İbrahim ve kuşları, her sabah bir ağacın altında buluşurlardı. Oyunlar oynayıp şarkılar söylerlerdi. Ama günlerden bir gün kuşlar, oyun oynamaya gelmediler. İbrahim onları çok merak etti. Acaba İbrahim'in kuşları yeniden gelir mi ağacın altına? Peki, neredeler şimdi? Hikâyeleriyle tanınan Aliye Akan, şimdi de çocukların dünyasına masal diliyle seslendi. Şair, ressam Bünyamin K. ise muhteşem sulu boyalarıyla bu masalı renklendirdi. Verilen sözde durmanın ve dostluğun değeri, arı duru bir anlatımla, zengin

Yeleleri çok uzamış Aşkar'ın, annesi onu berbere götürmek istiyor. Ama Aşkar berbere gitmekten korkuyor. Oysa berberin ona harika bir hediyesi var.

Meğer Yusuf'un sarı gömleğini rüzgâr alıp götürmüş. Acaba rüzgâr gömleği nereye kondurmuş? Sonra onu kim bulup getirmiş? Hikâyeleriyle tanınan Aliye Akan, şimdi de çocukların dünyasına arı duru diliyle seslendi. Şair, ressam Bünyamin K. ise muhteşem sulu boyalarıyla bu anlatıyı canlandırdı. Kullanıp atmanın yaşam biçimi olarak dayatıldığı şu günlerde, eşyayla bağ kurmanın önemi ancak bu kadar yalın bir öyküyle anlatılabilirdi.

Musa bir küçük çocuk. Bütün ağaçları tanıyan bir de dedesi var. Dedesinin Musa'yı da ağaçlarla tanıştırmak için harika bir fikri var. Hikâyeleriyle tanınan Aliye Akan, şimdi de çocukların dünyasına arı duru diliyle seslendi. Şair, ressam Bünyamin K. ise muhteşem sulu boyalarıyla bu anlatıyı canlandırdı. Tabiatla aramızdaki sessiz konuşma, ağaçları yapraklarından tanımak isteyen bir çocuğun yalın öyküsüyle anlatıldı.

Ah, Tuti! Dişlerinden biri senin canını çok acıtıyor değil mi? Şekerlemeleri öyle hızlı yedin ki! Ama neyse ki seni çok seven bir diş hekimi var ve sana harika bir armağan verecek. Hikâyeleriyle tanınan Aliye Akan, şimdi de çocukların dünyasına arı duru diliyle seslendi. Şair, ressam Bünyamin K. ise muhteşem sulu boyalarıyla bu anlatıyı canlandırdı.