Anadolu toprakları ozan ve şair yetiştirme bakımından çok verimli topraklardır. Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Âşık Veysel bunlardan sadece birkaç tanesidir. Genel bir söyleme göre Türk Halk Edebiyatı’nda Yunus Emre, tasavvufî konuları çok işlemiştir, bundan dolayı tasavvuf ozanıdır. Pir Sultan Abdal, inanç konularını çok işlemiştir, bundan dolayı inanç ozanıdır. Karacaoğlan, aşk konularını çok işlemiştir, bundan dolayı aşk ozanıdır. Dadaloğlu, göç konularını

1501 yılında Şah İsmail, Erzincan'ın Tercan ilçesi, Sarıkaya Yaylası’nda büyük bir Türkmen kurultayı toplamış. Anadolu’nun her tarafından gelen Türkmenlere, “Biz Türkmenlerin yöneteceği kendi devletimizi kuralım!” diye seslenmiş. Bu çağrıya Rumlu, Ustacalu, Tekelü, Şamlu, Dulkadirli, Avşar, Kaçar, Varsak, Çepni, gibi birçok Anadolu Türkmen boyu karşılık vermiş, Safevi Devleti’nin kurucu unsuru olarak akın akın Şah İsmail’in yanında yer almışlar. Bu devletin kurucu unsurları tamamen Türkmen boylarıdır. Os

Tarihteki ilk büyük Türk Devleti’ni Oğuz Kağan kurmuştur. Böyle bir devlet kurmak, Türk Milleti’ni derinden etkilemiş tarihi bir olaydır. Bundan dolayı Oğuz Kağan hakkında destanlar söylenmiştir. Onun hakkında söylenen ve yazılan destanlara da “Oğuz Kağan Destanı” adı verilmektedir. Bu bakımdan Oğuz Kağan’ın, Türk Milleti nazarında büyük bir yeri ve önemi bulunmaktadır. Bu kitabımızda, tarihteki ilk büyük Türk Devleti’ni kuran ve ilk büyük Türk devlet adamı olan Oğuz Kağan’ın kendisini ve nasıl bir devlet

Her bölge hakkında her dilde geniş bilgiler yazılmış olan Seyahatname adlı eser, bugün çocukların anlayacağı dilde yazılan “Çocuk Yüreklerde Evliya Çelebi” olarak hem bilgilendiren hem öğreten hem de eğiten bir kitap olmuştur. Türklerde olduğu gibi birçok milletler için de önemini taşıyan Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı bilgi dolu kitabı; kalemi sağlam usta yazar İbrahim Afatoğlu, yorumu ve engin bilgisiyle çocuklara sunuyor.

Karacaoğlan hakkında, yazılı kaynaklarda hiç bilgi yoktur. Onun hakkındaki az sayıdaki bilgiler kendisinin söylemiş olduğu şiirlerinden ve hakkında anlatılan menkıbe ve destanlardan ancak tahmin edilmektedir. 17. yüzyılda yaşadığı söylenmektedir. Şiirleri ve efsanelerden öğrenildiğine göre babası Kara İlyas adında bir Türkmen Yörüğü’dür. Kendi adının da Hasan olduğu söylenmektedir. Fakat “Karacaoğlan” adıyla ünlenmiştir. Karacaoğlan'ın şiirleri aşk ve doğa üzerine kuruludur. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi v

Mehmet Âkif Ersoy, 20 Aralık 1873 doğmuştur ve 27 Aralık 1936 yılında vefat etmiştir. İstiklal Marşı’nın yazarı olarak tanınmıştır. Veterinerlik okulunu okumuş, şiire olan ilgisi okulun son iki yılında yoğunlaşmıştır. İstiklâl Marşı´nın yanı sıra Çanakkale Destanı, Bülbül ve 1911-1933 yılları arasında yayımladığı yedi şiir kitabındaki şiirleri bir araya getiren Safahat en önemli eserlerindendir. Yazar, Milli Şair’imiz Mehmet Âkif Ersoy’u, hayatından ve eserlerinden örneklerle bilmediğimiz yönlerini anlatmak

16. yüzyıl halk şairlerimizden olan Köroğlu’nun doğum ve ölüm tarihi tam olarak bilinmemektedir. Aslında bir asker olan Köroğlu sonradan dağa çıkan bir eşkiyadır. Köroğlu adı eski Türk destanlarındaki bir kahramandan (mahlas olarak) alınmıştır, asıl adı Ruşendir. Köroğlu destanı; isyanın, isteklerin, değerlerin ve inancın sembolüdür. Şiirlerinde coşkun bir seslenişle yiğitlik, dostluk, aşk, doğa sevgisi çok sade bir dille anlatılır. Yazar bu eserinde, nesilden nesile aktarılan efsaneleşmiş kahra

Piyer on yaşındadır ve annesi dikiş dikerek evin geçimini sağlamaya çalışır. Herkes Piyer’in yaşından çok olgun davrandığını, büyüyüp de küçülmüş biri olduğunu söyler ve onu çok sevmektedir. Ama bir akşamüzeri annesi hastalanır ve aynı gece ölür. Piyer Paris’te bulunan amcasına gitmek üzere yola çıkar. Gemi yolculuğu sırasında tanıştığı iki kişi parasını çalar ve Paris’e gidebilmek için aylarca hem çalışmak hem de yürümek zorunda kalır. Amcası ve kuzeni Moris ona çok iyi davranmasına rağmen yengesi farklı d

Sevgili çocuklar; ...Hacı Bektaş Velî bir halk lideri, inanç önderidir. O, Türk Milleti nazarında bir evliyadır ve bir Horasan Ereni'dir. Ahî Evren hem bir sanatkârdır ve hem de bir inanç önderidir. O da Türk Milleti nazarında bir dahidir ve bilge bir kişidir. İşte bütün bundan dolayı Türk Milleti, yaptıklarını da göz önüne alarak Ahî Evren'i bir efsane haline getirmiştir. Hakkında menkıbeler türetmiş ve hikâyeler anlatmıştır. Onun hakkında anlatılan menkıbe ve hikâyeler sekiz yüz yıldır gönülden gönüle git

Gözlerimiz, iç dünyamızdan dışa açılan bir pencere gibidir. Çünkü gözler, gördüğü şeyleri beynimize ve gönlümüze aktarmaktadır. Beynimiz ve gönlümüz de gözlerimizin aktardığı görüntüleri yorumlamakta ve anlam vermektedirler. Atalarımız da buna, Göz bakar, gönül görür. demişler. Kör olan insanların duyma, dokunma, koku alma organlarının ve ezberleme yeteneklerinin geliştiği bilinmektedir. Bu durumda gözlerin yapamadığı görme işini, duyma, dokunma, koklama ve ezberleme sayesinde beyin ve gönül yerine getirmek

Üzülme, kaybettiğin her şey başka bir surette bir gün mutlaka geri döner. Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin. Eriyen kar gibi ol, kendini kendinle yıka! Bırak sular durulsun , o zaman ay ve yıldızların yansımasını kendi varlığının aynasında göreceksin. Yaraların, ışığın içeri girdiği yerdir. Sadece kalpten gökyüzüne dokunabilirsin. Sevenler en sonunda bir yerlerde buluşmazlar. Onlar en başından beri birbirlerinin içindedir. Kapı ardına kadar açıkken neden hapishanede kalırsın? Senin g

Hacı Bektaş Veli'nin inancına göre her insanın gönlünde iki sultan vardır. Bunlardan biri rahmanidir, diğeri de şeytanidir. Rahmani olanın adı akıldır, şeytani olanın adı da nefistir. Ön kapakta bulunan resimdeki ceylan, aklı; aslan ise nefsi temsil etmektedir. Kişinin gönlünde ikisi de olmalıdır. Ama kişi kendini geliştirdikçe nefsini aklının egemenliğine vermelidir. Bektaşilik ve Alevilik'te ibadet buna hizmet etmektedir. Kâmil ve olgun insan, nefsini aklının egemenliğine verebilen kişidir. Bu kitabı okur

Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Ahi Evran, Yunus Emre, Karaca Ahmed Sultan ve Pir Sultan Abdal gibi manevi saltanat sahibi olan isimler; Anadolu insanının sevgi, hoşgörü, tevazu, doğaya saygı gibi manevi ihtiyaçlarını karşılayan, değeri yüksek düşünce ve fikir sahipleridirler. Bu aydınlanmacı insanların Anadolu'da tekke, zaviye ve dergâhları bulunmaktadır. Asırlarca insanlar, tekke, zaviye ve dergâhlarda sevgi, hoşgörü, insana ve doğaya saygı gibi değerleri öğrenmişlerdir Hacı Bektaş-ı Veli'