Okumak isteyen küçük yürekler... Ancak çektikleri büyük çileler... Bel büken yokluklar... Hayatın zorlukları içinde yüzen insanlar... Çaresizlikten çare üretmeye çalışanlar... Akılları durduran, vicdanları zorlayan olaylar... 'Bu kadar da olmaz!' denilen, ancak olan bir hayat hikâyesi... Üç maymunu oynamayan birkaç kişinin nefes kesen romanı...

Tarih sahnesine MÖ iki bin yıllarında çıkan Kimmerler, Kırım, Kuban, Dinyeper, Don, Kiev, Poltava, Volga, Ural-Altay, Kafkaslar, Macaristan, Balkanlar ve Anadolu gibi çok geniş bir coğrafyada başta kurganlar olmak üzere birçok balbal, bark ve eserler bıraktılar. Barbar diye algılatılmaya çalışılan Kimmerlerin, insanlığın uygarlık değerlerine önemli katkılar yaptığı son yüzyılda daha iyi ortaya çıktı. Yazar Özgeçmişi HASAN YİĞİT: 1950 yılında Denizli'nin Çivril ilçesinde doğdu. Gazi Üniversitesi Edebiyat Fa

Aile, hayatımızın huzur pınarıdır. Gönülllerin sultan, sevgilerin destan olduğu gül bahçesidir.Millet ve devlet olarak ayakta durmamızın temel birimidir. Bir kaledir; o bakımdan düşmanlarımızın en çok zorladığı taaarruz noktalarından biridir.Bu kurum bilhassa 21. yüzyılın başdöndürücü değişim ve gelişmelerinden maalesef olumsuz etkilenmeye, sarsılmaya başlamıştır. Millî ve manevi fikrîyatımıza uygun maddî ve manevî hususlarda ilâç gibi gelecek bilgilerle dolu elinizdeki eser önemli bir eksikliği giderecek,

Tarihteki en ünlü kentlerden biri... Paris ve Helen'in aşkı, Ölümsüzlük Suyu'na batırılmış Aşil (Akhilleus) ve Hektor, Tahta At (Truva Atı)... Dünya durdukça unutulmayacak...

Amazonlar gerçekten var mıydı? Yaşadılar mı? Kadınların yönettiği bir devlete sahipler miydi? Sinop, Terme, Amasya, Smirna (İzmir), Efes kentlerini onlar mı kurdular? Truva'yı Yunanistan'dan ve Ege adalarından gelen yağmacı Akalara karşı savundular mı? Amazon Ormanları ile Amazon Nehri'ne neden onların adı verildi? Amazonlar yaşadı. Günümüze bolca iz, isim, resim bıraktılar. Orta Karadeniz'de bir devlet kurdular. Bu devletin yarattığı uygarlık, Hititler başta olmak üzere birçok Anadolu uygarlığına ışık

Hititler, Orta Anadolu'da MÖ 1700-1200 yılları arasında büyük bir devlet kurdular. Uygarlık tarihine büyük katkılarda bulundular. Batı uygarlığı; Eski Yunan, Eski Roma uygarlıkları, Bizans İmparatorluklarında Hititlilerin izlerine bol miktarda rastlanır. Bronz çağının en güzel örneklerini günümüze bıraktılar. Güneş, geyik heykelleri onların simgeleri oldu. Bronz çağından sonra demir çağını başlattılar. Mısırlılarla Suriye üzerinde güç savaşları yaptılar. Bu savaşlardan, MÖ 1286 yılında yapılan Kadeş Savaşı

Anadolu'nun en köklü devletlerinden biri olan Hititler, MÖ 1200 yıllarında düşmanlarının saldırıları sonucu yıkıldı. Hitit Devleti'nin yıkılmasından hemen sonra yeni kurulan devletlerden biri de Frigya Devleti'ydi. Frigya Devleti yaklaşık dört yüz-beş yüz yıl kadar yaşadı. Eski Yunanlılar, bölgede yaşayan insanlara Frig diyorlardı. Bu yüzden bölge insanlarının kurduğu devlete de Frigya Devleti adı verildi. Günümüzde Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Denizli illerinde izlerine rastlanan Frigl

Hikâyemiz Manisa'da geçiyor. Ege bölgesinin bu ünlü kentinde çok eskiden Lidya Devleti vardı. Devletin başkenti Sard kentiydi. Sard, görkemli yapıları, mermer, mozaik işlemeleriyle günümüzde bile ayakta duruyor ve görenleri büyülemeyi sürdürüyor.

Öksüz ve yetim bir çocuğun hayalleri zorlayan hayat hikayesi... Akılları durduran cesareti... Birçok felaketi önleyen feraseti... Devleti adına sergilediği asaleti... Bütün bunlar Tarihe Damga Vuran Aslanlı Paşanın ana tabloları... Pırlanta bir tarih! Muhteşem değerler! İşte biz buyuz... Boynumuz her zaman dik, yüzümüz her daim ak! Eser sizi, tarihin dehlizlerinde gizli kalmış bir kahramanımızı keşife çıkarıyor. Heyecan dolu, zevkle okuyacağınız bir roman...

Göz pınarlarını bile kurutan acılar... Belleri büken sıkıntı ve yokluklar... Sınırların üstünde fedakârlıklar... Hayalleri zorlayan kahramanlıklar... Hayranlık uyandıran milli ve manevi duruş... Bir köy insanının kadını, yaşlısı ve çocuğu ile topyekün verdiği örnek mücadele!.. Kurtuluş Savaşı yıllarında sadece cephe de değil, cephe dışında da yaşanılan dram... Ve de zafer!.. İşte, Dağköy'lü Fatma Çavuşun tabloları... Vatan sevgisinin ve savunmasının bayraklaştığı bir direniş hikayesi...

Uzaylılar Karadeniz'de Korsan dedelerinin yıllar önce gizlediği hazineyi aramak için kayalıklardaki mağaralara tırmanan Akay ve Okan, burada hiç ummadıkları misafirlerle karşılaşırlar. Aslında kendileri de gezegenlerinden Dünya'ya bir görev için gelmiş bulunan ve bu mağaralarda gizlenen uzaylılar için umulmadık misafirlerdir. Karşılaşmaları heyecan verici bir olaylar zincirinin ilk halkası olur. Karadeniz'in dibine üs kurmak için çalışmalar yapan bu uzaylıların amacı ne acaba?

Erinç Hanım elindeki kartı okumaya başladığında şaşırıp kalmıştı. Kartın bir yüzü Türkçe diğer yüzü Yunanca yazılıydı. Türkçe ifade aynen şöyleydi: Yeğenlerim Azra ile Arda'ya: ANZAK'I AÇ, ESAHE'YE SAÇ... Bu ne demekti? Azra ile Arda'ya bir görev verildiği açıktı. Eleni Ana'nın yolladığı pakette ne vardı? Niko'nun vasiyeti neydi? Azra ve Arda'nın bu işle ne ilgisi vardı? Truva'nın ve Çanakkale'nin dünyanın en önemli birkaç tarihi yerleşim yerlerinden biri olmasından başlayarak geçmişte bu bölgede yaşanan sa

Büyük buluşlar ve kocaman bilgi birikimi... Yirmi birinci yüzyılın temel özelliği bu. Doğru yanlış bir takım bilgiler içinde boğuluyoruz. Nereye dönsek bilgi aktaran araçlar; akıllı telefonlar, tv, internet ve bilgisayarlar. Bazılarımız bunlardan başını kaldıramıyor. Ama artık kaldırmalı, etrafımıza bakmalı ve araştırmalıyız. Türkiye dünyanın açık hava müzesi. Bu müzede neler yok ki... Arda ile Azra çalınan tarihi bir amforanın peşine düşüyorlar. Doğrusu da bu değil mi? Tarihimize, bu toprakların kültürüne

Uzay Tatili Tiyatro kulübündeki öğrencileriyle her yıl bir turistik bölgeyi ziyaret eden öğretmen Ayşen Hanım'ın bu seferki rotası Hierapolis antik kenti olur. Oldukça normal başlayan gezileri kimsenin akıl sır erdiremediği bir olayla yarıda kesilir; öğrencilerden birinin başına tuhaf bir olay gelmiş, ayakları yok olmaya başlamış ve bilincini kaybetmiş hâlde hastaneye kaldırılmıştır. Bu sıra dışı olaya tanık olan, talihsiz öğrencinin arkadaşı Olgun, kısa zaman içinde tüm dünyanın ilgisini çeken olayın ü