1945 yılında İkinci Dünya Savaşında, atom bombaları atıldığında, uzay boşluğundaki "koruyucularımız" ve gözleyicilerimiz" Dünya'nın bir felaketle çarpışma noktasında olduğunu gördüler. Ana talimat olan, müdahale etmeme kuralı onların harekete geçmesini engelledi, ancak daha sonra Dünya'yı kurtarmak ve ona yükselmesinde yardımcı olmak için parlak bir çözüm yolu buldular. "Dışarıdan" müdahale edemezlerdi, ama belki "içeriden" etkileyebilirlerdi. Böylece, gelip yardım etmeleri için gönüllülere çağrı gönderild

Dünya’da yaşamın başlangıcı hipnoz yöntemiyle günışığına çıkarılırken, antik astronot teorisi de sadece bir teori olmaktan çıkıp bir gerçeğe dönüşüyor. Regresyon yöntemiyle geçmiş yaşamlarını keşfetmek isteyen genç bir adam, bu yaşamının Dünya’daki ilk yaşamı olduğunu öğretiyor. Dünya’dan önce başka gezegenlerde ve başka boyutlarda varolduğunu keşfediyor. Bu eşsiz vaka üzerine yürütülen araştırmalar ilerledikçe, genç adamın dünya dışı varlıklarla bağlantısının sadece geçmiş yaşamlarla sınırlı kalmadığı o

Mesih’in Görevi ve Ölü Deniz Parşömenleri Hakkında Yeni Görüşler Hristiyanlığın kökenlerinin ve İsa’nın öğretisinin içeriğinin resmi versiyonu, Kilise’nin ilk dönemindeki siyasi çekişmelerin sonucudur. Özenle gözlenen Ölü Deniz Parşömenleri’nin ortaya çıkması, Pandora’nın Kutusu’nu açmış ve Kilise’de ne kadar dogma ve sansür olduğunu göstermiştir. İsa ve Esseniler, İsa’nın bir insan olarak yaptıklarının ve o zamanki İsrail’in günlük gerçeklerinin ayrıntılı bir anlatımını verir. Kumran Esseni topluluğu

Birçok insan, ölümü her şeyin sonu olan, ürkütücü ve umutsuz bir durum olarak görür, çünkü ölüm insanların var olduğunu bildikleri tek yaşamdan ayrılış demektir. Peki, gerçekten de ölüm her şeyin sonu mudur? Ölümden sonra da yaşam var mıdır? Varsa, bu nasıl bir yaşamdır? Ünlü yazar ve hipnozcu Dolores Cannon, yüzlerce kişiyi transa sokarak onları doğmadan önce bulundukları âleme, yani, ölümden sonra gidilen yere götürdü. Bu âlemle ilgili olarak deneklerin anlattıkları şeyler birbirine o kadar çok benzi