Aşk, eğitim, maneviyat, iş, mutluluk hakkında bildiğimiz her şey ya nesilden nesile aktarılan ve uzun zaman önce geçerliliğini yitirmiş saçma kurallara dayanıyorsa? Peki ya bu modası geçmiş kuralları unutabilseniz ve mutluluğun, bir amaca sahip olmanın ve başarının sizin için ne anlama geldiğini yeniden tanımlayabilseniz hayatınız ne kadar farklı olur? Mutluluk ve başarıya ulaşmak için hep yanlış yollardan ilerledik. Başarının zor kazanılması gerektiği gibi yanlış bir inanışı sahiplendik. Ve böylece hepi

Elinizdeki kitap bu güne kadar okuduğunuz kişisel gelişim kitaplarından farklı. Çünkü size ne yapmanız gerektiğini diğer kitaplar gibi anlatmıyor. Elif hanım her gün aynı işi yapmaktan sıkılmış, günlük hayatın aynılığından şikayetçi ve mutsuz... O çoğumuzun zaman zaman içine düştüğü durumda yani. Bir gün nasıl mutlu olacağını öğrenmek için doktora gidiyor ve `ADIM ADIM MUTLULUK YOLCULUĞU` başlıyor. KAZ DAĞLARI`nın eteklerinde onunla beraber doktora gideceksiniz. Psikobiyolojik Öğrenme adı verilen bir

Prof. Dr. Ozan Bahar 1971 Mersin-Silifke doğumlu olan Prof. Bahar, 1992 yılında Kara Harp Okulu'ndan Jandarma Teğmen olarak mezun olmuştur. 1992-93 yıllarında İstanbul Tuzla Piyade Okulu ve 1993 yılında Foça Jandarma Komando Okulu'nda komanda eğitimi almıştır. 1993-94 yıllarında Jandarma Subay Okulu Temel Kursu'nu dönem birincisi olarak bitirmiş ve ilk görev yeri olan Diyarbakır Silvan'da kıta hayatına başlamıştır. 1995-96 yıllarında görev yaptığı Ergani Jandarma Komando Bölük Komutanlığı'nın ardından

Aşk ateşi kavurmasın gönlünüzü, aklınızı, benliğinizi... Sevdanın yoldaşı olmanın menzilinde LÂL sizi bekliyor. Yana yana, düşe kalka, kör topal yuvarlanıp gidiyoruz hayatın içinde. Elimizde ateşten bir top olmuş ilişkiler... Yandıkça topu yanımızdakine fırlatıyoruz. Saygının yitirildiği diyarlara aşk ve sevda köyü kurmaya çalışıyoruz. Kendi hakikatimize körleşiyoruz, kalbimize batan dikenlere nasırlaşıyor, almadan vermenin, vermeden almanın karanlığında uçuruma doğru ilerliyoruz. İlişkilerimiz ü

Bir kişi eğitim yoluyla gözünün rengini değiştiremez ama okuma hızını artırabilir. Çünkü hızlı okuma ‘öğrenilebilir' bir beceridir. Dolayısıyla her insanı şu anda okuduğundan daha hızlı okuyabilir. Hızlı Okuma, okuma hızınızı artırmak, anlama kapasitenizi zenginleştirmek ve hafızanızı güçlendirmek amacıyla güçlendirmiştir. Bu kitabı okumakla, Gözlerinizin ve beyninizin şaşırtıcı gücünü keşfedebilecek, Tarama tekniğini kullanarak okumayı öğrenecek Konsantrasyon seviyenizi yükseltebilecek İçten sesle

Mücadeleye son verin; ihtiyaçlarınızı dile getirin ve gerçekten kendiniz olmanın deneyimini yaşayın. Sağlıklı sınırlar. Hepimiz iş/hayat dengesini kurmak, zararlı insanlarla başa çıkmak, partnerlerimizle, ailemizle ve arkadaşlarımızla keyifli ilişkiler yaşamak için sağlıklı sınırlara sahip olmamız gerektiğini biliriz. Ama "sağlıklı sınırların" gerçek anlamı nedir? Nasıl ihtiyaçlarımızı başarıyla ifade edebilir, "hayır" diyebilir ve başkalarını gücendirmeden açık sözlü olabiliriz? Lisanslı bir danışman

Hayatta o kadar çok hata yaptım ve yapmaya devam ediyorum ki... Her hatam bir öncekinden daha büyük. İşte bu yüzden başarılıyım. Bir insana yapılacak en büyük kötülüğün kendisi tarafından yapılacağına inananlardanım. Ve bir insanın kendisine yapacağı en büyük kötülüğün, kendini geliştirmemesi olduğunu düşünüyorum. Bir kişi, iş hayatında başarısızsa emin olun ki bunun tek sorumlusu yine kendisidir. İş insanı kavramı günümüzde çokça kullanılmaya başlanan; sadece parası olduğu için ya da küçük bir girişimde bu

Üzgünüm. Öfkeliyim. Delireceğim. Gerçekte nasıl hissettiğinizi ve neden böyle hissettiğinizi hiç sorguladınız mı? İlişkilerde yaşanan sorunların büyük bir çoğunluğu duygularla ilgili farkındalık eksikliğinden kaynaklanır. Değiştiremeyeceğiniz bir şeyi değiştirmeye çalışırsınız, değiştirebileceğiniz meselelere kafayı takarsınız veya düşünce alışkanlıklarınız nedeniyle gereksiz anlaşmazlıklar yaşarsınız. Tartışmalar, iletişim kopuklukları, olumsuz duygular... Duygusal Pusula isimli kitabında Ilse Sand;

Çoğumuz düşünmeyi severiz. Bizi afallatan, merakımızı harekete geçirip beyin kıvrımlarımızın pasını alan sorularla uğraşmaktan zevk alırız. Akla aykırı görünen, şaşırtmacalı sorular söz konusu olduğunda ise herhalde hiç kimse Oxford ve Cambridge’in dillere destan zorluktaki sorularının eline su dökemez. • Ay, lor peynirinden mi yapılmıştır? • Bir termostat düşünebilir mi? • Wittgenstein her zaman haklı mıdır? • Birini polise yakalanmadan nasıl zehirlersin? • Bir yelkenli, rüzgârdan nasıl daha hızlı gid

Çoğu zaman pek düşünmeden hayatın akışını sürdürürüz. Öyle fazla düşünmeye gerek de yoktur aslında, otomatik tepki vermeyi sağlayan bilgi ve deneyim dağarcığımız iş görür. Ama bu kitaptaki sorular, merak uyandırıcı, garip, saçma, hatta kimi zaman basbayağı asap bozucu görünürler, yine de hepsinin ortak yanı sizi düşünmeye yöneltmeleridir: • Uzay gemisinde niçin mum yakılamaz? • Mutluluğun anlamı nedir? • Bir kâğıdı kaç defa katlarsam Ay'a ulaşırım? • Feminizm öldü mü? • Dünyayı bir uçtan öbür uca deldikten

Zenginliği arzu etmek, daha verimli, daha bereketli ve daha dolu bir hayatı arzulamak demektir. Zenginleşmeyi bilimsel veriler ışığında ele alan Wattles, belirli bir düşünce yapısıyla hareket eden herkesin zengin olabileceğini vurgular. Marketteki kasiyer de şirketteki müdür yardımcısı da zengin olabilir. Tek yapmanız gereken Wattles'ın dikkatle ele aldığı adımları uygulamaktır. İstediğiniz şeyi yapmak hayattır. Yapmayı sevmediğiniz bir şeyi sonsuza dek yapmaya zorlanırsanız hayattan hiç zevk alamazsınız

İlk baskısını 2010 yılında yapan ve Ahmet Şerif İzgören'in en beğenilen kitapları arasında yerini alan Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı yenilendi. İçeriği gözden geçirilen ve güncellenen kitabın ismi de Süpermen Türk Olsaydı olarak değiştirildi. Girişimcilik, is kalitesi, dürüstlük, yurt sevgisi ve hosgörü başlıklarında okura seslenen İzgören, kitabında hem anılarına hem de gözlemlerine yer veriyor. .... Ülkedeki eğitim sorunu çözülürse işte o zaman bu ülke daha farklı olacak. Sevgili A

ODTÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 1982 yılı mezunu. Özel sektörde çeşitli firmalarda Kalite Bölümlerinde çalıştı. Kişisel Gelişim ve Spiritüel konularda çeşitli eğitimler aldı. Bu Kitap; Varlığımı Onaylıyorum Ben Değerliyim Kendimi Seviyorum Diyebilmeniz ve Hissedebilmeniz için yazıldı, henüz diyememiş olanlar için. Hayat yolculuğunuzu önemseyin çünkü çok kıymetli. Herkesin hikâyesi çok kıymetli yoksa burada Dünya'mızda olmazdık.

“Evlilik iki şeye bağlıdır: Doğru insanı bulmaya ve doğru insan olmaya.” Hz. Mevlâna Sahip olduğumuz bir tanecik ömrümüz ve ömürlük olmasını dilediğimiz tek bir evliliğimiz varsa… Hazır mısınız evliliğimizin yaralarını iyileştirmek ve her ânını güzelleştirmek için beraberce bir yolculuğa çıkmaya? Bu kitap bize evlilik ilişkisi içinde doğru insan olmanın yollarını anlatıyor. Çocukluğumuzda gördüğümüz evlilik ilişkileri kendi evliliğimizi nasıl etkiler? Karı-koca ilişkisine dair anne-babamızdan n

HER ŞEY CİNSELLİĞİN SONUCUDUR. Kovalanınca kaçan mı oldun? Yoksa hep kaçanı mı kovaladın? Aşkına her zaman karşılık bulabildin mi? Yoksa hâlâ arıyor musun? Sence boyu mu önemli yoksa işlevi mi? Peki senin fantezin hangisi? Bad boy mu yoksa player erkek mi? Malum bu işler ince işler. Öyle uluorta herkesle konuşulmaz ama herkesi ilgilendirir. Burada dertleri değil, çözümleri tartışıyoruz. Bilimden faydalanıyor ama duygularımızın da sesini dinliyoruz. Hayır utanmıyoruz çünkü dürüstüz. Ayrıca hiç de

Seni kontrol eden, seni sınırlar. Aklının kontrolü elinde değilse, çobanın sopalarına katlanmak zorundasın. Zararlı alışkanlıklar alaşağı edilmedikçe sizi alaşağı ederler. Örümcek ağı gibi başlayan küçük bir alışkanlık zamanla asırlık bir ağacın dalları kadar kalınlaşır. Arkadaş seçerken acele etme, Ne konuşuyor? Nasıl yaşıyor? Hayalleri nedir? anlamaya çalış. Küpün içinde ne varsa dışına o sızar. Bal küpü, bal; sirke küpü, sirke sızdırır. Lüzumsuzu dinlemek, lüzumsuzluktur. Kulağın hakkı, güzeli dinlemekti

SESSİZ GÜÇ DIŞA DÖNÜK BİR DÜNYADA İÇE DÖNÜK BİR ÇOCUK VE GENÇ OLMAK Neden derslere hiç katılmıyorsun? Neden çok sessizsin? Neden okuldan geldikten sonra hep odana kapanıyorsun? Çok konuşmanın çok bilmekle ilişkilendirildiği bir dünyada bunca soruya maruz kalan sessiz bir çocuk ya da genç olmak gerçekten zor. Fakat en yakınınızdakilerin bile sizi anlamaması daha da kötü. Sessiz gençler de en az diğerleri kadar zeki ve cesurlar. Onlar yalnızca içe dönükler. Fakat bazen ne kendileri ne arkadaşları ne de ailele

Stüdyonun karanlık tarafına hangi cümlelerin saklandığını, saçlarımın rüzgâra nasıl kapıldığını benden dinleyin istedim. Buket Güler, Hiç Tanımadım Hiç Unutmadım'da ekranlarda sabun köpüğü gibi kaybolan hikâyelere içtenlikle dahil oluyor. Zihninde yer eden haberlerin öncesinde ve sonrasında olabilecekleri akıcı bir üslupla ele alıyor. Hiç Tanımadım Hiç Unutmadım, satır aralarında kalan kâğıt işçilerinin umutlarına, yarış atlarının özgürlüğe koşuşlarına, işsiz bir babanın dertlerine, kadınların korkularına,

Zaman yönetimine sağlık, duygu, irade, beyin merkezli bütünsel ve çözümsel yaklaşım sunan bu kitap, kendine saygı duyan ve sahip çıkanlar için yazıldı. Yazılanlar; geçmiş, an ve gelecek çizgisinde farkındalıklar oluşturarak adım adım sizi kendinize davet etmeyi hedeflemekle birlikte, sabah rutinlerinden gece uykusuna kadar size eşlik edecek. Bazen küçük bir detay en güzel yıllarımıza mal olabiliyor. Sizi verimsiz kılan şey; mükemmeliyetçilik, tembellik, iradesizlik, dinlenmemek, hedefsizlik, dikkat dağın

“Daha fazlası” diye dayatan sistemden özgürleşmeye niyeti olanlara... Meltem yeniden sordu: “Parayla aranızı bozacak ne yapmış olabilirsiniz? Mesela hiç kimseden izinsiz bir şey aldınız mı? Bir şeyler çaldınız mı?” Kalp atışlarım hızlandı; yani evet, çocukken arkadaşlarımla birlikte komşunun bahçesinden erik, elma aşırdığımız ya da annemden izinsiz defalarca şekerlikten şeker, çikolata almışlığım olmuştu. Meltem devam etti: “Bütün çocuklar yapar, düşünün, bir yerde kendinizi suçladığınız bir olay olabil