"Hz. Peygamber döneminde herhangi bir siyasi anlamı olmayan Ehli Beyt kavramının dini anlamda özel bir konumunun olmadığı da bilinen bir gerçektir..." (Arka kapak)

Allah'ın elçisi vefat ettikten hemen sonra baş gösteren Müslümanların halifesinin kim olacağı tartışması, Ehli Beyt kavramının siyaset sahnesine çıkmasına neden olmuştu. Sonraki dönemlerde özellikle Şia tarafından dillendirilen imamet Ehli Beyt'in hakkıdır ve Hz. Ali ve onun soyundan gelenler imametin varisleridir şeklindeki argüman İslam siyasi tarihinde temel bir kırılmaya ve asla sonu gelmeyen ayrılıklara sebep olmuştur.

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi M. Bahaüddin Varol Ehli Beyt serisinin bu ikinci kitabında Hz. Peygamberin vefatından sonra Ehli Beyt'in siyasi olaylardaki rolünü irdeliyor. Kitabın birinci bölümünde Hz. Fatıma'nın ve Hz. Aişe'nin tutumları, Hz. Aişe'nin Hz. Ali dönemindeki faaliyetleri, Hz. Ali'nin siyasi olaylardaki rolü -Hz. Ebubekir'e biatı, Hz. Ömer ve Hz. Osman dönemindeki tutumları- ve halifeliği sırasında meydana gelen olaylar, Hz. Hasn'n Muaviye ile mücadelesi ve onunla anlaşması, Hz. Hüseyin'in Yezid'e karşı mücadelesi ve şehadeti konuları üzerinde duruluyor. İkinci bölümde ise Hz. Hüseyin'in şehid edilmesinden sonra Ehli Beyt kavramının anlam bakımından geçirdiği süreç, kavramın siyasallaşması ve Ehli Beyt neslinin siyasi mücadeleleri konu ediliyor.

Siyasallaşma Sürecinde Ehli Beyt Ehli Beyt neslinin İslam siyaset tarihindeki rolünü ve sonraki nesillerin Ehli Beyt kavramına yükledikleri siyasi anlamı okuyucunun dikkatine sunan ve mutlaka okunması gereken önemli bir çalışma.