YARIM’A” DAİR Söyleyin nedir yarım? Eksik olan mı? Tam olan yarım kalamaz mı? Tam katının yarısı değil mi? Bir sevda mı yoksa yarım, bir aşk mı ya da? Hangisi? Kiminin iki çeyreği, yani yarısının yarısı, kiminin bir bölü ikisi… Kimine göre piyangodan çıkan biletken yarım, kimine rakı şişesi. Dertlinin yarım kalan aşkı vardır. İşçinin tam yarımda olan paydosu…

Sahi nedir yarım? Ne? Fukaranın “Usta bana b ir yarım.” derken istediği, parasının çıkışmadığı yarım ekmek döner mi? Yoksa kaçmaya çalıştığı yanı mı insanın? Belki de iki kez ölünen bir yaradır yarım. Hayatın bile yarım kaldığı bir ömürde belki de her şey yarımdır. Neler yarım kalmaz ki bir düşünün hayatta. Söz gelimi kötü bir haber gelir hayatın mükemmel gittiği bir anında. İşte o an bütün mükemmellik son bulmuş ve her şey yarım kalmıştır.

Kiminin dostluğudur yarım kalan, kiminin aşkıdır. Kiminin bitirmek için günlerini, haftalarını verdiği bir projesidir yarım kalan; kiminin de yarım kalan şiirleridir. Kiminin yemeği, kiminin gizlediği sırrıdır yarım.

Hâsılı her bedenin, her fikrin, her varlığın bir yarımı olsa gerek.

Bir bakın tabiatta parça parça olan taşlara. Yok mudur onların yarısı?

Bir bakın boş tabakta yarım duran kesilmiş elmaya.

Bir bakın Mecnuna.Leyla onun yarısı değil mi?

Adem Havva’nın, Havva Adem’in değil miydi yarısı?

Nedir Yarım? Ne… Olan mı? Fazla olan mı? Yoksa bire bir eş olan mı? Elbette var çokça cevabı. Çağa göre, duruma göre, sana göre, bana göre…

…ve onca koşuşturmaca içinde birçok yaşantıyı “YARIM” bırakıp elden geçirilen ve her birine benim “YARIM” diyebileceğim şiirlerim… keyifli okumalar dilerim.

Her daim “İÇİNİZİN YARISINI”, “BELKİ DE YARINIZIN YARISI NI” “YARIM’INIZI” dökebilmeniz belki de bulabilmeniz temennisiyle…