Sana, yorgun düşmüş kelimelerle geliyorum, Zindana atılmış tüm harflerim, İdama mahkûm olmuş sözcüklerim, Müebbet almış tüm kitaplarım, Şimdi, ben de ölüme mahkûm edilmiş bir şair olarak Sana, yorgun düşmüş kelimelerle geliyorum, Zindanı, İdamı, Müebbeti, Ölümü göze alarak.

Antik dönemin sosyal hayatına ve kadının yaşantısındaki belli süreçleri bir arada tutan bu eser günümüze kadar gelen bazı etik olmayan kuralları da bir eleştiri yağmuruna tutmaktadır. Antik Yunan dünyasının kadınları ve günlük yaşantısına dair temel ilkeleriyle devamında Sappho'nun hayatıyla özdeşleşen bir akademik deneme eseri niteliği taşımaktadır. Her zaman hayatımızın temelini oluşturan kadınların hak ettiği değeri bir nebzede olsun göstermek bizim için de oldukça mühim bir meseledir.

Evrenin en güçlü varlığı benim ülkemde bir ormandaydı fakat neresindeydi? Bilemiyorum. Beni doğrudan kendisine ulaşabileceğim bir koordinatı neden vermediğini artık anlayabiliyordum. O bulunmak isteniyordu. Arayıp da bulunmak istenen bir hazineydi o. O benim hayatımda olması gereken tek hazineydi… O, herhangi bir ormandaki herhangi bir kayaydı ama hangisiydi?

“Yüzlerce yıl öncesiyle yedi saatte konuşabilen insanlar oldukça tarih yazılmaktan gurur duyacaktır.” Prof. Dr. Matt Mansy Akademisyen “Bence yüzyılın en içten düşünce kitabı… Adeta tarihte geriye gittim.” Andrey Malacas Emekli Tümgeneral “Sappho’nun hazin öyküsünü tekrar hatırlamak hem sevindirdi hem de hüzünlendirdi. Sanki karşımdaki masada o varmış gibi hissettim.” Ronald J. Drake Yazar “Sappho’yu hiç bu şekilde düşünmemiştim...” Emirhan Sarıca Yazar

Uçsuz bucaksız bir dağ sırasını izledikleri bir tepede duran dört arkadaşın arkasında yeni dostları, önlerinde ise hiç bilmedikleri bir büyücü ve örümcek ağlarıyla çevrilmiş yollar vardı. Norsa, elindeki defterin sayfalarını karıştırıyor ve arada bir Beta’dan uyarı alıyordu. Defter Norsa’yı kötü etkilemeye başlamıştı ki Missa, onu sırayla taşımak gerektiğini söyledi.

"12 Nisan 2005 Öğrencim Oğuz'un 37'nci dili öğrendiği bir günün tarihini atmakla gurur duyuyorum. O hayatımda sahip olamadığım fakat olsaydı asla bırakmayacağım bir evladım gibiydi. Onun henüz okul hayatına yön vermeye başlamam gerekirken eşimden gizli olarak kendim eğitmem belki de Oğuz'a ve kocama bir saygısızlıktı. Neyse ki Oğuz bir çocuk ve kocam Oğuz'a olan sevgimi kıskanmayacak..."

Etrafımızdaki sessizlikten dolayı yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğu belliydi. Vakit sabah olmak üzereydi. Güneşle birlikte etrafımızdaki ağaçların az önceki yere göre daha seyrek olduğunu gördük. Arama ekibinden birinin ağaca tırmanıp etrafımızda nelerin olduğunu görmesini istedim. Ekipte kimse bu dev ağaçlara tırmanmak istemedi ama Kiva adında bir kadın yanıma gelip selam verdi ve bunun için gönüllü olduğunu söyledi. Kiva bir elli beş boylarında, zayıf görünümlü ve siyah saçlı bir kadındı. Hemen izin ve