Bu kitap 20 yaşına bile basmamış Devrimci-Yol saflarındaki Adanalı bir gencin gözünden bir canlı tanıklık olarak görülmelidir. Erdal Aytaç, birincisi 1980 ortalarında Adana Cezaevinden, ikincisi tekrar yakalanıp gönderildiği Kırşehir Cezaevinden 1988 yılında kendi ifadesiyle dünyanın en uzun tünelinin kazarak- kaçışını bütün detaylarıyla anlatıyor. Bu firarların aslında dışarıdan görüldüğünün tersine ne tesadüflerle iç içe yaşandığını, tünellerin kazılış sürecini, tünel kazım tekniklerini, yaşanan aksilikleri ve nihayet Kırşehir firarından sonra ülkesinin terk etmek zorunda kalışının hüzünlü hikayesini anlatıyor.
Sisler ardındaki bir dönemin genç bir militanın gözünden aralanmış perdesi soluksuz bir okuma vaat ediyor.