Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 29 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Okumak üzere elinize aldığınız bu kitap, bir destan, uzun bir şiir, ni-nelerimizin anlattığı ocak başı hikayelerinden biri değildir; gerçek bir ha-yatın destansı hikayesidir aslında. Bir inadın, bir öfkenin, büyük bir umu-dun, güvenin ve inancın, hatta diyebilirim ki sonsuz bir aşkın destanıdır. Bütün dünyanın Cengiz Han diye bildiği büyük insan, büyük savaşçı, büyük kanun adamı, büyük organizatör, büyük teşkilatçı, gelmiş geçmiş en büyük komutanlardan biri olarak bilinen, belki de dünyanın en acı-masız ada
290 TL.
Tükendi
Okumak üzere elinize aldığınız bu kitap, bir destan, uzun bir şiir, ni-nelerimizin anlattığı ocak başı hikayelerinden biri değildir; gerçek bir ha-yatın destansı hikayesidir aslında. Bir inadın, bir öfkenin, büyük bir umu-dun, güvenin ve inancın, hatta diyebilirim ki sonsuz bir aşkın destanıdır. Bütün dünyanın Cengiz Han diye bildiği büyük insan, büyük savaşçı, büyük kanun adamı, büyük organizatör, büyük teşkilatçı, gelmiş geçmiş en büyük komutanlardan biri olarak bilinen, belki de dünyanın en acı-masız ada
250 TL.
Tükendi
Okumak üzere elinize aldığınız bu kitap, bir destan, uzun bir şiir, ni-nelerimizin anlattığı ocak başı hikayelerinden biri değildir; gerçek bir ha-yatın destansı hikayesidir aslında. Bir inadın, bir öfkenin, büyük bir umu-dun, güvenin ve inancın, hatta diyebilirim ki sonsuz bir aşkın destanıdır. Bütün dünyanın Cengiz Han diye bildiği büyük insan, büyük savaşçı, büyük kanun adamı, büyük organizatör, büyük teşkilatçı, gelmiş geçmiş en büyük komutanlardan biri olarak bilinen, belki de dünyanın en acı-masız ada
320 TL.
Tükendi
Zenobia, İnanılmaz bir kadın, inadına savaşçı; ruhunda kasırgalar esen bir Kraliçe. Suriye çöllerinin ortasındaki Palmira’nın eşsiz kraliçesi. Palmira’da başlayan hayat hikayesi, Roma İmparatorluğunun saraylarında, Roma’da altın zincirler içinde tutsaklığına kadar götürüyor onu kaderi. Kader…
250 TL.
Tükendi
Burcu burcu toprak kokusu geldi burnuna. Taze toprak ıslak, çiğli, yapış yapış, bir hoş kokuyordu. Günlerdir yağan yağmurlarda yıkanmış orman pırıl pırıl, temiz, bir hoş kokuyordu. Uzun süre aralıksız yağan, siğim siğim, sarı, ipiltili, deniz kokuları, taze ot, çiçek, taze yaprak kokuları getiren yağmur, ancak akşam üzeri durmuştu. Gökyüzünü kapatan, örten, gri, küme küme bulutlar rüzgara kapılıp gitmişler, yerini billur gibi aydınlık, pamuk yığınları gibi ak bulutlara bırakmışlardı. Dere kenarlarında ay
290 TL.
Tükendi
“Ben Kiros’um, evrenin Kralı, büyük Kral, güçlü Kral, Babil’in Kralı, Sümer ve Akad’ın Kralı, dünya-nın dört bir yanının Kralı. Kambises’in oğlu, büyük Kral, Ansan şehrinin Kralı, Kurus’un torunu, büyük Kral, Teispes’in soyundan gelen, büyük Kral, Ansan şehrinin Kralı, ebedi Krallığın soyundan gelen bü-yük Kral”. -Kral Kiros “Yaşadığın sürece kana doymamıştın, kocamı ve oğ-lumu o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. Şimdi doya doya iç”, diye söylendi. Kesik başı kendi elleriyle kan dolu tuluma attı,
270 TL.
Tükendi
Sen
Sonbahar mevsiminde, havaların yavaş yavaş serinlemeye başladığı, gökyüzünde gri bulutların dolaşmaya durduğu bir zamanda, siyah bir lüks otomobil, Zincirlikuyu mezarlığının kapısında durdu. Saçlarına ak düşmüş, siyahlar giyinmiş bir adam, Zincirlikuyu mezarlığında, ulu pırnal ağacının altındaki, sükunet koyunun, sessizlik körfezinde, sessizlik içinde duran beyaz mermer mezara, ürkek adımlarla yaklaştı. Elinde bir demet çiçek vardı. O kadar üzüntülü görünüyordu ki, derin çizgilerin yerleştiği yüzünde
240 TL.
Tükendi
Çukurova Çukurova olalı böyle sıcak görmedi. Sarı sıcaklar kaldırılamaz bir ağırlık gibi çöktü kaldı ovanın düzüne. Çakır dikenlikten inanılmaz çıtırtılar yükselmeye başladı. Binlerce, milyonlarca çakırdikeni aynı anda patladı. Kangallar, bir adam boyu yükselmiş, ortalığı mordan maviye griye çımkıyan bir renk cümbüşünde dalgalandırırken, birkaç gün içinde dalların ucandaki mor renkli, kendine has biçimleriyle, boynunu bükerek kuruyup kalmıştı, diken yumağını andıran mor çiçekleri. Önce yanık kahvereng
250 TL.
Tükendi
Gerçekte neden bu kadar üzgün olduğumu bilmiyorum. Anlam veremediğim kelimeler yoğunlaşıyor kafamın içinde. Hiç kolay değil düşünceleriyle barışık yaşayamaması insanın. Bu beni bıktırıyor. “Seni sıkıyor”, diyorsunuz. Oysa, bu hüznüm, bu arzum, ne istediğimi bilmeye bile engel oluyor. Aklım okyanuslara gitmiş gibi. İçimde adını koyamadığım bir sıkıntı var; bu bana son derece yabancı bir şey. Adını koyamıyorum; ne birini seçebiliyorum ne de vazgeçebiliyorum. Hayatın olmazsa olmazı; ne onunla olunabileni
240 TL.
Tükendi
Bir bulut kaynadı Torosların doruklarından, Akdeniz’in üstünden; ortalık griden siyaha döndü bir anda. Önceleri ak pamuk yığınları gibi birikmeye başlayan bulutlar, giderek daha bir koyu renge büründü gökyüzünde. Torosların eteklerinden denize doğru savrulup gelen çam, kekik ve peryavşan kokuları yüklenerek gelen rüzgar, ak pamuk yığınları gibi bulutları toplayıp dağıtarak, savurarak aşağılara doğru, ufkun ucundan itibaren kararmaya başladı. Karartı ortalığı alacakaranlık kuşağına çevirecek kadar gride
270 TL.
Tükendi
Orta Çağ'ın Orta Asya'sında, karanlık çağların en koyusunda, beyliklerin birbirine düştüğü, hiç bir yerin güvende olmadığı, hiç kimsenin kendini güvende hissetmediği bir çağda, kardeşin kardeşe, kadının kocaya, babanın oğla düşman olduğu bir çağda, Orta Asya'nın ortasında Seyhun nehri ile Ceyhun nehrinin ağzıan kadar kan aktığı bir çağda, insan kellelerinden minarelerin dikildiği bir çağda, henüz on iki yaşında tahta çıkan bir Han. Kıyasıya bir mücadele, yorulmak bilmeyen bir kılıç ustası, yenilmez bir irad
300 TL.
Tükendi
Orta Çağ'ın Orta Asya'sında, karanlık çağların en koyusunda, beyliklerin birbirine düştüğü, hiç bir yerin güvende olmadığı, hiç kimsenin kendini güvende hissetmediği bir çağda, kardeşin kardeşe, kadının kocaya, babanın oğla düşman olduğu bir çağda, Orta Asya'nın ortasında Seyhun nehri ile Ceyhun nehrinin ağzıan kadar kan aktığı bir çağda, insan kellelerinden minarelerin dikildiği bir çağda, henüz on iki yaşında tahta çıkan bir Han. Kıyasıya bir mücadele, yorulmak bilmeyen bir kılıç ustası, yenilmez bir irad
300 TL.
Tükendi
Bekir ağa, o sabah her zamankinden erken uyandı. Kalktı. Bu gün yapmayı düşündüğü bir şey vardı. Uzun zamandır yapmak isteyipte bir türlü zaman ayıramadığı bir şeyi yapmalıydı bu gün. Ellikte elini yüzünü yıkadıktan sonra, aşağıda evinin kapısı önündeki seki taşının üstünde oturan Kahyaya seslendi. Yumuşak bir hava vardı, serin, efil efil. Gökyüzünde gri kurşuni bulutlar dolanmaya başlamıştı kaç zamandır. Yağmurlar ha geldi ha gelecekti. Uzunevlerde sessizlik vardı. Çoluk çocuk sesleri doldurmamıştı henüz o
290 TL.
Tükendi
Güneyden, ak köpüklü dalgaları dayanılmaz hışırtılarda kıyıları döven Akdenizin üstünden bir bulut kaynadı. Ak, pamuk yığınları gibi ışıltılı bulutlar savruldu rüzgarlara kapılıp. Yükseldi. Yükselirken şekilden şekile giriyor, kah uçan atlara dönüşüyor, kah ağzından alevler saçan, çatal dilli canavarları andırıyordu. Masmavi, billur gibi göğün altında, durgun bir hava vardı. Serin, efil efil bir yel esiyordu arasıra, aşağıdan, gün batısından. Bulutlar küme küme yığıldılar, toplandılar üst üste. Tarifsiz bir
290 TL.
Tükendi
Burcu burcu toprak kokusu geldi burnuna. Taze toprak ıslak, çiğli, yapış yapış, bir hoş kokuyordu. Günlerdir yağan yağmurlarda yıkanmış orman pırıl pırıl, temiz, bir hoş kokuyordu. Uzun süre aralıksız yağan, siğim siğim, sarı, ipiltili, deniz kokuları, taze ot, çiçek, taze yaprak kokuları getiren yağmur, ancak akşam üzeri durmuştu. Gökyüzünü kapatan, örten, gri, küme küme bulutlar rüzgara kapılıp gitmişler, yerini billur gibi aydınlık, pamuk yığınları gibi ak bulutlara bırakmışlardı. Dere kenarlarında ayrık
290 TL.
Tükendi
Yağmurlar durdu. Torosların doruklarında ak bulutlar dolanmaya başladı. Ak pamuk yığınları gibi, top top... Rüzgarlara kapılarak şekilden şekile giren, uzayan, kısalan, toplanıp dağılan, sünen, ipileyen bulutlar dolanmaya başladı doruklarda. Kış boyunca yağan yağmurlarda yıkanmış, tertemiz, mis gibi bir toprak kokusu kaldı geriye kıştan. Toprak kımıl kımıl. Toprak doğurgan, verimli... Mordan yeşile, maviye, maviden mora çalan, çıvgınlayıp duran, ipileyen, balkıyan, tüten, buğulanan bin renge battı, çıktı ya
290 TL.
Tükendi
Dağ, taş, bayırlar, yarlar, koyaklar, bükler koyun meleyişlerinde, koyun meleyişlerine karışan çan ve çıngırak seslerinde akıyordu günlerdir. Dağ taş koyuna kesmişti. Koyun meleyişlerine karışan kaval sesleri, sonra, çobanların hay huyu yankılandı durdu günlerce yamaçlarda. Altı ayrı yörede yaylıma çıkan sürüler Fakıoğlunun isteğiyle, Torosların eteklerinde birleşmiş, yukarılara doğru akıp gidiyordu.Rahman, çam pürlerinin üstüne kepeneğini sermiş, bağdaş kurup oturmuş, uzun, çok eski, ezgili bir hava çalmay
290 TL.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 29 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1