“Bu kitap, bir özyaşamı içermektedir,” diye başlıyor Dr. Abuzer Demir. Dünyaya gözlerini açtığı köyden, erken tanıklıklarından, aile yaşantısından, öğrenim ve meslek hayatından söz açarak devam ediyor. Sevinçli karşılaşmalar ve sadık dostluklar da payını alıyor bu anlatıdan, yıkıcı badireler ile dramatik anlar da... Başarılar kadar talihsizlikler de demini yakalıyor, ümitler kadar karanlıklar da...Mesleğinde 44 yılı devirmiş bir hekimin bu detaycı hatırâtı, köyden taşraya, taşradan kente uzanan bir Türkiye

Aşk ve ayrılık, vuslat ve yitiş, hasret ve hüsran, doğa ve insan arasında dokunmuş mekikler. Halk deyişlerini andıran bir kucaklama. Yaşanmışlıklardan süzülen bir duygu hüzmesi. Abuzer Demir, elinizdeki dördüncü eserinde, yaşam duraklarında nefeslenirken terennüm ettiği mısraları sıralıyor: 139 güfte-şiir. Yutkunuş ve iç çekiş, hüzün ve tebessüm aralığında...

Elinizdeki kitap, birkaçı kurgusal olmak üzere, yaşanmış ve birinci ağızdan kayıt altına alınmış kimi anekdotların öyküleştirilmiş hâlidir. Bu coğrafyaya ait ilginç ve yaşandığı ölçüde yaşam kokan, tebessüm eden hikâyelerin duru anlatımıdır. İster Çehov, isterse Maupassant meşrebinde olsun, hatırat ve anekdotları taşıyan bütün yazılı öyküler birer tarihsel cevherdir; değil mi ki tarih de yaşamın ta kendisidir: Ne ölmüş, ne de buharlaşmıştır. Orada, yanıbaşımızdadır.

"Yıllardır yazı yazarım. Birçok gazeteye de yazı yazdım. Gazetelere yazdığım yazıların çoğu günlük yaşam, siyaset ve ekonomiyle ilgiliydi. Bu içerikteki yazıları hâlen de yazmaya devam ediyorum. Bir dönem, cumartesi günleri, gazetedeki köşemde duygularımı, hissettiklerimi, doğaya olan özlemimi, sosyal ilişkileri konu alan yazılar yazdım. Bu kitapta okuyacağınız yazılar, cumartesi günleri köşemde yazdığım işte o yazıların gözden geçirilmiş halleridir. Bazı yazıları coşkulu, bazı yazıları depresif ve bazıları

Anılar ve meslekî anekdotlar, tababet mesleğinde özgül bir öneme sahiptir. Tabiplerin hekim, hekimlerinse ?hakîm" olabilme sürecinde elzem bir literatürü teşkil eder. Mahrumiyet coğrafyalarında hekimlik yapma pratiği, bu noktada başlı başına bir mihenk taşıdır. Dr. Abuzer Demir, elinizdeki mütevazı kitabında da, işte, Somali'de, Mogadişu'da geçirdiği iki aylık bir periyottan kesitler, ?çiçekler" sunuyor. Cemal Süreya, Üvercinka'sını ?Bütün kara parçalarında / Afrika hariç değil" diyerek bitirmişti. Yetmez: