"Keşfedilmemiş Hazine: Dr. Ignatius Kunos'un Türk Halk Masalları" Tarihin derinliklerinde, Macar bilgin Dr. Ignatius Kunos'un Anadolu seyahatleri sırasında ortaya çıkan bir hazine yatıyor. Kunos, Türk-Tatar halklarının ilkel kültürünü derinlemesine inceleyen bir Şarkiyatçı olarak tanınıyor. Özbek destanlarından Uygur didaktiğine kadar uzanan geniş bir bilgi yelpazesiyle, Kunos, Türk halk masallarını coşkuyla övmüş ve onların Batı Avrupa'nın en değerli şiirsel eserleri kadar önemli olduğuna inanmıştır. Anca

Var varanın, sür sürenin, baykuşu çoktur viranın, destursuz bağa girenin hâli budur hey! Güzelleri seçerek, çirkinleri çirkefe iterek... Sevdiğim, sen sandığa gir, ben sepete... Vara vara vardım bir fırının önüne, iki elimle bir ekmek kavradım, sıcacık; ayrana doğradım... İlle samur samur diye sandıcağım, hayal ile yandıcağım, bu da para ile olur behey sevdiceğim... Atı pekmeze verdim dorudur diye, bir gelin aldım karıdır diye, bir tekme vurdu geri dur diye, Tophane güllelerini cebime doldurdum darıdır diye

Türk dili, halkbilim ve halk edebiyatı konularındaki çalışmalarıyla tanınan Macar Türkolog Ignác Kúnos, Türk Halk Edebiyatı’nı Avrupa’ya tanıtmıştır. Halk masalları, kahramanları; devler, periler, padişahlar olan ve zengin Anadolu kültürünü yansıtan en önemli yazın türüdür. Bu kadim kültürden derlenen, doğaüstü öyküleriyle hayal gücünü besleyen bu masallardan bazılarını okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.

Çocuk dünyasının ufkunu genişleten, hayal gücünü renklendiren masallar bir kültürün izlerini nesiller boyu aktarmayı sağlayan en önemli eserlerdendir. Geçmişten günümüze anlatılmış, nesilleri büyütmüş bu masalların en önemli özelliği ülkemizin topraklarında ses bulmuş olması. Ejderhalar, peri kızları, devler, sultanlar, sihirli halılar, konuşan hayvanlarla dolu her hikâye, çocukları büyülü bir yolculuğa çıkarırken büyükleri de kendi çocukluklarını hatırlayacakları nostaljik bir gezintiye götürecek.Hayatını

Geniş bir coğrafyaya yayılan Türklerin masalları... Göçebe olan Türklerin kültüründe sözlü anlatım önemli bir yer tutmuştur. Masallar da bunun belli bir kısmını oluşturur. Ünlü Macar Türkolog Ignác Kúnos'un derlediği bu 21 masal sözlü anlatı kültürünü yazıya döküyor. Ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa anlatılarak günümüze kadar gelen bu Türk masallarında padişahlardan şehzadelere, sabır taşından sihirli aynaya, geyik prensten yedi başlı ejderhaya kadar pek çok figür yer almaktadır. Geçmişle geleceği birbiri

Masallar bir coğrafyadan diğerine aktarılırken masal kahramanı da coğrafyaya göre urba giymekte, değişmekte, çevre ve kültürel etkileşimlere göre başka biçimlere bürünmektedir. Ancak Tuna'ya Akan Türk Masalları kitabımızdaki masallar Küçük Asya'da ve Balkanlarda varyantlarından çok az farklılıklar içermektedir. Müslüman ahalinin kültür, gelenek, dini ve sosyal hayat, yaşama tarzını yansıtan öğeler barındırmaktadır. Öte yandan Kunos Ignac tarafından bir araya getirilen bu masallar Tuna nehri üzerinde, uzunlu