Bu kitabı lisans ve lisansüstü eğitimlerine devam eden öğrenciler ve ilgili bütün akademisyenler için hazırlamaya çalıştım. Ancak, içerdiği konular itibariyle kitabın okuyucu kitlesinin çok daha geniş olacağını düşünüyorum. Bu kitabın hazırlığı sırasında etik ve bilim kavramları arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkinin hangi aşamalardan nasıl geçtiğini ve nerelerde ortak ve ayrı noktalarda buluştuklarını detaylarıyla inceleme fırsatım oldu. Bu sayede çok yeni bilgiler edindim ve çok şey öğrendim. Sonuç olarak, b

Kitap roman tadında beş öyküden oluşmaktadır… Beş farklı coğrafyada beş kadının neredeyse benzeşik yaşamlarının anlatısıdır… İbn-i Haldun’a atfedilen “coğrafya kaderdir” saptamasının “coğrafyası kadının kaderidir” nitelemesinde karşılık bulan kadın hikâyelerinin nedenselliklerine bağlı halleridir; her öyküde bulacağınız... Yani Çankırı’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Amerika’ya, Almanya’dan Hindistan’a, Nijerya’ya doğru coğrafi bir gezintinin yanısıra anlatılan insan hikâyelerinde kendinizden bir şeyler b

Hey! Ne oldu öyle? Nereye gidiyorsun? Beğenmedin mi bizi? Oysa sana anlatacak o kadar çok şeyimiz var ki, destanlar yazılır üzerine. Bu kadar acıyı birilerinin dinlemesi gerekiyor. En azından gel, sen dinle bizi biraz. Hiçbiriniz dinlemiyor bizi. Nedir bu kadar ağacı bir araya getiren de hep beraber bir orman kütlesi oluşturmuşlar bile demiyorsunuz? Ne acılar yaşıyoruz bir bilsen. Bir bilsen ki her gün onlarca yüzlerce dostunu kaybetmenin verdiği acıyı saklayacak yerimin kalmadığını. Oysa biliyoruz ki Umut

Fedakârlıktır kahramanlık. Korkmaktır aynı zamanda. Korkandan daha az korkmak değildir ama kahramanlık. Ağlayan ile ağlayabilmektir, içten. Zor olanı kolay kılabilendir, olmaz denileni oldurabilen ve olması gerektiğine inandığını yapandır, kahramanlar. Oğlunu okula gönderen değil, kızını okutandır, asıl kahraman. Emeğe saygıdır, adaletin ve eşitliğin olmadığı durumlarda dimdik ayakta durmaktır, kahramanlık. Ama hiçbir zaman kahramanlar en güçlü ve en iri olan değildir...