1921 yılında Askeri Baytar Mektebi'ni bitirdikten sonra Kurtuluş Savaşı'na Garp Cephesi'nde katılmış, Sakarya Meydan Muharebesi'nden Büyük Taarruz'a cephenin başveteriner muavini olarak görev yapmış, hem savaşın hem de mesleğinin zorluklarını yaşamış bir hürriyet sevdalısı... İnebolu, Kastamonu, Çankırı, Ankara, Akşehir, Afyon, İzmir'e kadar Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yapan Mehmet Turgut Bey ve arkadaşları, bütün bu zaman boyunca başka cephelerden gelecek iyi haberleri ve barışı beklerlerken bir

Mehmet Turgutun 30 yaşına kadar çektiği 37 fotoğrafın ve onların hikayeleri... Yekta Kopan editörlüğünde... Otuz yılın karelerini cümlelerle buluşturmaya çalışıyoruz. Onun cümleleriyle. Beyaz duvarlarında büyük boy fotoğrafların asılı olduğu bir odadayız. Her birinin hikâyesini anlatıyor. Hikâyeler çoğaldıkça, fotoğrafları indirip duvarlardan, ruhlarımızı asıyoruz. Yekta Kopan We are trying to make frames of thi

Yarım Yüzyıldır politikanın içindeki bir devlet adamı olarak Mehmet Turgut son iki genel seçimi dikkatle incelemiş ve elde ettiği önemli sosyo-politik bulguları elinizdeki kitap halinde Türk siyaset ve düşünce aleminin dikkatine sunmuştur.

(..) Hiroşima´ya atılan atom bombasından bu yana, köprülerin altından çok su geçmiştir ve Japonların yapmış oldukları işler ve elde ettikleri neticeler de ancak mucize ile ifade edilebilir. Bugün Japonya, Batı sanayii ve ekonomisi için bir öfke, korku ve tetkik kaynağı olmuş, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki yıldızlık yarışında Sovyetlerin çöküşü ve ABD için tek rakip haline gelmiş bulunuyor. Bu suretle de Japonlar haklı olarak milletler arası dikkatlerin, endişelerin ve hayretin

Dürüstlüğü ve yurtseverliği ile tanınmış başarılı devlet adamı Mehmet Turgut, Türkiye´mizin son 40 senesinin siyasi hayatına damgasını vurmuş insanlardan birisidir. Bu tesirini, kalem sahibi nadir bir politikacı olmaktan almaktadır. Bu kitabında da, siyasi birikim ve tecrübelerini aynı duyarlılık ve açıklayıcı dikkat ile gözler önüne sermektedir. Onun dün için anlattıkları; bu günün dertlerini yarınımızın kaos dolu bu günlerimizden daha iyi olması için çalışacak olanlara da ibret dolu bir destek va

Türkiye´de iç politika krizinin liacı başkanlık sistemi midir? Bu günlerde çok sık tekrarlanan bu sorunun cevabını MEHMET TURGUT araştırdı. Çok uzun ve başarılı bir politik hayatın meyvesi olan tecrübe yekûnuyla desteklenmiş derinlemesine fikrî bir çalışma. Bu günün ve yarının kitabı..

Tarihe dönüp bakılırsa, bir sözün söylenmesi, bir kararın alınması, örnek bir hareketinyapılması, çok kere de büyük eserlerinmeydana getirilmesi ile ilgili olarak değişik rivayetlerin ortaya çıktığı görülür, bu konularla ilgili hikâyelerin anlatıldığına, efsanelerin oluştuğuna şahit olunur. Bunlar yıllar yılı halk arasında yayılarak büyür, güzelleşir, mânâlanır, kıssalara karışır, hisse çıkarmak için örnek olur ve nesiller boyu yaşar gider.

Güneydoğu meselesine bilen de karışıyor bilmiyende. Şablon meraklıları Bask modelini öne sürüyorlar. Mehmet Turgut bu kitapta bu yaklaşımların ve iddiaların ne kadar akıl, mantık ve gerçekdışı olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu kitap, Siyasetten Portreler ve Siyasetten Sahneler ismiyle seri hâlinde hazırlanmış olan kitapların sonuncusudur. Bu üç kitap birbirleri ile ilgili olarak okunur ve ciddî bir değerlendirmeye tâbi tutulursa görülecek ve tespit edilecektir ki, memleketimizde siyaset veya politika sempati ve antipatilere göre yapılmaktadır.

Kitapta anlatılmaya çalışılan bazı arkadaşlarımız, makamlarından düşmüşler, güçlerinin ve itibarlarının büyük bir kısmını kaybetmişlerdi. Bazı Batı arkadaşlarımızise bulundukları kampları terk etmiş ve yeni kamplara geçmişlerdi. Bütün bu arkadaşlar hakkında konuşmak ve yazmak o kadar zordur ki..

Tüsiad´ın arka arkaya çıkardığı raporlar, Eğitim ve Ekonomi Raporları, gerek iş dünyasında, gerek üniversite ve politik çevrelerde, gerek devlet bürokrasisinde, gerek matbuatta, gerekse kamuoyunda gereği kadar değerlendirilmedi, dolayısı ile de fazla yankı yapmadı. Halbuki bu raporların üzerinde ciddî bir şekilde durmak, gerekli çalışmaları yapmak, geçmiş ve gelecek hakkında ileri sürülen fikirleri objektif ölçülerle araştırıp, inceleyerek değerlendirmek gerekirdi.