Bu eser, 9-11 Ekim 2009 tarihinde görkemli Azerbaycan Şarkşinâs âlimi Prof. Dr. Aida İmanquliyeva'nın 70.Doğum günü münasebetiyle Bakü'de gerçekleştirilen Uluslararası İbn Arabî Sempozyumu'nda (Doğu ve Batı: Ortak Manevi Değerler, Bilimsel-Kültürel İlişkiler), dünyanın çeşitli ülkelerinden katılan akademisyen ve bilim adamlarının sunduğu makalelerden oluşmaktadır.

İnsanlığın ortak değerleri olarak tanımlanan medeniyetler üzerine yapılan tartışmalar günümüzde özellikle de AB bağlamında stratejik ve politik bir boyut kazandı. Avrupalı liderler uluslararası platformda medeniyetler çatışması tezine karşı çıkmakla birlikte, iç meselelerin alevlenmesi ikircikli tavır takınmalarına yol açmaktadır. 19. yüzyıl Avrupa kapitalizminin başat sosyal grubu ve Avrupa sosyal biliminin anahtar kavramı sınıf idi. 20. yüzyıl dünya kapitalizminin katalizörü ve dünya sosyal biliminin an

Modernleşme nedir? Batılılaşma ile aynı anlamı mı taşımaktadır? Daha çok bir birleştirme süreci midir ve toplumun bütünü üzerinde bazı merkezî güçlerce tedricî olarak halkın kabul ve desteğini mi kazanmaktadır? Yoksa tepeden inme gerçekleştirilen bir gelişme midir? Dış etkilerin mi bir üründür, yoksa sosyo-ekonomik koşullarda önceden mevcut, belirsiz ve fakat ani değişikliklere mi dayanmaktadır? Bu sorular, kitapta açıkça veya üstü kapalı olarak ortaya atılan sorulardan bazılarıdır.

Yüzüncü Yılında II. Meşrutiyet, Osmanlı coğrafyasında, etkilerini bugün dahi hissettiğimiz büyük ve kalıcı değişimler yaratan ve izler bırakan "inkılab-ı azim" ya da "10 Temmuz inkılabı" adı verilen ve yeniden ilgi odağı olan Meşrutiyet dönemini, Tanzimat´tan başlayarak izdüşümünü çıkarmayı amaçlayan belgesel içerikli ve arşivsel unsurlarla zenginleştirilmiş bir çalışmadır. Osmanlı´nın yaklaşık son yüzyıllık döneminden Cumhuriyet´e devreden siyasal düşünce mirasına yakından bakıldığında, Cumhuriyet Türk

Bu kitapta çok çeşitli dinî ve kültürel geleneklerden gelen ve alanında otorite kabul edilen şahsiyetler, manevî rehberlik konusundaki bilgi ve birikimlerini okuyucuyla paylaşıyorlar. Yazarların birçoğu hem psikolog hem de manevî rehberdir; böylece kitap geleneksel psikoloji ile maneviyatı bir noktada kesiştiren uygulamalara da ışık tutmaktadır. İlk defa Carl Jung tarafından ortaya atılan benötesi kavramına dayanan benötesi psikolojisi; psikotik hallerden uyumsuz davranışlara ve ilhamatın zirvelerinden muht

Bu kitap Malezya, Kuala Lumpurda İnsan haklarını Yeniden Düşünmek üzerine düzenlenen uluslararası bir konferansın ürünüdür. Sadece Batıda değil, batı dışında toplumları bile Batıdaki egemen güç odaklarının insan haklarından ne anladığını ve Batı dışındaki toplumlarda insan hakları sorunlarına nasıl yaklaşıldığına dair çok az sorgulama yapılmaktadır. Bugün, önden gelen batı medyasının yaymış olduğu insan hakları düşüncesi, yorumları uygulamaları bir an evvel eleştirel olarak incelenmelidir. Gerçek şu ki

Artan popülerliğine rağmen, Jung´un Doğu düşüncesi ile dini hakkındaki yazıları müphem tepkiler uyandırır. Bu yazılar; bir yandan geniş bir okuyucu kitlesinin güçlü ve sürekli bir ilgisine mazhar olmuş ve birçok kimse için Doğu´nun anlaşılması zor olsa da cazip manevi gelenekleri için önemli bir psikolojik köprü oluşturmuştur. Diğer yandan ise, Jung´un kendi takipçilerinin bazıları, bir bütün olarak Jung´un çalışmalarının anlaşılması için, bu eserlerin önemini kabul etmeye pek yanaşmaz; eleştirmenler, bu es

Arka Kapak Yazısı Müslüman kadınların akıbeti hakkında bundan sonrasına projeksiyon sunan birçok araştırma yayınlandı, yayınlanacak. Hiçbir yerden gelmeyen ve hiçbir yere gitmeyecek olan kadınların yüzlerce yıldır vahyi kuşanarak yaşadıkları ve hep burada oldukları ülkelerinde diaspora söylemi içinde değerlendirilmeleri dünyanın şaşkın bakışları altında sürüyor. Doğu-batı gerilimini, ikisi arasındaki tartışmaları izlemeye çalışan kadınlar, bu karmaşada yitip gitme tehlikesi bulunan Müslüman özneyi arıyorla