Firavun ve ihtişamlı ordusu, şehirlerden bir ağacın köklerinden sökülürcesine toplanmış ve kaçmakta olan İsrailoğullarını yakalamıştı. Onları öyle bir yere kıstırmıştı ki önlerinde deniz arkalarında güçlü ordusuyla Firavun vardı. Fakat birden sular birer dağ gibi duvar oluşturmuş, İsrailoğullarına kupkuru bir yol açılmıştı. Firavun dağ gibi duran su duvarlarına baktı: “Şimdi dedi elimden kurtulamayacaksınız, benim hükümranlığımı tanımamak, bana baş kaldırmak neymiş göreceksiniz. Sizi kendi ellerimle öldüreceğim ve bunu bütün Mısır halkına ibret olsun diye yapacağım. Sizi yoldan çıkaran o Musa benden kurtulamayacak, onu da sizin gözleriniz önünde cezalandıracağım. Benim gücümün ne olduğunu herkes görecek.” İsrailoğulları “Eyvah yakalandık!” dediler. Tam denizden kıyıya son neferleri çıkarken Firavun ve ordusu peşlerinden denizin ortasına kadar gelmişlerdi. Bu esnada müthiş bir gürültü koptu. İsrailoğulları dönmüş arkalarına bakıyorlardı. O dağ gibi duran suların oluşturduğu yol kaybolmuştu. Denizin sularının birbirine çarpmasıyla beraber oluşan gürültünün ortasında Firavun ve askerleri ecelleriyle boğuşuyorlardı. Allah (cc) İsrailoğullarının gözleri önünde, kendine karşı büyüklenen birini daha tarihin derinliklerine gömüyordu.