1953 Fatsa doğumlu, ilk ve ortaokulu Fatsa’da, öğretmen okulunu Perşembe’de okudu. Yüksek öğrenimini Samsun’da tamamladı. Ordu-Fatsa, Antalya-Manavgat, Yozgat-Çayıralan ve İstanbul’un çeşitli okullarında Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliklerinde bulundu. Bir süre de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Yüksek Okulu’nda.Türk Dili Okutmanı olarak çalıştıktan sonra,1999 yılında emekli oldu. Emeklilikle birlikte, özel öğretim kurumlarında öğretmenlik ve idarecilik görevlerine devam eden Tahsin SERDAR

Tahsin Serdar, müzik enstrümanlarının arasında yazıyor şiirlerini, nota sehpalarının üstünde... Sözcükleri, birer nota gibi asıyor dizelerine. Sanat dünyasının iki ülkesini, edebiyat ve müziği ayıran ırmakta yüzdürüyor şiirler yazdığı kağıttan yaptığı gemileri... - Sunay Akın Turnalarım göç eylemiş, Allı turnam nerde benim? Hallerimi güç eylemiş, Bugün başım yerde benim. Turnam yorgun, yele bakar, Bilmez yolu, menzil sorar, Kılavuzu yerde arar, Allı turnam nerde benim? Turnam, dağlar sıra sana, Hasret

Tahsin Serdar, müzik enstrümanlarının arasında yazıyor şiirlerini, nota sehpalarının üstünde... Sözcükleri birer nota gibi asıyor dizelerine... Sanat dünyasının iki ülkesi, edebiyat ve müziği ayıran ırmakta yüzdürüyor şiirler yazdığı kağıtlardan yaptığı gemileri... Sunay Akın

BİR UÇUMLUK RÜZGAR Bir uçumluk rüzgar almak isterim, sevgiye kanat çırpan kanatlarından, nefesim kesilsin isterse yarı yolda, konacak dalım da olmasın ben düşerken uçurumlardan, yeter ki rüzgar hiç eksilmesin, benim de kanatlarımdan. Şimşekler çaksın, yağmurların alayı, bir beni ıslatmak için bardaktan boşanırcasına boşalsın başımdan, "merhaba" desin ebemkuşağı sonunda, bir dilek yüreğimde

GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERDENİZ Teslim olmam bu gecelere, dört koldan sarsa da beni İstanbul, dik çocuğuyum Anadolu'nun hala, inmiş de olsam bu kalleş şehre, kanatlarıma değmez pusulardan gelen rüzgarlar, biz seher yeliyle büyüdük, içimize çeke çeke, yaylaların bin bir çiçeğine değdi ayaklarımız, yüzümüz Karadeniz'e, savaşı da biliriz barışı da, güneşin doğduğu yerdeniz kısaca. Dertlenmeyi de bilirim dostun derdiyle, Osmanlı tokadını da yeri geldiğinde, ne ağaca kıyabilir kelebek kanadı narinliğinde kalbim, ne