vefatından sonra, ülkeye yerleştirilmek istenen sosyal yapının Kırkaltı Ruhu karşısında dayanamayıp nasıl Demokratik bir sürece dönüştüğüne şahit olacaksınız.

Türkiye'de bireysel Demokratlık hakkı ile başa çıkmanın yolları kolluk kuvvetlerince hiç de hak edilmediği bir biçimde hal yoluna sokulmuş, ama toplumsal Demokratikleşmenin yolları ne yazık ki siyasi kimliklerin ve hiç suçu olmayan üç Vatan evladının darağacında sallandırılması ile ortadan kaldırılmıştır. Bu insanlık dışı, barbarca uygulamanın çirkinliğini, o günlerin canlı şahitlerinden dinleyeceksiniz.

Bu kitap, Türkiye'deki Demokratik sürecin yol haritası niteliği ile bundan sonraki kuşakların da başvuru kitabı olarak kütüphanelerde yerini alacaktır.