Bayram Zilan, her yazısını okuduğum ve yenisini merakla beklediğim ender yazarlardan. Onu okudukça iki bakımdan hayıflanıyorum. Birincisi, 12 Eylül öncesiyle ilgili. Tüm bir nesil olarak kaybolan yıllarımıza üzülüyorum. Şiddetin kucağında debeleneceğimize Bayram Zilan gibi kendimizi daha iyi yetiştirip çok daha erken yaşlarda demokrat bir düşünce olgunluğuna kavuşabilirdik diye düşünüyorum. İkincisi, 12 Eylül sonrası, etnik kimliğin yok edilmesinin oluşturduğu öfke ve acılar üzerine çöreklenen şiddet ortamını hatırlamamla ilgili. Nasıl bir arada yaşayabileceğimizle ilgili düşünceler üretmek yerine, bir kez daha insanımızı birbirine kırdırma younu seçen ceberut vesayetçi sistemi niye daha önce deviremedik diye kederleniyorum. Ama Bayram Zilan okumak beni aynı zamanda o kadar keyiflendiriyor ki, üzüntüm, kederim, hayıflanmalarım ortadan kalkıveriyor. Demek ki boşa gitmemiş tüm çektiklerimiz.. Prof. Dr. Erol Göka
Sünnileri sekülerleştirmeye, Alevileri sünnileştirmeye, Türkleri batılılaştırmaya, Kürtleri Türkleştirmeye ve gayrı Müslimleri göndermeye çalışan bir devletin pratiğini bozup toplumsal barışa ulaşmak hayal bile edilmezdi. Nihayet Kritik eşiği aştık! 2002den bu yana halkın siyasi alanda cisimlenişi sonucunda elitlerin vesayeti yenildi. Şimdi bu barışa inanıyoruz. Ancak şunu unutmamak gerekiyor: Yeni Türkiye demek, yeni bir millet tarifi ve yeni bir devlet demektir. İşte bu geçiş sürecini yakından anlamak ve geleceği görmek isteyenler Bayram Zilanın yazılarını dikkatle okumalılar. HAŞMET BABAOĞLU