Elinizdeki kitap, Said Halim Paşa’nın daha önce ayrı kitapçıklar şeklinde basılmış yedi adet kitapçığının Buhranlarımız adıyla tek kitapta toplanmasıyla oluşan eseridir. Said Halim Paşa, devrinde yaşanan çeşitli sıkıntı ve fikir akımlarını yakından takip etmiş; bunlarla ilgili görüş ve düşüncelerini açık bir biçimde ortaya koymuştur. Eser, çeşitli tarihlerde farklı kişilerce günümüz Türkçesine aktarılarak yayımlanmış ise de kitabın yazarın kaleminden çıktığı şekliyle sadeleştirilmeden yeni harflerle yayımla

Kitapta Divan şiirinde kullanılan nazım şekilleri inceleniyor. Giriş bölümünde nazım şekilleriyle İlgili terim ve kavramlar tanıtılıyor. Böylece kitapta kullanılan veya önerilen terimleri de tanıma imkanı buluyoruz. Kitabın en dikkat çekici yönü nazım şekillerinin sistematiğiyle ilgili görüşü. Nazım şekilleri kafiyelerine ve nazım birimlerine bağlı olarak ortaya çıkar. Nazım şekilleri bu bakımından kafiyelerine göre tek kafiyeli ve çok kafiyeli nazım birimine göre de beyit birimli ve bent birimli olarak ye

Kafiye ve redif,şiiri büyük ölçüde kendi ses ve anlam çerçevesinde şekillendirilir.Divan şiirinde kafiye ve redifin işlevi belli olduğun gibi yeri de bellidir.Burada şaire düşen,küçük fırça darbeleriyle özgün şiir resmini tamamlamaktır. Kitaptaki makaleler daha çok kafiye ve redif üzerinden farklılık yakalamak isteyen şairlerin kafiyenin şiiri diyebileceğimiz ilginç örnekleri bir araya getiren yazılardan oluşmaktadır. Şiirde çok sayıda mütekerrir mısra kullanılması; redifin mısra başında da yer alması vey

Teknik bir konu olan nazım şekilleri alanında pek problem olmadığı görüşü yaygındır. Bu sebeple uzun yıllar akademisyenlerin ilgisi dışında kalır. Oysa gerçek böyle değildir. Cemal Kurnaz ve Halil Çeltik, inceledikleri şiirlerde mevcut bilgileri değiştirecek çok sayıda örnekle karşılaşırlar. Bunun üzerine nazım şekillerini bilimsel verilere dayanarak yeniden ele alma ihtiyacı duyarlar. Bu görüşlerini zaman zaman yazdıkları makale ve bildiriler aracılığıyla kamuoyu ile paylaşırlar. Elinizdeki kitap, yazarlar

Başlangıçta Kıpçak Türkçesiyle gelişen Kırım Türk edebiyatı, Kırım'ın Osmanlı Devleti'ne bağlanmasından sonra İstanbul Türkçesinin etkisinde, halk ve divan edebiyatı olmak üzere iki ana kolda gelişmesini sürdürür. Kırım'da hanlar başta olmak üzere çok sayıda şair ve bilim adamı yetişir. Böyle olmakla birlikte, Kırım Türk edebiyatının,araştırmacılardan yeterli ilgiyi gördüğü söylenemez. Cemal Kurnaz ve Halil Çeltik'in hazırladıkları kitap, Osmanlı dönemi Kırım edebiyatı ayrıntılı olarak inceleyerek bu eksikl

Kafiye ve redif, şiiri büyük ölçüde kendi ses ve anlam çerçevesinde şekillendirilir. Divan şiirinde kafiye ve redifin işlevi belli olduğu gibi yeri de bellidir. Burada şaire düşen, küçük fırça darbeleriyle özgün şiir resmini tamamlamaktır. Kitaptaki makaleler daha çok kafiye ve redif üzerinden farklılık yakalamak isteyen şairlerin kafiyenin şiiri diyebileceğimiz ilginç örnekleri bir araya getiren yazılardan oluşmaktadır. Şiirde çok sayıda mütekerrir mısra kullanılması; redifin mısra başında da yer alması

... Bu küçük eserde tasavvufi ta´birlerden bazı örnekler ilk defa gündeme gelmektedir. İleride yeni ilaveler yapmak ümidiyle dört ayrı mutasavvıftan seçtiğimiz ta´bir-nameler seyr ü süluk ehlinin kaleminden çıkmıştır. Bu yönüyle ta´bir-nameler tamamen sufileri ilgilendirmektedir. Zikredilen motifler "enfüsi"dir. Ancak, sufiyane hayatı tanımak isteyen halk bu ta´bir-namelerden kısmen istifade edecektir. Bizim böyle bir konu üzerinde çalışmamızın ve deneme mahiyetinde bu çalışmayı yayınlamamızın birkaç gayesi